Davut Mortaş
Gençlik, insan ömrünün en parlak çağını ifade eder. Ancak bu çağ, aynı zamanda en büyük imtihanların yaşandığı bir dönemdir. Bugün gençler, teknoloji çağının ışıltılı vitrininde, hız haz ve sınırsız özgürlük vaatleriyle karşı karşıya. Sosyal medya, dijital dünya ve modern yaşamın baskıları, gençlerin değerlerini sorgulamasına neden oluyor.
Ama şu soruyu kendimize sormalıyız; Bu hızlı çağda hangi değerler bizi ayakta tutacak?
Cevap çok açık; Aile, edep ve ana-babaya hürmet! Çünkü köklerinden kopan bir ağaç, güçlü rüzgârda devrilir.
Aile; Bir liman değil, Bir Kale
bir geminin limanı, bir askerin kalesi vardır. insanın da ailesi vardır. Hayatın fırtınalı denizlerinde yol alan genç için aile, yalnızca bir sığınak değil, aynı zamanda güven ve güç kaynağıdır.
Bugün birçok genç, ailesiyle bağlarını zayıflatıyor. Oysa bir annenin fedakârlığı, bir babanın teri unutulmaz bir emanettir. Onlar, bizim için kendi hayallerinden vazgeçtiler.
Unutma!!
Annen, gece yarıları senin ateşini düşürmek için uykusuz kaldı.
Baban, sen rahat yaşa diye sırtında dünyayı taşıdı.
Ve biz, birkaç modern alışkanlık uğruna bu fedakârlıkları görmezden gelebilir miyiz?
Bir büyük zat şöyle der:
“İlimsiz yaşanır, ama edepsiz asla.”
Edep, insanın hem kalbini hem dilini süsleyen bir ziynettir. Edepsiz bir genç, bilgiyle dolsa da fayda vermez. makam sahibi olsa da saygı görmez.
Edep, sadece şekil değil, Bir ruh hâlidir. Büyüklerin yanında sessiz durabilmek, küçüklere şefkat gösterebilmek, konuşurken nezaketle ölçülü olmak. Bunlar edebin yansımalarıdır...
Modern çağın “özgürlük” söylemleri, bazen edebi zayıflatıyor. Oysa gerçek özgürlük, başkasının hakkına girmeden, saygıyı koruyarak yaşamaktır.
Ana-Babanın önemini
Kur’an şöyle buyuruyor:
“Rabbin, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi ve ana-babaya iyi davranmanızı emretti.” (İsrâ, 23)
Hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Cennet, annelerin ayakları altındadır.” (Nesâî)
Bugün gençlerin büyük kısmı, Ana-Baba sevgisini doğal bir hak gibi görüyor. Oysa bu, şükrü gerektiren bir nimettir. Onlara hürmet etmek, sadece bir kültürel değer değil, Allah’ın emridir.
Bir baba duası, kapalı kapıları açar. bir annenin bedduası, gökten yıldırım gibi düşer.
Onlar hayattayken kıymetlerini bil. Yoksa bir gün kabir taşına sarılıp “Keşke” demek fayda etmez.
Ey genç!
Unutma: Dünya değişir, teknoloji ilerler, modalar gelip geçer, ama aile, edep ve Ana-Babaya saygı asla eskimez.
Bu değerler seni hem dünyada huzura hem ahirette kurtuluşa götürür.
Bugünün “özgürlük” maskeli anlayışı seni köksüz bırakmasın. Çünkü köksüz ağaç, meyve vermez.
Kökün ailedir.
Suyun edep.
Gövden ise Ana-Babaya hürmettir.
Bir bilge der ki;
“Ana-Baban hayattayken cennet kapısı önünde duruyorsun. İtaat et, o kapı sana sonsuza dek açık kalsın.”
Gençliğin kıymetini bil, aileyi unutma, edebi kuşan, ana-babanın duasını al. Çünkü bu dört değer, iki dünyada da izzetin anahtarıdır.
Unutma:
Aile bağını koruyan huzur bulur.
Edeple yaşayan değer bulur.
Ana-babasına itaat eden, iki cihanda izzet bulur.!