Ümran Öztürk

Van kızı, şarkıların kadife sesi Melihat Gülses'le söyleşi

Ümran Öztürk

Gerek mütevazi yaşantısı ile gerekse istikrarlı meslek hayatında bir çok gence sanat müziğini sevdiren,  onlara rol model olan Türk klasik müziğinin usta sesi, şarkı söylediği gibi konuşurken de insana huzur veren duruşu, mütevazı ve insan merkezli yaşam felsefesine sahip olan, Melihat Gülses’le evinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde Vansesi’nin değerli okurları için samimi bir söyleşi yaptık.

 

Anadolu’nun her köşesinde ve Avrupa’nın pek çok ülkesinde sayısız konser veren, 1981 yılında girmiş oluğu İstanbul Radyosunda hala görevine devam eden, Melihat Gülses ‘le röportaj yapmak üzere randevulaşmıştık. 

 

 

Röportajımızı daveti üzerine evinde yaptık. Zile bastığımda önce o kadifemsi yumuşacık sakin soyadıyla örtüşen gül sesi, kapı açılınca da güler yüzü ile karşılaştım. Zarif ve mütevazı olduğu kadar misafirperverliği ile de samimi ve içten davranışıyla bir kez daha hayranlığımı kazandı. Daha eve adımımı attığımda duvarları zenginleştiren tablolarıyla göz göze geldim. Ev adeta bir sanat galerisi gibiydi.  Misafiri olarak ayağıma terlik verdikten sonra sıkıca sarılıp ‘hoş geldin’ diyerek odaya buyur eden tevazu sahibi alımlı, hanımefendi ve güzel kadın Melihat Gülses’ le çaylarımızı yudumlarken müzik hayatı, Van’a olan sevgisi ve daha birçok konu üzerine konuştuk.

 

 

Melihat Hanım müziğe başlamanızı ve radyoya girişinizi bize anlatır mısınız?

Benim müziğe başlamam çok öncelere çocukluğuma dayanıyor. Müziğin içine doğdum diyebilirim. Doğduğumda babam kanun çalıyordu. Evimizde Türk müziği çok dinlenildiği için bir taraftan meşkler, gezekler bir taraftan da bu tarz toplantılar yapılıyordu. Ben de bu toplantılarda meşklerde babamın dizinin dibinde şarkılar söylüyordum. Lise eğitimine İstanbul’da Fatih Kız Lisesi’nde ikinci sınıfı okurken konservatuara kaydoldum hem lise hem de Konservatuara devam ettim.  1976’da girdiğim İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Ses eğitimi (Şan) bölümünü tamamladım. 1981 yılında TRT’nin açmış olduğu sınavlara girerek İstanbul Radyosunda göreve başladım. Devlet sanatçısı olarak hala görevime devam ediyorum.

 

 

Kayahan’ın vokali olarak da çalıştınız, sizi buraya kim yönlendirdi?

Kayahan’ın vokali olarak da çalıştım. Kayahan’la çalışmamız da öğrencilik yıllarımda oldu. Henüz öğrenciyken davet edildiğimiz yerlere gidiyor, çeşitli aktivitelere katılıyorduk. Kayahan’ın da bir vokal grubu istediğini hatta dans da içinde olacak bir grup istediğini öğrenince ben de böyle bir şeyi aktivite olarak düşünüp öyle başladım. Sadece Kayahan’a değil Emel Sayın’a da Cd lerinde eşlik ettim. Kayahan’dan çok şey öğrendim. Bu yüzden müziği tarz olarak algılamıyor  geniş bir yelpazeden bakıyorum.

 

Geniş bir yelpazeden bahsediyorsunuz o halde  tarzınız  dışındaki müzikleri de dinleyip, söyleyip  takip  ediyorsunuz diyebilir miyiz ?

Evet, müziği bir tarz olarak değil bir bütün olarak düşünüyorum. Caz da, Pop da, Türkü’de okuyorum, Halk Müziği okuyorum. Eğitimim Türk Müziği olsa da yelpazeyi geniş tutuyorum. Gençlere ulaşmak onların gönlünde kaybolmaya yüz tutmuş Türk Müziği ne onları da dâhil etmek istiyorum. Bu nedenle sıkça üniversite konserlerine gidiyorum. Gençlere bir şekilde dokunmamız lazım diye düşünüyorum. Ne iyi ki konserlerimde salonları dolup taştığını da görüyorum. Türk müziğini takip eden gençlerde var bu müziği onlara sevdirmek için yelpazeyi bu nedenle geniş tutmak da önemli. Dediğim gibi müzik olarak geniş bir yelpazem var ayrım yapmadan dinlerim. Ayrıca Türk müziği içinde olan birçok form türküler, kantolar, tangolar var. Türk müziği geleneğinde olup da farklı bir şekilde sunacağım projeleri hep tercih ettim. Yıllar öncesi yaptığım İstanbul’dan Atina’ya türküler Cd si benim özel tasarımımdı. Zamanın Yunanistan Başbakanı Papandreu'ya devlet hediyesi olarak takdim edilmişti. Temiz müzik temiz gıda gibidir buna dikkat etmek lazım. Müzik ruhumuzu çok yakından etkileyen bir sanattır. Zira müzik de ruhun gıdasıdır.

