
Gazabın gölgesinde Gazze…
Mustafa M. Atilla
Bu dünya bana Gazze’den kafa atmış olmalı ki, yüzüm,
suratım kan revan içinde. Gazzeli çocuklar,bebekler gibi.Bende ölesiye dünyanın suratına gülüp, küfür etmek geliyor içimden sürekli.Kulaklarım sağır olmuş,
aç susuz insanlara halla beslenmenin dengesinden söz ediyorum.Kül olmuş bir şehir, tutulmayan eller,
gelmeyen yardımlar,öfkeden sönen kalpler,zaferle beslenmeyi bende isterim çığlıkları ile akşamı sabah,sabahı akşam eden insanların bizi de görün artık nidaları yükseliyor,o diyardan.
Uzaklarda…gazabın gölgesinde
Sessizlik denen bir katil,bağlamış elleri,dönme dolap
gibi çeviriyor,otur dediği zaman oturuluyor,kalk dediği zaman kalkılıyor.Dünya şu hale geldiyse,bana! herkes buna ortak dedirtiyor.Kazan kaynıyor üfleyecek baba
yiğitler ortada yok,bakma sen yalancı homurtulara;
keyifler gıcır,ürkeklikleri yalan,naraları dünya sarhoşluğu.
Lakin buna kaybetme ve yenilgi denir.Ensende soğuğu
hissetmek demek.Mora çalan göğün altında akıtılan kanların görmemezliği gülümsetiyor beni,yazıklar olsun dedikçe,”tenime”her sabah uyandığımda çığlık atan bebeklerin açlığı,korkuları,çaresizliği,nefesleri,
yapışıyor.Adını da ben koyayım bari ölüm sessizliği.
Öksürdüler öksürdük,ağladıkça ağladık,vuruldukça vurulduk adeta,sonra neme lazım dedik aleme geri döndük.Zannettik ki, bu kadarıyla yaratıcımız bize gülümseyecek.Hayır hiçte öyle olmayacak,Güneşin doğuşuna tanık olduğumuz sürenin bitimine mi saklar,yoksa hemen mi başlar hesap, ona tarih vermek zor. Bekleyip görelim hangi an fırtınalar kopacak.
Yudumla yudumlayacaklarını…boğazın da yutkunacak zamana kadar ey insanoğlu.Kaburgaların kırılacağı an gazzedeki ağlamalar kulakların da bir uğultu gibi çınlayacak,bu gidişle akan kanın şerbeti niyeti ile içirilecek içkinin tadı,kokusu ne yazık ki son pişmanlığa fırsat vermeden seni asla galibiyete sürüklemeyecek.
Geç kaldın çok geç kaldın, mahşerin ahlı vahlı sorgusu en sonunda seni bulacak.
Kupa,maça,karo, sinek bir araya gelmiş yeni dünya planı yaparken; sen hala harıl harıl arapça okuma
sevdasını ilmin olmazsa olmazı olarak, daha efdal diye yaratıcıya bilimden uzak, küçük aklınla yaranmaya çalış,..cebin dolmuş mu diye dön dön bak,..malın ve mülkünle övün,..Elin Amerikalısının,Avrupalısının, teknolojisini kap gel,bir yutturmacayla ben yaptım de,çalışma, sonra başına geldi mi sızlan,yetiş imdadımıza,sesimizi duy,yardımını esirgeme Allah’ım nidalarını gökyüzüne haykır.
O da sese cevap verecek…
Ey kulum ben sana akıl verdim,niçin uyuttun diye..
Allah yarattığı kulu takipte zorlanmaz.
Enfal suresi ( 22 ayet)..
Gerçek şu ki,Allah katında yerde “debelenenlerin” en kötüsü (bir türlü) akıl erdiremeyen sağırlar ve dilsizlerdir.
İlahi gerçeklere akıl erdiremeyen toplumların hali
bugün düşülen haldir.
Meşguliyet evrenin muazzam tarafı fakat bu ortamda
ecnebi insanların düşüncesinde gizli olan,bebekken öldür de, yarın büyüdüklerinde başına bela olmasın zihniyetini, bir başka aynı zihniyetle başbaşa bırakmak
veya ayakçılık yapmak,kendi kuyunu kazmanın lanetli yanı.
Bugün insanlar arasında hakim olan düşünceden biride,ülkelerin yönetici kadrolarının elinde olan birşey
söylemi,bütün günahıyla sevabıyla onlara ait,ne yapabiliriz ki? diye atıfta bulunmak yanılgıdan ibaret.
Hayır! İnsan bazen bilmez ne zaman değerli olacağını,
İşte… tam zamanı,
Harekete geçmenin,geçirmenin zamanı geldi geçiyor demek ise bir görev, bir kıvılcımla,yüksek dağlardan büyük kayaları aşağıya itmek kadar çok kolay.
Müşriklerle savaşırken de,ecnebiyle Çanakkale’de ölümüne savaşırken de dünya güzel olacak diye savaş verilmedi mi? Kanlar akıp kurumadı mı?daha ne bekleniyor, batılı ülke halkları seslerini daha nasıl çıkarsınlar,bizden daha gür,bizden daha korkusuzca ve içten,belli ki gür ittifak arayışı içindeler..Belli Ki bu bir müslümanlık sorunundan çıktı,insanlık sorununa dönüştü.
Sadece izlemek en acı tarafı,televizyon ekranına sessizce bakıp,bombalanan insanları, öldürülen çocuk ve bebekleri,gençleri izlemek,ruhun siyaset denen zırvaya nasırlaşması,duyduğum yalanların kulaklarımı
tırmalaması da bir başka acı tarafı.
Beklerken daha güçlenen siyonistler…beklerken gittikçe zayıflayan, bir zamanların cihana hükmüyle bilinen alemin bekçileri, küresel örgütleme de geç kaldığı anın soğuğunda,Siyonistler daha da kabarıp,
daha küçümseyecek davranışlar içine gireceğinden
başta gazzeden başlamak üzere,bölge insanını itip kakacak, aklını çelecek vicdandan uzak şeytani zekiliğe sahip yönlerini sergileyeceklerdir.
Bugün görünen o ki güçlenme palazlığı içinde debelenen yarı güçlü ülkeler,küresel güç hedeflerini yakalamaya çalışacakları vakte kadar suskunluklarını bozmayacak,seslerini çıkarmayacaklar gibi görünüyorlar.