
Seyircisiz Maç Rezaleti
Dr. Erdal Orman
Vanspor-Sivasspor
Geçtiğimiz cumartesi, Van Atatürk Stadında Vanspor ile Sivasspor arasında oynanan müsabakada ne ekrandaki izleyiciler, ne sahada mücadele eden futbolcular eminim zerre kadar zevk almadılar. O statta defalarca maç anlatmış olan TRT’nin deneyimli spikeri Erdoğan Arıkan bile seyircisiz maçı anlatmanın ne kadar zor olduğundan, Vanlı futbolseverlerin bir an önce stattaki yerini alması gerektiğinden bahsederken, adeta işkence dolu bir 90 dakikayı çoğu zaman maçı anlatmadan sessizce tamamladı. Çünkü futbol seyirciyle güzeldir. 12. Adam olarak tanımlanan, seyircilerdir. Onlar olmadan eksik kalan, maç öncesi ve maç sırasındaki şovlar, şarkılar, sloganlar, açılan pankartlar yoksa futbol bir hiçtir…
Suçu işleyenin ceza almadığı, hiçbir mantıklı veya adaletli yanı olmayan seyircisiz oynama cezası, kitlelere hitap eden bir seyir sporu olan futbolun ruhuna asla yakışmayan bir rezalettir. Yani TFF acaba burada kimi cezalandırıyor? 25 yıl sonra çıktığımız 1. Ligde ligin 6. haftası olmasına rağmen hala Vanspor seyircisiyle buluşamamanın maddi ve manevi kayıplarını yaşıyor. Bu statlarda onca güvenlik görevlisi, onlarca kamera süs için mi var. Her maç bir yığın güvenlik önlemi arasında stada giriliyorken, bir kaç kendini bilmezin hatası yüzünden on binlerce masum, iyi niyetli futbol severin cezalandırılması kesinlikle adil değildir. Milyon dolarların döndüğü bu endüstride hem futbolun hem de taraftarın yani tüketicinin cezalandırılması, çağdaş hukukun ve futbolun özüne hiçbir şekilde uymuyor. Sezon başlamadan önce, kombine bilet alıp bedelini peşin ödeyen taraftarlar, o takıma blok veya tam saha kapatma cezası geldiğinde kombineler elde kaldığı gibi büyük bir maddi kayba da uğruyorlar. Burada yine en büyük darbeyi aslında kulüp yiyor. Hem gelirden hem de taraftar desteğinden oluyor. O kendini bilmez taraftar, koca bir kenti veya kulübü yakıyor. Peki, öyleyse maç başından sonuna kadar tribünlerdeki her hareketimizi kayda alan o polis kameraları ne işe yarıyor, ne amaçla kullanılıyor biri bana açıklasın. Bu tür asayişsizliklerde olayın failinin güvenlik görevlilerince tespit edilmesi, onca gelişmiş kameralarla donatılmış statlarda çok zor olmasa gerek. Polisler dâhil herkesin gözü önünde cereyan eden olaylarda, ilgili kişi veya kişilerin alı konulup mahkemeye sevk edilmesini sağlamak çok zor değildir. Bilakis güvenlik görevlileri bunun için statlarda vardır. Örneğin geçen yıl deplasmanda izlediğim Karacabey- Vanspor maçında hemen önümüzde vuku bulan sahaya şişe atma olayında, polis derhal müdahale edip Karacabey taraftarı olan o kişiyi stattan atmıştı. Bunu Van stadında yapmak çok mu zor? İşte bunun gibi birkaç ibretlik müdahale her şeyi kökünden çözebilir. Bu kişilerin bir sonraki maçta stada girmesi engellenebilir, maçlara ilişkin bazı haklarından mahrum kalması sağlanabilir. Bunlar yapılabilecek şeyler iken, TFF’nin saçma sapan bir yönetmelikle tüm güruhu topluca cezalandırma kolaycılığı, gerçekten çok adaletsiz. Suçluyu değil de toplumu cezalandıran bu yöntem, adeta dükkâna giren hırsız yerine dükkân sahibine ceza kesmek gibi planlandığından bu cezalar asla caydırıcı da olmuyor. Oysa sahaya yabancı madde atan kişi, bir kez karakol yüzü görse bir daha asla aynı hareketi yapmaz ve böylece cezanın caydırıcılığı artar. Bu şekilde muameleye maruz kalan kişiler gittikçe azalarak meselenin belki de toptan çözümüne ulaşılacaktır. Dünyada futbola ilgi azalıyor deyip taraftarı tribünlere çekmenin yolları aranırken, bizler bu tür cezalarla seyirciye ket vurarak neyi amaçlıyoruz, gerçekten anlaşılması güç. Ve bu çelişkili cezadan da en çok zavallı Anadolu kulüpleri nasipleniyor. Bu cezalandırma sistemi, zaten süper ligi ve 1. Ligi işgal eden seyircisi olmayan, kitlesi bulunmayan İstanbul’un semt kulüplerinin veya siyasetin proje takımlarının sadece ekmeğine yağ sürüyor. Çünkü söz konusu o kulüpler etkili kulisi olan veya kuvvetli lobisi bulunan takımlar olup aynı zamanda en çok parası olan ve nedense şampiyonluğa oynayan kulüplerdir. Dolayısıyla zaten bu cezaları ya hiç almıyor ya da daha hafif atlatıyorlar ama bu tür cezalarla seyircisinden mahrum kalan rakipleri ise avantajını yitirmiş