Ebrar Osmanoğlu

S-UMUD: 'Sumud, umut'

Ebrar Osmanoğlu

Günlerdir hemen hemen her yerde duyuyoruz. Peki, nedir bu gemiler? Uzun süredir gündemdeler. 

Uluslararası gündem bir yana, bütün vicdanı hür insanlar da onlarla berabermişçesine gündemdeler.

Yola çıkan filonun adı Sumud’du. Peki, Türkçedeki umut kelimesine bu kadar benzeyen Sumud’un anlamı nedir? 

Sumud, Arapça’da “Direnç, sebat, direniş, kararlılık, sarsılmaz azim.” gibi manalara geliyor. 

Bu kelime, Filistin halkının işgale karşı şiddetsiz direnç ve direnişini anlatmasının yanı sıra filonun ortaya çıkma noktasını da bize işaret ediyordu: Abluka karşısında tamamen insanı, barışçıl ve kararlı bir tavır göstermek.

31 Ağustos 2025’te, 50’den fazla gemi ve 46 ülkeden yaklaşık 500 aktivistle yola çıkan bu filonun tek amacı Gazze’de iki seneden uzun süren insanlık dramına dikkat çekmek ve insanı yardım ulaştırmaktı. Aynı zamanda filodaki aktivistler, 2007’den bu yana İsrail’in Gazze’ye uyguladığı deniz ablukasına da dikkat çekmek istiyordu.

Katılımcılar arasında dünya çapında çok tanınmış isimler, milletvekilleri, sağlık görevlileri, insan hakları savunucuları, hukukçular, gazeteciler ve aktivistler yer alıyordu. 

56 katılımcıyla birlikte en fazla katılımcının Türkiye’den olduğu filo, İspanya ve İtalya kıyılarından denize açılmalarının ardından Yunanistan ve Tunus üzerinden Doğu Akdeniz’e yönelmiş ve zorlu deniz şartlarıyla birlikte 1 Ekim 2025’e kadar yapılan hiçbir sabotaja aldırış etmeden başarıyla yolculuğuna devam etmişti. 

Ancak 1 Ekim 2025’te; sadece gıda, tıbbi malzeme, ilaç ve oyuncak taşıyan, içerisinde hiçbir saldırı aleti bulunmayan filo, uluslararası sularda ilerlerken İsrail donanması tarafından hukuksuz bir müdaheleye maruz kaldı: Tekneler durduruldu, yolcular alıkondu. Organizatörler ve medya, bu olayı “uluslararası hukukun ihlali” olarak değerlendirdi.

Yolculuk sırasında da ses bombaları atılarak, dronelarla saldırılarak, amiral gemileri hedef alınıp durdurulmak istenerek, su atılarak, ve üzerlerinden İsrail ordusuna ait insansız hava araçları uçurularak taciz edilen filodaki teknelere 1 ve 2 Ekim 2025’te açıkça saldırı düzenlendi; o karanlık sularda katılımcıların üzerlerine kimyasal sıvılar püskürterek ve geçişlerini engelleyerek ablukayı kırmalarına müdahale etmeye çalışan İsrail ordusu başarılı olamadı.

2 Ekim 2025’te Mikelon teknesi tüm müdahalelere rağmen Gazze karasularına giriş yaparak ablukayı kırmayı başardı. 

Filo Gazze’ye ulaşamasa da, Gazze halkı bu vesileyle uzun süredir işgalciler tarafından kendilerine müsaade edilmeyen balık tutma amacıyla sahillere indi ve ağ dolusu balık tutabildi.

Ayrıca Tüm uyarılara, sabotajlara, tehditlere ve saldırılara rağmen “Rotamız Gazze.” diyerek durmayan filo, Gazzelilere yakından bir umut olmasıyla beraber yalnız olmadıklarını, onlar için çabalayan insanlar olduğunu bir kere daha hatırlatmış oldu. Sadece Gazzelilere değil, tüm dünyaya da Gazze’nin aslında ulaşılabilir olduğunu ve halkların bir araya gelerek adaletin tecellisi için çalıştığında çok daha büyük işler başararak Gazze halkına uygulanan acımasız soykırımı durdurabileceklerini göstermiş oldu.

Sumud filosunda esir alınan ve içerisinde birçok Türk aktivistin de bulunduğu yüzlerce katılımcı el koyulan teknelerle beraber önce Aşdod Limanı’na cezaevi araçlarıyla götürüldü, ardından İsrail’in aşırı sağcı bakanı Ben-Griv katılımcılara terörist damgası yapıştırdı ve Necef Çölündeki hapishaneye gönderilen aktivistlerin minimumun da minimumu derecede az imkan sağlanan hücrelerde kalacağını belirtti.

Aktivistlerin durumuyla ilgili dünya kamuoyunda ve uluslararası politikada çeşitli gelişmeler ve görüşmeler yaşanırken; Gazze’deki soykırım durana kadar gemilerin durmayacağımı aşikar edecek bir biçimde, daha önce İsrail tarafından durdurulan Vicdan gemisinin de içlerinde bulunduğu 11 gemilik Özgürlük Filosu’da yüzden fazla aktivistle  yola çıktı.

Katılımcılara ve yeni filoya neler olacağını ilerleyen günlerde hep birlikte göreceğiz ama Sumud umut filosu, tüm dünyaya pek çok konuda örnek olmayı ve başta Gazze halkı olmak üzere tüm vicdanlı insanlara umut olmayı başardı.

Ve geriye dönüp baktığımızda tüm insanlık olarak şunu görmüş olmamıza sebep oldu: “Gönülden istenince yapılamayacak bir şey yoktur. Sen hedefine ulaşamasan bile, senin açtığın yolda hedefe başkalarının ulaşmasını sağlayabilirsin. Ve en sonunda, zahirde kazanan hep adalet olur. Batında kaybetmiş gibi görünse bile…”

Yazarın Diğer Yazıları