Davut Mortaş

Kar Aralığından Gelen Işık

Davut Mortaş

Kış, bizim köyde sadece hava durumundan ibaret değildi. Soğuk, duvarlardan sızardı. Rüzgâr, evin içini yoklardı adeta. Bizim iki göz odalı, kerpiçten yapılmış evimizin bir kapısı vardı; dışarıya açılan tek nefesimizdi. Ama o nefes her akşam karla dolardı. Kapının altına, İran battaniyesini sıkıştırırdık annemle, her fırtına başladığında. Battaniye bir saat sonra donar, bizse sobanın başında elimizi ovuşturur, sıcak bir şey beklerdik… Ve bazen o sıcaklık bir çay, bazen bir masal, ama en çok da nenem olurdu.

Ben o evin en büyük torunuydum. O yüzden onun dizinin dibinde büyümenin şerefine ermiştim. Nenem, hasta ve yaşlıydı. Tansiyon, şeker ve diz ağrılarıyla boğuşuyordu. Yürümekte zorlanıyordu ama buna rağmen iki günde bir gelirdi bize. O gelişler... Öyle alelade ziyaretler değildi. Umuttu, ışıktı, hayatı unutma sebebiydi.

Her karanlık çöküşünde pencerenin önünde beklerdim. Yolun başında biri görünecek mi diye... Gözüm hep yoldaydı. Soğuk cam buğulanırken ben içimden dua ederdim: "Allah'ım nenem gelsin."

Ve o karanlıkta, baston sesiyle beraber bir silüet belirdi mi... Dünya o an ısınırdı.

Kar Aralığından Gelen Işık

Nenem içeri girince sadece kendi girmezdi. Yanında masallar getirirdi. Her masal bir başka ülke, bir başka hayal... Yorgun olmasına rağmen saatlerce anlatırdı. Ben bir şey beğenmedim mi, başa dönerdi. Masallar bitmezdi ama ben uykuda tükenirdim. O yine de anlatırdı, sanki uykuma da hikâye taşırdı.

O zamanlar nenemin anlattığı her şey gerçek gibiydi. Periler vardı, iyilik vardı, zorlukların sonunda mutlaka güzellik olurdu. Belki de o yüzden bu kadar inandım hayata. Belki de o yüzden bugün hâlâ bazı masalları arıyorum; çünkü bir zamanlar onlara inanmıştım.

Yıllar geçti. Ev değişti. Kışlar değişti. Ama nenem bir daha o kapıdan hiç girmedi.

Şimdi bazen hâlâ kar yağarken, çocuk gibi pencereye bakıyorum. O yaşlarımda kalmış bir hâlim var hâlâ içimde. O küçük çocuk, hâlâ nenesini bekliyor. Kar aralığından gelecek sıcak bir sesi… Belki bir masalı… Belki sadece “geldim” diyen o yumuşacık selamı…

Ama en çok da o dizinin dibindeki huzuru…

Yazarın Diğer Yazıları