Sistematik Katliam: VAR!
Dr. Erdal Orman
Evet, Vanspor Sarıyer maçından bu yana dökülüyor…
Evet, 5 haftadır galip gelemiyor…
Evet, yıllar sonra ilk kez üst ütse 3 hafta mağlup oluyor…
Fakat Vanspor son 3 haftadır sistematik bir biçimde hakemler tarafından bu kadar aleni bir şekilde, bu kadar acımasızca, bu kadar pervasızca katledilirken bunu görmezden gelip, oyuncularını veya hocalarını eleştirmek, bu aşamada bence abesle iştigaldir…
Bu hakemlerin kasti yanlışları yüzünden yok yere Hakan Kutluyu kaybettik…
Bu hakemler, asla puan vermememiz gereken, alttaki takımlara adeta Vanspor üzerinden can suyu vererek hepsini lige ortak ederken Vanspor’u ateşe attılar…
Bu durum, Serikspor maçının VAR hakemi Turgut Doman’la başladı ve sonraki hafta Manisa maçında, MHK’nın en mimli VAR hakemi olan Abdullah Buğra Taşkınsoy ile orta hakem İlker Yasin Avcı ikilisi ile devam ettirildi. Özellikle bu mimli ikili, maçın sonucunu nasıl isterlerse veya hangi yönde talimat gelmişse sonucu o yönde tayin etmeye, mümkün kılmaya mahirler…
Hatırlayın! geçen yıl oynanan Amedspor- Gençlerbirliği maçını. Yine bu ikilinin yönettiği maçta VAR hakemi Taşkınsoy, son dakikada maçta geçmiş onlarca pozisyonu inceleyip VAR marifetiyle Gençlerbirliği’ne penaltı yaratıp, buna rağmen Erce’nin kurtardığı penaltıyı bu defa da tekrarlatmak için ne taklalar attığını ve maçın 1-1 sonuçlandığını bir hatırlayın…
Ve bu haftaki Ümraniye maçının VAR hakemi Ferhan Kestanlıoğlu ile orta hakem Burak Olcar’ın ayyuka çıkan kasıtlı kararlarıyla artık işin boyutu değişmiştir. Hatta öyle ki Vanspor yönetimi, belki de Türk futbol tarihinde bir ilke imza atarak, bu müsabakanın VAR hakemi Ferhan Kestanlıoğlu ve Olcar hakkında suç duyurusunda bulunmuştur...
Son derece yerinde bir karar ve gösterilmesi gereken bir tepki olarak yönetimin bu hareketini destekliyorum ve de alkışlıyorum...
Aynı tepkiyi TFF’de Başkan Hacıosmanoğlu’nun yönetiminde yer alan, Tahkim Kurulu üyesi ve Doğu ve Güneydoğu takımlarının başkan danışmanı olan eski Vanspor Başkanı Sayın Feyat KIYAK’tan da beklediğimi buradan söylemek istiyorum ki, KIYAK’ta bu tür haksızlıklara çokça uğramış ve 2024 yılında yine Serikspor ile Erokspor tarafından şampiyonluğu elinden alınmıştı…
Ayrıca KIYAK’ın Vanspor’un Süper Ligde yer aldığı 90’lı yıllardaki TFF yönetiminde bulunan Vanlı Nihat Saydan gibi aktif olması, kulübün haklarını sonuna kadar savunması en büyük beklentimizdir. Zira o zamanki kısıtlı şartlara rağmen Nihat Saydan o dönemde TFF deki statüsünü kullanarak Vanspor’a haksız yere verilen birçok cezada kulübü ipten almış, çoğu cezayı da kaldırtmıştı. Kaldı ki Sayın Feyat KIYAK, ondan daha etkili bir pozisyonda ve birden fazla görevde yer aldığından dolayı kendisinden bir Vanspor taraftarı olarak beklentimiz daha da büyüktür…
Ülkemizin hassas bir dönemden geçtiği şu günlerde özellikle kitleleri hareketlendirmeye yönelik sinsi adımların futbol takımları üzerinden denenmeye çalışıldığı bence çok açık. Eskiden seyirci adil olmayan orta hakemi tezahüratlarla yola getirip, hizaya sokarken VAR denen sistemde bu da mümkün olamıyor. Çünkü VAR hakemleri dokunulmaz bir cam fanus içinde taa ki Riva’ da ki tesislerde masa başında, keyif çayı içerek kaos ortamları hazırlayan düğmelere basabiliyorlar. Sahadaki gergin ortamı, seyircideki siniri hiç hissetmeden rahatça istedikleri takımı ipe gönderebiliyorlar. Yani eskiden Muhittin Boşat gibi tetikçi hakemlerle yapılan iş günümüzde VAR’la yapılıyor. Dolayısıyla bahisçilerin üstüne gidildiği kadar bu yapılarında kökü kurutulmadan ülkeye toplumsal dinginlik gelmeyecektir. Eğer durum bu kadar vahimse zaten bu kadar emek vermeye, para harcamaya, eksi 10 derecede o kadar seyirciyi tribüne çekmeye de gerek yok…
