Veysel Selen

Genç ölümler

Veysel Selen

Son bir hafta içinde Van'da Yalçın Kitapçı'nın hemen ardından 37 yaşındaki oğlu Recep Kitapçı'nın kalp krizinden ölmesi, gene bir kaç gün önce  Bak Hele Bak kahvaltı salonu sahibi Yusuf Konak'ın oğlu Harun Konak'ın trafik kazası sonucu ölmesi beni derinden etkiledi. Yunus Emre genç ölümleri "Bu dünyada bir nesneye yanar içim, göynür özüm/ Yiğit iken ölenlere göğ ekin biçmiş gibi" dizeleriyle olmamış, olgunlaşmamış ekine benzetir. Ailelerine sabır kendilerine rahmet dilerim.

Bu iki ölüm üzerine düşüncelerim beni yıllar öncesine götürdü. Van küçük bir şehirdi öyle polise intikal eden ölümler fazla olmazdı, olanlarsa iz bırakırdı. Babamdan dinlediğim, ayrıntısını Oktay Türkoğlu'ndan öğrendiğim bir patlama Van'da olay olmuştu. Çocukların eski Ermeni kışlasının yıkıntılarında buldukları büyükçe bir demiri eski Hastahanenin karşısındaki Süleyman Saydan'ın evinin (Saydan Hamamı) önünde çekiçle kırmaya çalışması sonucu meydana gelen patlamada 9 çocuk ölmüş, 14 kişi de yaralanmıştı. Ölen çocuklar içinde Süleyman Saydan'ın oğlu, Refik  Kaptener Bey'in iki oğlu, Adıgüzellerin oğlu, bir polisin oğlu ve isimlerini hatırlamadığımız diğer 4 çocuk vardı. 

196' lı yılların başında mıtırıp Cevdet'in  (cedo), nahırcı Elo (Ali) tarafından bıçaklanması ve Cevdet'in bir gün önce bir savcının hanımını taciz ettiği için geç müdahale edilerek kan kaybından ölmesiyle bu dedikodu minvalinde çalkalanmıştı Van. 1970 lise son sınıf öğrencisiyiz, sudan bir olay üzerine bizden bir sınıf altta olan Semih Timuçin o genç yaşında kendi gibi genç bir arkadaşı tarafından öldürüldü.  Lise 2 ve 3. sınıfta toplasan 160 kişilik o genç gurubun bu olaydan ne kadar etkilendiği bu gün gibi aklımda. Acı büyüktü uzun zaman etkisinde kaldık bu olayın. 1970 yılları politikaların keskinleştiği gençlerin sağ ve sol adı altında örgütlendiği acımasız ölümlerin insan yüreğini dağladığı yıllardı. Liseden mezun olan öğrencilerin çok büyük bölümü üniversite sınavlarını kazanmış Ankara ve İstanbul'a dağılmıştık. Devlet yurtlarının yetersizliği nedeniyle mahalli yurtlarda kalınıyordu. İstanbul Samatya'daki Van öğrenci yurdunda kalan Cahit Şenyüz arkadaşımız Samatya Karakolunda polisin sert müdahalesiyle hayatını kaybetmişti. İstanbul'daki öğrenciler ve Van gençliği birlik olup görkemli bir törenle Van'da defnetmiştik. Gene 1970'li yılların başında İzmir'de Suat Kürşat okulda öldürülmüştü, Ülkücü gençlerde onu Van'da defnetmişti. 1970'li yılların ortalarında bu kez Mehmet Emin Ece öldürülmüştü, hatırladığım kadarıyla o da polis denetiminde ama Van gençliği tarafından törenle defnedilmişti. Bu kez Kürt siyasetinin kendi içindeki kavgası sonucu 1978'de İstanbul Samatya Van Yurdu yöneticisi Mürsel Delen öldürülmüştü.

1980 darbesi sonucu sağ ve sol çatışmalarında ölenler belki bitmişti ancak bu kez başka ölümler başlamıştı. Sayın Başbakan Ahmet Davudoğlu'nun dile getirdiği "Beyaz Toros'lar" dönemi açılmıştı. Bir polisin çakma bir kontrol noktasında trafik kazasında ölümüyle, sonuç yargıya intikal edildiği ve cezası verilmesine rağmen,  fırınıcı İbrahim Talay'ın oğlu Haydar Talay bir bahaneyle bir beyaz Torosla alınmış Özel Harekat merkezinde bir çok polisçe dövülerek, işkence edilerek ölüsü hastahaneye bırakılmıştı. Bu 5 ölümde Van'ın faili meçhulleri olarak kayda geçmiştir. İşte bu "göğ ekinler" i , bu genç ölümleri  ne zaman duysam yüreğim yanar, burnumun direği sızlar.

Tüm bunları hatırlamak beni üzse de Van hafızasına katkı olması açısından yazmayı borç bildim, istedim ki unutulmasın.

Yorumlar 1
şehriban 08 Ağustos 2023 19:41

Cahitin toprakla buluşması için İstanbuldan gelen 4 arkadaşından biride bendim. Kış ayları idi ve van soğuktu

Yazarın Diğer Yazıları