Rüzgarın Şarkısı
Ümran Öztürk
Lirik bir melodinin tınısı gibi usulca sokulur yanıma; umudu, sevgiyi fısıldar kulağıma.
Sesimi benden çalar savurur doruklara.
Çelme atar nefesime , çoğu zaman da ödünç alır, bir ıslıkta soluğumu keser.
Hatta saçlarımdan kavrar savurur poyrazdan poyraza. Savrulurken eteklerine sıkıca yapışırım tutunurum beline.
Pankartlar asarım gönül beşiğime sevgiye, umuda dair cümlelerimi anlatan.
Yarenlik eder bana işte böyle zamanlarda. Pencere pervazlarından, kapı aralıklarından ezgiler fısıldar kulağıma.
Sesime ses olur , gönlüme neşe. Açar kollarını dolar boynuma …
Gönül yorgunuymuş, düş sarhoşuymuş. Masalımın önsözü ...
Onu en çok bu haliyle severim. Nazlı nazlı eserken gülden tohum savurur , bereket yağdırır başka diyarlara. Ağaçların yapraklarını dans ettirirken bir melodi yayılır sevda bahçelerine rüzgar çanları eşliğinde.
Yarin yanağını öper ,saçını okşar usulca. Bir anne gibi şefkatle sırtımı okşar, elleriyle dokunarak geçer ömrümün en güzel ikliminden.
Yarin çıplak ayağına değmese de kavurucu sıcaklarda, seherde eser ılgıt ılgıt dağlardan ovalara kuş sesleri getirir.
Yürek yangınını harlatır, uzaklardan getirdiği bir resitalin fısıltılarını sessizce üflerken kulaklarımıza. Bizi bizden alır, götürür doruklara. İşte o tınıyla göğsümüzün üzerinde üveyikler çırpınır, karanlık gece dörtnala aydınlık sabaha koşar kan ter içinde.
Öfkesinin önünde hiç durulmaz. Öfkelendi mi, katar önüne, tarumar eder her bir nesneyi.
Yangına körük, yağmura boran, kara tipidir.
Öfkesini gözü yaşlı yağmurlarla dindirir. Sonra böyle durulur.
Şarkılarda kendine en güzel yeri bulur. Bazen susar hiç ses vermez şairi düşündürür.
Bazen de; Pencerenin perdesini usulca havalandırır.
Şimdi uzaklardan Muhayyer Kürdî bir şarkı yükseliyor. Dinle bak…
“Rüzgar söylüyor o yerlerde bizim eski şarkımızı”