 

 

Bu olay ya da kişi olmasaydı ben bu gün burada olmazdım dediğiniz, sizi yönlendiren bir olay ya da kişi var mı?

En başta Babam olmasaydı ben burada olmazdım. Daha sonra da hayatımda mihenk taşları olan; Bekir Sıtkı SezginAlâeddin YavaşçaTülûn Korman, Tülin Yakarçelik gibi çok değerli hocalarım hem çok şey öğrettiler hem çok destek oldular. Cinuçen Tanrıkorur’ un “Günaydınım narçiçeğim sevdiğim” şarkısı benim daha çok tanınmama neden oldu.

 

 

Daha bir duyarak okuduğunuz bu benim için yazılmış bestelenmiş dediğiniz bir şarkı var mı ?

Evet  “Günaydınım nar çiçeğim sevdiğim”  bu şarkı sanki bana yapılmış gibiydi. Benimle çok bütünleşti. Ruhumun derinliklerinde yaşadım bu şarkıyı. “Ne bildim kıymetin ne bildin kıymetim ve   “Çok aşığın var diyorlar yalan de yeter bana” isimli eserler sanki benim için yazılmışlar. Bu eserler üzerime dikilmiş elbise gibidir.  Ayrıca serbest yoruma müsait eserleri daha iyi yorumladığımı düşünüyorum.

 

Bu şarkılar sanatınızda sizin dönüm noktanız, kırılma anınızdı diyebilir miyiz?

 Evet, bu iki şarkı “Günaydınım narçiçeğim sevdiğim” şarkısından sonra  “çok aşığın var diyorlar yalan de yeter bana” benim kırılma noktalarım aslında. Ben bu şarkılarla değişik farklı bir bakış açısı kazandım.

 

 

Gençleri çok önemsiyorsunuz sizi gençlere yaklaştıran, sevdiren ve onların ilgisini çektiğiniz albüm ve şarkılarınızdan bahseder misiniz?

“ “Eylül Şarkıları” ve “Beyaz Köpükler” isimli albümlerim de beni gençlere daha çok yaklaştırdı/ yakınlaştırdı. Bu albümler gençlerle aramızda bir köprü oldu.

 

Ses sanatçısı olmasaydınız hangi mesleği seçerdiniz. Mesleğiniz dışında yaptığınız ya da yapmak istediğiniz bir iş var mı?

Aslında hukukçu olmak isterdim. Ağabeyimin peşinden gitmeyi arzu ederdim. Kendisi Savcı. Ama ben ses sanatçısı olmakla doğru olanı yapmışım diye düşünüyorum.

 

 

Mesleğinizle ilgili ileriye dönük projeleriniz var mı varsa nelerdir?

Yapmak istediğim tabi ki çok şey var. Ama bugüne kadar yaptıklarım hayal edemeyeceğim kadar güzel şeylerdi. Doğru olmaya çalıştım, sanat seviyemi de o karakterimle yan yana getirmeye çalıştım. Emekli olmama 6 yılım var. Allah ömür versin yeni projeler, konserler, Cd çalışmalarım olacak.

 

2011 Van depreminin yaraları daha tazeyken Vanlılara çok zor koşullarda moral vermek üzere konser verdiniz. Annenizin memleketi Van’da olmak size nasıl bir duygu yaşattı?

Van’ı ve Vanlıları çok seviyorum. Annem Nurten Köseoğlu’nun kokusu var orada orası beni farklı etkiliyor. Konya Akşehir’de babammemleketi aynı şeyi orada da hissederim orası da baba toprağı. Van’a gittiğim o dönemde çok sağlam bir yer yoktu düğün salonunda Vanlılarla kucaklaştık o topraklarda olmak beni çok duygulandırdı. Ülkemin neresinden davet alırsam mutlaka giderim. Siirt, Diyarbakır, Elazığ ülkenin hangi köşesi olursa olsun dediğim gibi davet aldığım her yere gidiyorum. Bu arada eşim Necip Bey de Siirt’li dir. Geçmiş yıllarda oralara o kadar çok gittim ki 2011 yılında TRT’nin düzenlediği en iyi ses sanatçısı ödülünü Emel Sayın, Muazzez Abacı, Muazzez Ersoy, Umut Akyürek gibi sanatçıları büyük bir farkla geçerek aldım. Bu gittiğim yerlerdeki dinleyicilerim beni birinci yaptı. Gelen oylara baktığımızda oyların gittiğim doğu illerinden geldiğini gördük. Hiç üff demeden koşarak sevgiyle gittim. Bu olumlu geri dönüşüm çalışmamın karşılığıydı.

