
Bir zaferdir Lozan
Mustafa M. Atilla
Aldı götürdü, dağıttı kayırdı böldü parçaladı, sonu başı, yarını dünü bugünü, düşündü düşünmedi, onun adamı bunun akrabası,kirli temiz,deprem, cemaat, koltuk,haklı haksız,haram helal,akıllı akılsız,dava deva diyerek birazımızın takipte olduğu, çoğu insanın da umurunda olmadığı bir zaman diliminin son zamanlarını,yüzyıl diyerek tamamlamaya aylar kaldı.Beklenen yüz yıl geldi çattı.
Koca bir asır. Tamı tamına bir bir buçuk insan ömrünün ölçüsü olan yıllar.
Lozan antlaşmasının da yüzüncü yılı.24 temmuz 1923 sıkıntılı günlerden aydınlığa çıkışının senedi, zaferi olan yıllar.
Seçimler, seçimler, sandık sandık, filan kişi filan parti, filan ekonomik proğram derken 2023 seçimleri Suriyeli oyları,vatandaşlık oyları sandık entirikaları hariç fifti fifti yani bana göre % 48, % 48 seçmen iradesiyle ikiye bölündü.
**
İnsanların yarısı A liderine yarısı B liderine oy vermek için sandık başına gitti.Hangi amaç olursa olsun tercihini mühüre yansıttı. Sonuç itibarı ile kul hakkı mahşere kalmak suretiyle raflara kaldırdığımız bir seçim oldu.
**
Bana göre bu seçime damgasını vuran, ağırlıklı puan; totalde, liderlere olan, ne duruş,ne karekter, ne vasıf,ne de hayranlık.Çoğunlukta ufaklı büyüklü çıkar kazançlarının gayretli hamleleri.
**
Karşı tarafın liderini itici bulan seçmen,ne ülke,ne gelecek, ne demokrasi,ne özgürlük,ne hak ne hukuk, ne sefalet, ne sıkıntı,vs hayal meyal demeden kapasitesine göre aklın yolunda yolculuğa çıktı.
**
SONUCA ETKİ EDEN…
sevgiden bahsettiğim zaman; seçmenin nereye nasıl kayabildiğini anlayabiliriz belki.
**
İnsan da öyle gizli bir özellik var ki karşıdaki kişiye,tabiata,canlıya,vs baktığında hem beğenir hemde beğenmeyle birlikte sever,imrenir,bağlanır,ileriye gittiği zamanda aşık olur.Göğe yere sığdıramaz.
İnsanı sever,..lideri sever,...arkadaşı sever,...komşuyu sever,...
mahalleyi sever,...doğduğu şehri sever,ülkesini sever,...kendisine hıyanet edeni affeder yine sever,...hergün sokağın’dan geçeni bile sevebilir.
**
Asıl sevmeyle ilgili kısım şu.
Siz eğer birini,lideri,komşuyu,dost dediğinizi,vs
sevdiğiniz zaman, onların her yaptıklarını,düşüncelerini, arkadaşlarını, kardeşlerini, çocuklarını, yol arkadaşlarını hatta hatalarını bile görmezden gelir, kimi neyi varsa herşeylerini seversiniz,hatta çirkin kedilerini bile öyle çok seversiniz ki kucağınızdan indirmessiniz,tüy döktüğünü bildiğiniz halde.
Yok aksine sevmediğiniz zaman, kedisine, tavuğuna bile tekmeyi atarsınız.
Her gördüğünüzde içinizden söylenir, asabınızı bile bozarsınız.
**
Her seçimde böyle olmuştur.Kendimizi öyle bir kaptırmış oluruz ki, odaklandığımız tek şeyin benim doğrularım,benim sevdiğim,benim kararlarım, olduğuna, kararımdaki kişinin yanlışa doğru dese, doğruya eğri dese,eğriye doğru,yanlışları da mütemadiyen ortaya çıksa,zarar oluşsa,bir dediği bir dediğini tutmasa bile farklı düşünmeyiz, doğru bildiklerimiz gerçekten doğrumu diye hiç düşünmeyiz.
Minicik bir doğruya kilitlenip dağları devirdiğimiz oluyor. O kadar kibirli bir toplumuz ki, yanılabiliriz diye doğruyu araştırıp bulmaya bile çalışmayoruz ki övündüğümüz akıl bir anda uçup gitmesin.
**
Herşeyde olduğu gibi seçimlerde lider statüsünde sevilmek, sevdirmek önemli.
Nasılını!
Bana sormayın.Cevabı çok net.
O işi becerebilmek.
Zaman o kadar çabuk yol alıyor ki,önüne geçip durdurmaya çalışsanız sizi dinlemiyor,önüne dağları eritip set yapsanız yine durmuyor yıkıp , geçiyor,azmetmiş bir defa kararlı, bitirecek bu işi… Hal böyleyken yerel seçimde hakkı hakka teslim ederken bir çeşit erkler ayrılığını yabana atmamamız gerekir.Neler oluyor,neler yapılmak isteniyor fotoğrafına bir senarist gözüyle bakabilmek pişmanlıktan önceki belki son çıkış. Sadece bir öneri.
Şimdiden hayırlı olsun diyelim.
Lozan antlaşmasının yüzyıl dönümünde,de varlıkla yokluk arasındaki mücadelenin kahramanları olan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını,cephede aç susuz savaşan Anadolu askerimizi,yitip giden insanlarımızı minnetle anıyorum.
Kutlu olsun.