oluyorlar. Hal böyle olunca bu defa adaletsizlik had safhaya ulaşıyor, liglerin tadı tamamen kaçıyor. Otoritelerin bu konuyu acilen gündemine alması gerektiğini düşünüyorum. Kısacası, seyircisiz oynama cezası, olaya karışanları değil, adabınca maç izlemeye gelen taraftarı ve kulüpleri cezalandırıyor. Bu konuda esas amaç kötü eylemi oluşturan kişi ya da kişilerin cezalandırılması olmalı, masum futbolseverler bu güzel oyundan mahrum bırakılmamalı, kulüpler çok önemli seyirci desteğinden ve gelirlerinden yoksun kalmamalıdır. Türkiye Futbol federasyonu ve onun alt birimi PFDK seyircisiz oynama cezasına hassasiyetle yaklaşmalı ve tüm yönleriyle bu cezalandırma yöntemini tekrar ele almalıdır…
Ligin 6. haftası geride kalırken takımımız Vanspor, seyircisinden mahrum olarak evinde oynadığı 3 müsabakaya ve 1. Ligin kalburüstü takımlarına rağmen 9 puan toplayarak bence büyük bir başarı sağlamıştır. Bugün ligin puan cetveline baktığımızda ilk ikide bulunan lider Erokspor’dan 3 puan, 2. Sıradaki Çorumspor’dan deplasmanda 1 puan almış bir takımız. Bütçesi kısıtlı, sahası kapalı, tesisi inşaat halinde, seyircisinden mahrum ve ligin yeni takımı Vanspor üstelik bu korkunç fikstürüne rağmen lige çok iyi başlamıştır. Henüz kendinden daha zayıf veya denk hiçbir rakiple karşılaşmayıp, üstelik kadro kaliteleri ve maddi değerleri ile şampiyonluğun en büyük adayları olan deyim yerindeyse 1. Ligin 4 büyüğüyle (Erokspor, Çorumspor, Iğdırspor, Sivasspor) ile karşılaşıp 9 puan toplamak her babayiğidin harcı değildir. Ve eminim ki Vanspor önümüzdeki hafta içi ve hafta sonu karşılaşacağı şampiyonluğun en büyük adaylarından diğer iki takım olan Bodrumspor ile Amedspor maçlarından da puan veya puanlar alacaktır. Vanspor’un fikstürüne şöyle bir bakmanızı öneririm, İlk 8 hafta ligde iddiası olan ve geçen yıl süper ligden düşen takımlarla yeni çıkmış bir takım olarak mücadele eden Vansporun yerine şampiyonluğa oynayan başka bir takım olsa acaba Vanspor kadar puan toplayabilir miydi? Sanmıyorum… Şimdi bir de üst sıralarda yer alan takımların fikstrüne bir göz atın. Küme düşmesi kesin olan genç tecrübesiz Adana Demirspor’dan puan almak veya sonsuz maddi imkânlarla, tribünlerde binlerce taraftar desteği veya kentin tüm dinamiklerini arkaya alarak mücadele ederek üst sıralara tırmanmak bir başarı değildir. Oysa bu avantajların hiçbirine sahip olmayan, tam tersine yeni bir ligde, tesis olmadan, seyirci desteği olmadan dolayısıyla kentin gücünü hissetmeden bir yandan onca yabancı futbolcusuyla yeni bir lige adapte olmaya çalışan bu takımın, teknik ekibin ve yönetimin yanında olmamız, verdikleri bu şahane mücadeleyi alkışlamamız lazım.
Amedspor maçı ile seyircisi ile buluşacak olan takım için lig 8. haftada yeniden başlayacaktır. Dile kolay 25 yılın özlemiyle tribünlere koşup çok sevdiği takımına kavuşacak olan cefakâr taraftar, elbette takımın gücüne güç katacaktır. Emin olun sadece maçı anlatan TRT spikerleri değil Türkiye’deki tüm futbolseverlerde 90’lı yıllardan hatırladıkları o muhteşem, centilmen Van taraftarını bir an önce tribünlerde görmek istiyor. Fakat işin bir de cilvesi var. Özellikle Hakan hoca ve futbolculara buradan bir iyi bir de kötü haber vermek istiyorum. İyi haber adeta seyirci ile birlikte topu sürecekler, şut atacaklar, nereye pas vereceklerini seyirciden öğrenecekler. Çünkü Van stadının öyle enteresan bir akustiği var ki eski futbolcularımız bilir, tribündeki tüm sesleri duyabiliyorsunuz. Futbolcularımıza ve Hakan hocamıza önerim gerek motive edici gerek tüyo verici her sesten istifade edin, bu seslere kulak tıkamayın. Çünkü tribündekiler her şeyi görüyor ve söylüyor. Gelelim kötü habere. Van seyircisi gelen rakibin gücüne göre takımının haddini bilerek oynamasını hoş görür ama geriye oynamasını, presten yoksun, pısırık oyunlarını asla kabul etmez. Yani evinizde atak oynamak zorundasınız, teknik, taktik dinlemezler… Dolayısıyla Hakan hocanın bu şartlarda savunmayı önceleyen ve bana göre de doğru olan bu oyun taktiği nedeniyle seyirciyle yaşayacağı muhtemel tatlı sert karşılaşmalara hazır olmasını ancak tecrübesiyle bunun da üstesinden geleceğini biliyoruz.
Her zaman olduğu gibi hep destek, tam destekle takımımızın yanındayız, başarılar diliyoruz…