Yunus Türkoğlu

Sonbahar Renkleri -Mimar Sinan ve Vangölü- Kuran'da övülen besin: Zeytin

Yunus Türkoğlu

Sonbahar Renkleri…

Sabah olmak üzereydi artık, bunu hissediyordu. Uykudan uyanmış sabah ezanının okunmasını bekliyordu. Bedeninin uyuşukluğuna engel olmaya çalışırken, açık pencereden odaya dolan kokular giderek sarı ve kızıl tonlara evirilerek onu uyanmaya çoktan razı etmişti. Müstesna bir mevsim ile serin havayı avuçlarının arasına bırakan yazdan geriye sarı sarı ayvalar ile nazlıca, usulca ve keyfince dökülen kızılyapraklar kalmıştı.

Bedenleri körpecik bülbüller erkenden zikretmeye başlamışlardı, fakat ürkek ibibiklerin (pippo) gelmesine daha vardı. 

Sabah namazını kılmış, birazda Kuran okumuştu. Sabah erken kalkmak Van insanının vazgeçilmezlerindendi. Sonrasında her sabah alışkanlık haline getirdiği tefekkür için evin cumbalı bölümüne geçip pencerenin bir-iki kanadını açıp perdeleri aralayıp divana oturup bahçeyi seyre koyuldu.

Bu yılın en güzel mevsimiydi bahçedeki ağaçların yaprakları sararmış ve sanki hüzne gark olmuş gibiydiler. Yazdan geriye sararan yapraklar kaldı. Sonbaharın tadını çıkarmak için; meyvelerini cömertçe insanlığa sunan Mellaki armut, ayva, kışlık elma ağaçlarını seyrederek, bu mevsimi bin bir türlü kokusuyla içine çekti. Karşısında ömre bedel her yaştan ve her boydan ağaçlardan bir renk cümbüşü uzanıyordu. Sessizliği delip geçen; yaprakların tatlı hışırtısıyla, kanaldan akan su sesinin mevsimin rengine dönmeye başlamasıydı!    

Vaktin hükmü ne olabilirdi acaba? Bazen cumbalı evin ömrü kadar kısa, bazen damaklarda kalan mellaki armudun tadı kadar buruk, bazen de bu evlerde kimler kimler yaşadı demek kadar kederli!

Bazen de o günleri düşünmek kadar uzundur belki! Kim bilir…

Bu şehirde kaç aşkı yâd ederek geldi geçti nice sonbaharlar. Hayat sahnesi yeşilden sarıya, sarıdan beyaza döndü durdu yıllarca. Sahne değişti aktörler değişti. İslamoğlu Tütüncü Mehmet Efendi’nin gözünden sakındığı bahçesinin kıyılmaz meyve ağaçları ve sevdiğinin saçlarına taç yaptığı çiçekleri nerde?  Hiç ölmeyen umutla, iyilik bahçesinin güllerini teselliyle yaşattı durdu Rahile Hanım…

“- Fevzi, mesaiye geç kalacaksın! Haydi, kahvaltı hazır çabuk gel.”

Bu ses Fevzi beyi, daldığı düşünce ummanından çekip çıkardı. Seslenen eşi Rabia hanım’dı. Saatine bakıp mutfağa doğru hızlı adımlarla ilerlerken şöyle diyordu:

 “Artık hep duruyor aklımda, kimi zaman beyhude arayış, kimi zaman unutulmaz sabahların ufkundaki özlemlere dönüş.”

 Mimar Sinan ve Vangölü…

Büyük bir deha ve sanatkâr olan Mimar Sinan, 16. Yüzyılda kendine itibar kazandıracak büyük bir işe imza attı. Ama yaptığı ne cami, ne hamam, ne de medrese…

Osmanlı Devleti, İran ile savaş halindeydi. İran tarafına keşif ya

pılması gerekiyordu. Fakat önlerinde bir engin deniz gibi Vangölü vardı. Yeterince teçhizat da mevcut değildi. Sultan Süleyman Han, derhal bu işin çözüme kavuşması için Mimar Sinan’ı görevlendirdi. Mimar Sinan’ın vakti oldukça kısaydı, bunu biliyordu. İşin uzaması, savaşın aleyhe sonuçlanmasına sebep olabilirdi.

 Ve… Mimarların piri, ekibiyle beraber iki haftalık kısa süre içinde üç kadırgayı yapıp donatarak suya indirdi…

(İnsan ve Hayat Dergisi, Şubat 2021- Genç Hayat eki)

Denizli'den katkı sunan sevgili okurum Sayın Mustafa Kılıçelli teşekkürler.

Kuran-ı Kerim’de Övülen Besin; Zeytin…

Zeytin ve zeytinyağının faydalarını saymakla bitirmek mümkün değildir. Kuran-ı Kerim’de 6 ayette geçen zeytin aynı zamanda Peygamber efendimiz Aleyhiselamın:”Zeytinyağını yiyin ve sürünün çünkü o bereketli bir ağacın ürünüdür.”dediği besinlerden biridir. Önceleri yeşil olgunlaştıktan sonra siyah rengini alan zeytinde bolca vitamin ve vücut için son derece faydalı mineraller barındırdığı saptanmıştır. Sadece lezzetli bir besin değil, bunun yanında önemli sağlık kaynağı olduğu da bir gerçektir.

Kendiniz için olmasa bile lütfen çocuklarınız için mutfağınızda zeytinyağı ve kahvaltı sofranızda mutlaka zeytin bulundurun.

Çocuklar da; Beyin gelişiminde etkili olan hücreleri yeniler. Sağlıklı diş gelişiminin tamamlanmasına yardımcı olur. Kemik gelişimi için faydalıdır.

Burada zeytinin ansiklopedik bilgilerini anlatmayacağım. Zaten onları sizler bulup okursunuz. Burada muradım zeytinin önemini bir nebzede olsa anlatabilmektir.

Merhum Dr. Haluk Nurbaki ;” Amerika’da yalnızca zenginlerin mutfağında zeytinyağı bulunur” derdi.

Bizim ülkemiz zeytin cenneti olmasına rağmen zeytin ve zeytinyağını yeterince tüketmiyoruz. Neden?

Bu konuda araştırmalar yapan yazımıza katkı sunan Antalya'dan Sayın Mustafa Atilla teşekkürler. Bu konuya nasip olursa devam edeceğim.

Hoşça kalınız…

Yorumlar 4
Mustafa Kılıçelli 30 Mart 2021 17:27

Cümle "Yazılarınız zihnimizde bedii izler bırakıyor." olacaktı. Bulunduğum yerde internet tam çekmediği için, gönderme safhasında cümlenin yarısını silmişim galiba. Geriye manâsız kelimeler topluluğu kalmış

Mustafa Kılıçelli 28 Mart 2021 15:26

Yazıılarınnız zihnimizde bırakıyor.

Alper Alperen 26 Mart 2021 07:19

Tebrik ederim meslektaşım. Kültürümüze katkılarından dolayı sizi kutluyorum.

DİLER HAYTABAŞİ 25 Mart 2021 17:19

Hocam elinize sağlık çok güzel olmuş devamını bekleriz

Yazarın Diğer Yazıları