Yani tabiri yerindeyse ‘‘Turkish VAR’’ın, güvenirliği sorgulanıyor. Türkiye’de zaten her konuda güven sorunu var, insanlar Avrupa’da uygulanan VAR sistemine güvenirken Türkiye’dekine güvenemiyor. VAR’ın yarattığı en büyük sorun, kararların standart olmayışıdır. Futbolda adalet hissini canlandırmak için tasarlanan VAR denen sistem teoride kusursuz görünse de, Türk futbolunda maalesef objektiflikten uzak, taraftarın ve futbol camiasının zihninde, ‘‘kimin lehine çalıştığı sorunsalı’’ yüzünden sistemin güvenilirliği sarsılıyor. Bir maçta bariz hata kabul edilen pozisyon, diğer maçta görmezden gelinebiliyor. Özellikle elle oynama ve ofsayt kararlarındaki milimetrik çizgiler, futbolun doğal akışını bozmanın ötesinde, VAR odasındaki hakemlerin kişisel ve kasıtlı yorumlarına da kapı aralıyor. Maç sonunda hakemin VAR’a gitme veya gitmeme nedeni, VAR hakemi ile orta hakem arasındaki konuşmaların paylaşılmaması, polemiklere zemin hazırlıyor ve adalet yok oluyor. Maçı yöneten bir orta hakem ve 2 yan hakem olmasına rağmen sanki VAR’ın tek geçerli hakem otoritesi olarak tanımlanması, hakemlik müessesesini de yok saymakla bence aynı anlama geliyor...
Kol, omuz gibi uzuvların milimetrik farklarla ofsayt olarak değerlendirilmesi, futbolun ruhuna aykırıdır. Net bir avantaj sağlamayan, çıplak gözle görülemeyen ofsaytlar için saçma sapan çekilen son Ümraniye maçında olduğu gibi bazen de hiç çekilemeyen ofsayt çizgileriyle gasp edilen puanlar, çalınan emekler bu sistemin hakemlerini baş şüpheli duruma sokarken sistemi de sorgulatıyor. Çoğu stadyumda yeterli kamera bulunamadığından ofsayt çizgisi bile çizilemiyor. Yeterince kameraya ve farklı açıya sahip olunamadan sağlıklı bir ofsayt kararı nasıl alınabilir? Büyük maçlarda süper ligde 24 kamera ile sistem donatılırken örneğin Vanspor maçlarında sadece 5 kamera ile nasıl doğru ofsayt tespiti yapılabilir?
Ayrıca VAR standartlarının yakalanamamasındaki sebeplerden biri de başarısız olduğu düşünülerek dinlendirilen veya sahada görev verilmeyen çok sayıda hakemin VAR hakemi olarak görev yaptırılmasından da kaynaklanıyor. Yani adam zaten sahada yorum hatası yapıyorken bu hakem müsveddelerini VAR’da oturtursan sonuçları da böyle can yakıcı ve şaibeli olur. Belki de kasten veya işlerine gelen bu olduğu için ‘‘bırak yanlış yapsın, kaos devam etsin böylece MHK beslensin’’ diye buna zemin hazırlanıyor. Ayrıca VAR uygulamasının psikolojik ve sosyolojik yönleri de dikkate alınmıyor. Çünkü futbolun en güzel en coşkulu yanı olan gol sevinci ya hiç yaşanamıyor, ya boşa seviniliyor ya da bu sevinç yarıda kalıyor. Bu kararlardan kaynaklanan şoklar nedeniyle futbolcular bazen bir süre kendilerine gelemiyor.
Vanspor’un golcüsü Cedric’in bu sezon tam 5 golü VAR tarafından iptal edildi. Onun yerinde olmak istemezdim doğrusu. Belki de şu an gol krallığında yarışıp, maddi değerini katlayacakken büyük bir öz güven ve hayal kırıklığı yaşıyor iç dünyasında.
