Ümran Öztürk

AKVARYUMDA YOL ALMAK

Ümran Öztürk

Burası Marmaris, doğasıyla, havasıyla, görünümüyle çağdaş bir kent. Otobüsten iner inmez doğanın insanoğluna cömertçe sunduğu mis gibi havayı ciğerlerimize çekiyoruz. Çam ormanlarıyla, dantel gibi işlenmiş koylarını büyük hayranlıkla izliyoruz. Yemyeşil ormanlarının içine saklanan muhteşem şelaleler, tarihi yapılar, çiçek bahçeleri yol boyunca hepimizi adeta gülümseyerek buyur ediyor.

Her yolculuk; yeni coğrafyalar tanımamıza, yeni insanları keşfetmemize neden olur.  Marmaris ve çevresi de başka bir dünyayı yeniden keşfetmek gibi ayrı bir heyecan veriyor insana.

Bir çevre gezisine çıktığınızda sadece iki mesafe arasında yolculuk yapmazsınız, özgür bir bakış açısına doğru da yol alırsınız.  Özgürlüğün en yakın halini bu gibi yolculuklarla içselleştirir ve ruhunuzda hissedersiniz, ayak bastığınız her yer ön yargılarınızı kırdığınız alan olarak hayatınıza eklenir.

Bu yüzden tanımak, görmek bunları anlatmak üzere çıktığım çevre gezilerini, yolculuklarını oldukça seviyorum.

Bugünkü rotamız Akyaka, Gökova Körfezi’nin koylarından birinde yer alan dönemeçli yolların sonunda gidebileceğiniz en şahane, en eski bir balıkçı kasabası iken şimdi turizmin kalbinin attığı yerlerden biridir. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri ve Muğla’ya bağlı Ula ilçesinin  küçük cenneti Akyaka, tüm sevimliliği ile karşımızda.

Çam kokusunun deniz kokusuna karıştığı ve adeta insanı büyüleyen eşsiz manzarası,  en usta ressamın elinden çıkmış birer tablo gibi.  Uzaktan görülen yeşilin arasına gizlenmiş kırmızı kiremitli taş , beyaz badanalı köy evleri , şırıl şırıl akan dereleri, çınarlı köy meydanları, endemik bitkileri, ekosistemiyle biraz sonra uyandırılmaktan korktuğunuz masalsı bir rüya gibiydi Akkaya.

Muğlalı gazeteci, şair, uluslararası ödüllü mimar ve restoratör Nail Vahdeti Çakırhan yaptığı evlerle buradaki mimariye damgasını vurmuş. Burada evler hemen hemen birbirinin aynısı ve yörede bu mimariye bağlı kalınarak yapılan evler Nail Çakırhan modeli diye  adlandırılmış.

2011 yılında en sakin şehir unvanını almayı da hak etmiş Akyaka; duruluğu ve renkli görünümü ile fotoğraf sanatçılarının, ressamların, şairlerin, yazarların ilham kaynağı olmuş. Sanatçı kişiliğiniz ağır basıyorsa, duygu diliniz daha çok fotoğraf ve resim ise size Sakartepe Seyir Terasından gün batımını izleminizi önerebilirim.

Akyaka’ya gitmek demek bir anlamda Azmak nehrinde tekne turu yapmak demektir.

 Ağaçlar ve sazlıklar arasından süzülerek Gökova Körfezine akan Kadın Azmağı adeta doğal bir akvaryum gibidir. 1. Sit alanı olarak ilan edilen ve sahip olduğu doğa, ekolojik, tarihi ve kültürel yapısını korumak amacıyla Bakanlar Kurulu Kararınca özel çevre bölgesi olarak korunmaktadır.

2 km. uzunluğundaki Kadın Azmağı’nın üzerinde 35 dakikalık tekne turu size muhteşem anlar yaşatacaktır.

 Tekne turu yaparken kaplumbağalarla, balıklarla yarışacaksınız.  Bol bol fotoğraf makinenizin deklanşörüne basacak ve sodalı suyun kokusunu ciğerlerinize çekeceksiniz.  Nehir boyunca sıralanmış çay bahçeleri doğayla bütünleşmiş doğanın bir parçası gibi olmuş adeta.

Ördeklerin yüzdüğü bu nehirde tekne turları yöreye ayrı bir güzellik katıyor. Sodalı ve kaynak suyunun karıştığı Kadın Azmak’ı  bir zamanlar doğal ortamda  arınma ve  güzelleşme alanıymış. Bu nehirde kadınların çamaşır yıkadıkları gibi kendilerinin de hemen her gün yıkandıkları anlatılır burada. Zira birçok cilt hastalığına iyi gelen bol mineralli bu su içilebildiği gibi pürüzsüz bir cilde sahip olmayı da sağlıyormuş.  İçindeki endemik bitkilerin ve suyun yapısıyla güzellik iksiri,  doğal bir bakım kürü gibiymiş. Kadın Azmağı isminin buradan geldiğini rehberimiz anlatıyor.

İçinde birçok canlı barındıran Azmak’ta irili ufaklı balıkların yanı sıra , kefal, levrek ve yılan balığı ile su samuru, su tavuğu, Nil kaplumbağası olan yaban hayvanlarının da bu sularda yaşadığını öğreniyoruz.

 Nehrin dibinde sadece buraya ait birçok bitki yer alıyor. Bunların çoğu da nesli tükenmekte olan endemik bitkilerdir.  Salatalarda kullanılan bu bitkilerin yemeği de yapılmaktadır.

Yalıçapkını, yaban ördeği, yaban kazı ve kerkenez Akyaka’nın kuş cennetinde bulunan bazı kuş türlerini gezdiğiniz yerlerde her an görebilirsiniz.

Kadın Azmağı tanrının Akyaka’ya bir armağanı olsa gerek. Dünyanın kaç yerinde vardır böyle doğal dev akvaryum?  Akyaka’ya damgasını vuran da Kadın Azmağı’dır.

Ağaçların ve sazlıkların arasından geçen ve hiç bitmesini istemediğiniz muhteşem 35 dakikalık  tekne turu size çok kısa bir an gibi geliyor,  turun bittiğine üzülüyorsunuz. Kadın Azmağı üzerinde doğayla bütünleştiğiniz bu tekne turu, sizde uzun süre iz bırakacak, belki de bu turu yaşamınız boyunca en güzel yolculuğunuz olarak anımsayacaksınız.

Haziran ayında balık tadım festivaline ev sahipliği yapan Akyaka’da  deniz börülcesi, cibes otu, hardal, su teresi, arapsaçı, radika gibi otlardan, zeytinyağlı yemeklerden ve mezelerden mutlaka tatmamız tavsiye edilmiştir yerli balıkçılarca.

Akyaka’dan ayrılırken aklımda kalan ve anılarımda yer alan en büyüleyici şey, çam kokulu ormanların arasından kıvrıla kıvrıla indiğimiz o şirin beldenin eşsiz manzarası ve Kadın Azmağı kenarında yer alan kıyı kahveleri, bize devasa bir akvaryum üzerinde yol aldığımız hissini veren muhteşem tekne turuydu.  (Mart 2020)

 

Yazarın Diğer Yazıları