Unutulmaz Yıllar…
Yunus Türkoğlu
Mühre duvarda gedik açıp bahçeye girer
Elmaları koynumuza doldurur tüyerdik
Favori uzun, pantolu İspanyol paça giyer
Kızları görünce bakışlarımız yerde gezerdik
Fırfıra döndü mü dünya durdu zanneder
Melikan çeliğini vınlatarak gönderirdik
Sormayın hele, tepçekliyle kerdi teperdik!
Şimdi yalnız hayallerde, unutulmaz yıllar…
Çayırlarda uzun hava, hoyrat söyler
Tahta merdivenlerde sohbet ederdik
Dıngılepiştoyla semalarda gezer
Ay ışığında "Arkası Yarın" dinlerdik
Uyumadan önce tavan döşemelerini izler
Cılbır, şile, asude birde avaniti severdik
Sormayın hele, cızlığı nasıl iştahla yerdik!
Şimdi sisli hatıralarda, unutulmaz yıllar…
Mercimek'in tarlalarında birdirbir oynar
"Dokuzum durak-onum orak" der atlardık
Girdebille kavaklarla odunları doğrar
Vangölü'nde balıklar gibi derine tumardık
Gençlik bu, sular seller gibi çağlar akar
Kar yağınca damdan dama atlardık
Sormayın hele, soğukta nasıl fink atardık!
Şimdi buruk sinelerde, unutulmaz yıllar…
Kanalın lilli sularında çimerken şen olur
Erek Dağı'ndan uşkun toplar dururduk
Uçurtmanın kanadında sevgiyi bulur
"Cızlavit" ile "Boğabaş"la çok şık olurduk
Gıcıbello, Aloş ve Gardaş gönüllerde durur
Cumhuriyet Caddesi, dile gelse konuşurduk
Sormayın hele, mazide nasıl mutluyduk!
Şimdi buğulu gözlerde, unutulmaz yıllar…