Bu durum bilimsel olarak da kanıtlanmış: Kilis 7 Aralık Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi ISSN NO: 2667-5447 113 nolu makalede VAR Sistemi’nin hakemlerin stresini azalttığına ve özgüvenlerini artırdığına ancak futbolcularda oyun esnasında motivasyon düşüklüğüne sebep olduğuna vurgu yapmışlar. Ayrıca çalışma grubundaki futbolcular VAR Sistemi’ni geliştirmek için VAR karar süresini kısaltıcı çalışmaların yapılması ve daha farklı kamera çekimlerinin kullanılmasını önermişler…
Sözün özü doksan dakikada zaten bir iki tane gol oluyor, onun da birini VAR didikleye didikleye iptal edince futbolcu ve takım çöküyor. Örneğin son Ümraniye maçında buz gibi golü iptal edilen Cedric’in golden sonra sahada varlığını hissedebildiniz mi? Yani Cedric’in bu hakemlere golünü kabul ettirmek için amuda kalkarak mı gol atması gerekiyor? Dolayısıyla kazanmamız gereken Serik, Manisa ve Ümraniye maçlarında öne geçmemize rağmen kasıtlı alınan bu iptal kararları yüzünden takım belki de farka gidecekken psikolojik olarak çökünce üç maçta da sıfır çekmiş oldu. Ayrıca bu durum sadece futbolcuda değil oyunun heyecanını ve spontane gelişen anlarını ortadan kaldırarak, seyircilerde de motivasyon eksikliğine, büyük bir umutsuzluğa yol açmaktadır. Kendimden örnek vermek gerekirse son 3 haftadır VAR hakemlerinin kasıtlı karar verdiklerini düşünüyordum ve son Ümraniye maçında Cedric’in nizami golünü de VAR iptal edince ekran başında uğradığım bendeki ruhsal çöküşü tarif edemem. Varın 3 haftadır buna sahada aralıksız maruz kalan Cedric ve takım arkadaşlarını siz düşünün… Ayrıca yöneticileri, hocayı vs…
Son VAR kararlarını hatırlayalım. Serik maçında 18. Dakikada Cedric’in kafa vuruşuyla ağlara gönderdiği topta 1 dakika önce Medeni’nin eline çarptığı gerekçesiyle VAR hakeminin orta hakemi uyarmasıyla komedi bir kararla golümüz iptal edilmişti. Yani arayıp arayıp golün 10 pozisyon öncesinde saçma bir gerekçe bulunuyor ve gol iptal ediliyor. Daha sonra 48. dakika da Belkovski’nin golüyle Serik pozisyon bile yaratamadan Van gibi zor bir deplasmandan 3 puanı alıp gidiyordu...
16.hafta Manisaspor maçı,7. dakikada M. Ensar Çavuşoğlu ile bulduğumuz kafa golü ofsayt gerekçesiyle iptal edilmişti. Oysa Jeferson’un ayağından çıktığı anda hiçbir şekilde Nabi ofsayt ta değilken iptal kararı verilmişti. Ve 55. dakikada Manisa lehine uyduruk bir serbest vuruş yaratan hakem Avcı o pozisyonun devamında bu kez VAR hakeminin devreye girmesiyle Africo’nun belirli belirsiz müdahalesine çok ucuz bir penaltıya hükmetmişti. Böylece takımın gardı düşürülüyordu. Evet, tesadüfe bakın ki bu maçın hakem ikilisi İlker Yasin Avcı ile VAR hakemi Abdullah Buğra Taşkınsoy! MHK bu ikiliyle maçların hangi skorda bitmesini istiyorsa bu ikiliye görev veriyor. Sonra 2. Penaltı ve Africo’ya verilen kırmız kartla görev yerine getiriliyordu. Ve bu haftaki Ümraniye maçında Ferhan Kestanlıoğlu da aynı kötü niyetle Vanspor’un ipini çekmiştir. Son Ümraniye maçında ofsayt 11-15 kamera ile tespit edilmesi gerekirken sadece 5 kamera ile tespit edilmeye çalışılıyor. Oysa karşı tribünden bir taraftar kamerasına yansıyan görüntüde de açıkça görüldüğü gibi pozisyonun asla ofsaytla ilgisi yok. VAR’a göre ‘‘ofsayt pozisyonu topun ayaktan ilk çıktığı anda değil topun ayakla temas ettiği andan itibaren ofsayt incelemesi başlar’’ deniyor. Yani defalarca izledim, o pozisyonda Hasan’ın ayağına topun ilk temasında da ayağından ilk çıktığı ana kadar Cedric kesinlikle ofsaytta değildi... Ve 77 dakikada yine hiç etkili pozisyon bulamadan Ümraniye güle oynaya Dokanoviç’in karambolden bulduğu golle Van’dan 3 puanı alıp gidiyordu…
Dolayısıyla yönetimin yerinde olsam, Serik maçından Manisa maçına kadar Kestanlıoğlu ile birlikte bu üç maçın tüm hakemleri hakkında suç duyurusunda bulunurum… MHK’yı karşısına almak hiçbir takımın menfaatine değildir ama bu tepkiyi göstermese Vanspor, lime lime edilinceye kadar doğranacaktır.
Kısacası bir futbol karşılaşması masa başında verilen kararlarla yönetilemez. Çünkü kararın psikolojik etkisinin görülemediği için değerlendirme absürt sonuçlara yol açıyor. Korkarım böyle devam ederse seyircinin sabrı taşacak ve istenmeyen olaylar zorla vuku bulacak. Bu konuda yetkililere çok iş düşüyor.
Rezalet bir sistem VAR ama seyircimizden itidal diliyorum…
Sağlıcakla kalın.