Ümran Öztürk

Bugün bir çocuğu tiyatroya götürün

Ümran Öztürk

Son 13 yıldır ASSITEJ (Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği) 90'dan fazla ülkede kurulmuş merkezleri aracılığıyla 20 Mart gününü 'Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü' olarak kutluyor.

Son iki yıldır 'Bugün bir çocuğu tiyatroya götürün' sloganını kullanmaya başlayan Uluslararası ASSITEJ  Türkiye Merkezi de her yıl değişik etkinliklerle 20 Mart kutlamasını gerçekleştiriyor. Bunu yaparken de çocuk ve gençlerin sağlıklı gelişimini hedef alıyor. Çünkü tiyatronun bu genç dimağlara anlatacak çok şeyi vardır ve yaşamı bir tiyatro sahnesi olarak algılamak gerekir.

TİYATRO YAŞAMIN TA KENDİSİDİR…

Tiyatro insana yaşamı boyunca gerekli olan her konuda bilgi veren, yaşam biçimini öğreten nadide bir sanat dalıdır.

Tiyatronun birey ve toplum üzerindeki olumlu etkisi, birey ve toplum ilişkisinin kökenine inerek, toplumun kültür birikimini yansıtır.

Tiyatro kültürel gelişmeyi sağlayan gizil güçlerden biridir. Tiyatro sanatsal ürünleri en etkin biçimde topluma aktaran bir araç durumundadır. Tiyatro uyarı görevini yaptığı kadar, toplumu ortak komplekslerinden de arındırır, onlara hiçbir koşula bağlı olmaksızın istediği biçimde davranabilme özgürlüğünü sağlar.

Tiyatro düşünceyi eyleme sokma yeteneğini geliştirir, düşünerek, yorumlayarak okumayı öğretir, topluluk içinde konuşmayı öğretir, dil kaygısını, doğru ve güzel konuşmayı sağlar,  toplumu bilinçlendirir, sorunlara nesnel gözle bakılmasını sağlar, ulusal kimliği pekiştirir.

Tiyatro, dil kullanımının yozlaşmasının önüne geçilen ciddi bir sahne sanatıdır. Argodan,şiddetten uzak, barışçı, yapıcı, birleştirici,toplumun gelişmesine ve değişmesine öncülük eden ciddiyet ve disiplin isteyen  bir meslek, bir sanat dalıdır tiyatro.

ASSITEJ ; Uzun yıllardan beri  tiyatro insanları tarafından  tiyatronun gerekliliğine, toplum için öneminin vurgulanmasına ve tiyatronun içinde bulunduğu duruma dikkat çekmek üzere bildiriler  yayınlatmaktadır.

ASSITEJ'in isteği üzerine 2009 yılında Türkiye'de yayınlanan ilk bildiri Tiyatro sanatçısı, yönetmeni ve yazarı Ümit Denizer tarafından  yazılmış ve yayınlanmıştır.

Bildiri aynen şöyledir;

Çocuk Güçtür!

Çocuk, ailenin ve toplumun gücünün simgesi olduğu gibi, kendisi de müthiş bir güçle donatılmıştır.

İlk gücünü annesinden donanır çocuk. Çünkü dünyada başka hiçbir kimse annesi gibi "yavruuum" diyemez.

Çocuğa ikinci gücü babası verir. Gece uyurken "canım kızım" diye

veya "aslan oğlum" diye okşar saçlarını.

Bir güç de kardeşten gelir. Eğer kardeş büyükse elini "güvenle" tutar. Küçükse kardeşi, elini "sevgiyle" sıkar.

Bir güç de hayatında karşılaştığı ilk unutulmaz bilgesinden gelir. Öğretmeni, "bilgi" ile tamamlar çocuğun gücünü.