 

 

Bütün aileniz sanatçı. Kızınız Neva kemençe sanatçısı, eşiniz Necip Bey ise bir tambur üstadı birlikte çalışmalarınız odlumu, birlikte düşündüğünüz projeleriniz var mı?

Zaten sürekli birlikteyiz ama üçlü olarak bir projemiz olmadı. Neva da 12 sene Devlet Konservatuarını okudu. Hiç düşünmedik böyle bir proje ama güzel bir fikir düşünebiliriz.

 

Melihat Gülses’in bir günü nasıl geçer. Günlük hayatınızda vaktinizi nasıl değerlendirirsiniz?

Ne dinlenmeye ne eğlenmeye kendime hiç zaman ayıramıyorum. Bir kere eş ve anneyim sabah kalktığımda kahvaltımızı hazırlıyorum oğlum Alihan’ı okula gönderiyorum. Evimin işlerini, temizliğimi, yemeğimi her şeyi kendim yapıyorum. Kendime ayırdığım vakti de evimi derleyip toplamak süslemekle geçiriyorum bu da beni mutlu ediyor. Haftada 2 ya da 3 gün radyoya gidiyorum. Konserler çekimler olduğu zaman evde biraz yemek problemimiz oluyor. Onun dışında Konserlere giderken bile önce evinin işini yapan, yolda saçını tarayıp arabada makyajını yapan böyle bir kadınım.

 

Çalışma odanızdaki dolabınız plaket ve ödüllerle dop dolu. Bu ödüller 30 yılı aşkın bir çalışmanın ürünüdür. Bu çalışmalarda yaptığınız Cd ve Albümler Melihat Gülses’i bugünlere taşıdı. Albüm ve Cd.lerinizden bahsedebilir misiniz?

Tatyos Efendi, Narçiçeğim 1 ve 2, Hüzün Hikayesi, Eylül Şarkıları, Beyaz Köpükler, Tunaya Hasret, Senden Uzakta, (Eşber Yağmurdereli Şarkıları ) Ey hayat aşkla terbiye et beni, İstanbul’dan Atina’ya Türküler,  Şairane Sevdalar, Grup Abra, 5 Cd den oluşan bir Label, Şifa Meltemi ve Miras. Miras’ ın tüm geliri Kale Seramik Vakfı tarafından eğitim gören çocuklara verilmiştir.

 

 

Aşk, ev ve müzik sizin için ne ifade eder?

AŞK; Benim için ailem ve müzik onlarsız yapamam, yaşayamam. Aile; Paylaşımdır. Müzik ise AŞK dır benim için.

 

 

8 Mart Kadınlar Günü yaklaşıyor eş, anne ve kadın sanatçı olarak neler söylemek istersiniz?

Hem bir anne hem de bir sanatçı olarak toplumda saygın bir yer edindim. Bu durum beni daha güçlü kıldı. Kadınlarımız, toplumun en fedakâr, çalışkan ve üretken bireyleridir. Onlara hak ettikleri sevgi, saygı ve değeri göstermek gerekir. Kadınlarımızın bu özel gününü yürekten kutluyorum.

 

2 Nısan Van’ın Kurtuluşu. Dünya Vanlılar Günü ve 2018 de yıl boyunca 100.yıl kutlamaları yapılacak Vansesi Gazetesi aracılığıyla okurlarımıza neler söylemek istersiniz?

Van; anneannemin ve annemin doğduğu topraklar. Annem Van’ın tanınmış aileleri Özoklar’ dan. Van benim için çok değerli o topraklarda anneannem yatıyor onun kokusu var. Annemin doğduğu şehir. Van’ın Türk müziğine karşı ayrı bir sempatisi ilgisi var. Oturma gecelerinde de Türk Müziği icra edilir. Bundan dolayı  bu şehirde dinleyicilerimle olmak beni çok mutlu ediyor.

 

 

Van mutfağıyla aranız nasıl. Van yemekleri yapar mısınız?

Kahvaltıda murtuğa ve kavutu yapıyorum diğer yemekleri de yapmaya çalışıyorum. Van benim için özel bir şehir orada da bir konser organizasyonu yapılırsa Vanlılarla her zaman beraber olmaktan mutluluk duyacağım. Vanlılara sizin aracılığınızla gönül dolusu selamlarımı, sevgilerimi ve saygılarımı yolluyorum.

 

Güzel bir söyleşi ardından ben kendisine şiir ve öykü kitaplarımı, Melihat Gülses hanım ise bana albümlerini imzalayarak karşılıklı armağan ettik. Aynı içtenlikle asansörün kapısına kadar misafirini uğurlayan sanatçı Melihat Gülses hanımın neden bu kadar çok sevilip sayıldığını daha iyi anlıyorum. Yaşamında sevgiye ve insana değer vermesi kendisine aynı şekilde yansıyor.

Yazarın Diğer Yazıları