Tiyatronun, çocuğa dönük olanı, ticari hırs yüzünden "yavrum" demeyi akıl edemiyorsa… Estetik kibirle "canım kızım" veya "aslan oğlum" diyemiyorsa… Sanatına özenmediği için "güven" veremiyor ve baştan savdığı için "sevgi" gösteremiyorsa… Kendi sığlığı nedeniyle "bilgi" aktaramıyorsa…"Çocuk Tiyatrosu Güçtür" demiş 2009 yılında yayınladığı bildirisinde Ümit Denizer.

"Birey çağına tanıklık eder tiyatro aracılığıyla; sorar, sorgular. Güçlüdür tiyatro sanatı, çünkü anlatacak sözü vardır hep... Dinamiktir, enerjiktir tiyatro, en yalın eğitim aracıdır. Dil birliği bir ülkenin temel yapı taşlarındandır....

Her ülkede dilin en güzel kullanıldığı yer tiyatro sahnesidir kuşkusuz. Günümüzde aşırı derecede yozlaşan Türk dili kullanımının doğru çizgide gelişmesinde çok önemli bir rol üstlenir tiyatro."  Demiştir  Göksel Kortay 2013 yılında yayınladığı " Hep Vardı Tiyatro" başlıklı bildirisinde.

ASSITEJ Türkiye Merkezi ulusal bildirisi için geçmiş yıllarda tiyatrocu  Ayşe Selen tarafından yazılan bildiriyi bu yıl kullanma kararı aldı. 'Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü Ulusal  Bildirisi" ise aynen şöyleydi;

Merhaba! İçindeki yetişkinle yaşayan çocuklar; merhaba!

Yetişkinleri tiyatroya götürün, tutun elinden her birinin, götürün tiyatroya. Sahnede izlediğiniz oyunun seyirlik bir oyun olup olmadığını bilirsiniz siz, anlarsınız. Yetişkinlere de öğretin, anlatın…

İçindeki çocukla yaşayan yetişkinler; merhaba!

Sizi tiyatroya götüren çocuklara ayak uydurun, kendinizi onların rehberliğine bırakın, onların dediklerine kulak verin.

İçindeki yarım çocuk yarım yetişkinle yaşayan gençler; merhaba! Ne yazık, sizler için o kadar az şey yapılıyor ya da yapılabiliyor ki, bir an önce yaş almaya bakın…

Çocuklara ve/veya gençlere tiyatro yapan arkadaşlar; merhaba!

Vicdanınızın sesini dinleyin, öyle tiyatro oyunları oynayın, öyle tiyatro oyunları üretin ki, bunların seyri, sefa isteyenlere neşe; hakikati görmek isteyenlere ise ibret versin.

Alfred Jarry, genç yaşta yazdıklarıyla yetişkinlerin dünyasını sarsan bir yazar. Onun "Zincire Vurulmuş Übü" adlı oyununda yer alan bir cümle var: "(…) görüyoruz ki küçük çocukları güldüren şeyin, büyük insanları korkutma tehlikesi var.(…)"

Mizah, üzerinde yaşadığımız topraklarda başımıza gelenlerin üstesinden gelebilmemiz için güçlü bir araç. Gülümseme ve gülme her insana yaraşan bir ifade.

Gülümsemeniz eksik olmasın yüzünüzden. Dilekleriyle bildirisini sonlandırmış Ayşe Selen

Subliminal mesajlar içeren çizgi filmler yerine tiyatro…

Devletin en önemli kültür hizmetlerinden biri de  çocukları ve yetişme çağında olan gençleri tiyatro eyleminin içine katmak olmalıdır.

Çünkü tiyatronun bir sonuç olması yanı sıra araç olma niteliği de vardır. Tiyatronun sonuç oluşu onun sanatsal bütünlüğünü, araç oluşu ise eğitimsel gücünü açığa çıkartır.

Siz anne ve babalar çocuklarınıza subliminal mesajlarla dolu(!)  çizgi filmleri izlettirmek yerine; onları fırsat buldukça tiyatroya götürün.

20 Mart  'Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü' kutlu olsun.

Yazarın Diğer Yazıları