Ümit Kayaçelebi

Sokak Çocuğu Ali

Ümit Kayaçelebi

‘Kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler!’

Söz yazarı ve besteci  Ali Toprak, şarkıcılığa çok küçük yaşlarda başlar. Şanlıurfa’daki gazinolarda, düğün salonlarında zaman zaman sahneye çıkmakta, harçlığını kazanmaktadır. Vatani görevini yapıp memleketine döndüğünde izlediği bir Türk filminin kahramanından etkilenerek eline sazını alıp gurbet yollarına düşer. Haydarpaşa Garı’nda trenden indiğinde ne gidecek yeri vardır ne de cebinde parası. Günlerce parklarda yatıp kalkan Ali Toprak, en sonunda Şanlıurfalı bir hemşehrisini bulup onun yanında kalmaya başlar.

Erkin Koray’ın “Çöpçüler” adıyla söylediği  şarkıyı;  yazıp, besteleyen ve ilk kez plağa okuyan kişi Ali Topraktır. Ali Toprak’ın filmlere konu olabilecek bir hayatı vardır. Çalıştığı işyerinin karşında oturan bir kıza âşık olur. Günlerce süren bakışmalar, takipler sonunda aşkını ilan ettiği mektubu kızın eline tutuşturmayı başarır.  Genç kız, Ali’nin perişan haline bakar ve “sokak çocuğu” diyerek elindeki kağıdı buruşturup atar. Tam da bu sırada sokaktan geçmekte olan çöpçüler, içinde bir aşkı barındıran mektubu çöp niyetine süpürürler. Ali, on dakika içinde yaşadığı bu olay karşısında beyninden vurulmuşa döner, kendini tutamayıp ağlar. Ertesi gece kıza mektubu verdiği yerde gezerken derin duygulara dalar ve bulduğu bir kağıt parçasına hayatını kökünden değiştirecek  sözleri karalar:

Ali, âşık olduğu kızın kendisini reddettiği sokakta yazıp bestelediği “Kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler…” isimli şarkıya güvenerek plakçıların kapısına dayanır. Fakat, ne şarkısıyla ne de kendisiyle ilgilenen olur. Hatta, her gittiği kapıdan alaya alınarak kovulur. Her şeye rağmen umudunu yitirmeyen Ali, sanat çevresiyle içlidışlı olan bir Urfalı hemşerisinden kendisine plak yapılması için aracı olmasını ister. Hemşehrisi Ali’ye sahip çıkar.Bir gün sonra, Orhan Gencebay’ın karşısındadır. Orhan Baba şarkıyı çok beğenir, hatta elektro bağlamayı kendisi çalarak genç Ali’yi destekler. “Sokak çocuğu” diyen kıza inat plağın ismini “Sokak Çocuğu Ali” koyar. Artık bütün Türkiye Ali Toprak’ı ve şarkısını konuşmaya başlar.

Kendisini bir anda şöhrete taşıyan plaktan sonra “Âşıklar her gün ağlar” isimli bir şarkı daha hazırlar. Bu şarkıyı kasete okumak için vokal yapacak bayanlar gerekmektedir. Gazetelere ilan verilir, gelen adaylar değerlendirilir. Toprak, iki ismi belirler: Nükhet Duru ve Esengül. Ali Toprak ve vokalistleri gittikleri her yerde büyük bir dinleyici kitlesi ile karşılaşırlar.

Ali Toprak, tam şöhretin keyfini çıkarmaya başladığı bir sırada ani bir kararla her şeye boş verip inzivaya çekilir. Renkli bir dünyayı ve kazandıklarını arkasında bırakarak, kendi deyişiyle Urfa’ya hicret eder. Hayatı bir hayli değişmiştir artık. Beş vakit namaz kılmakta, mütevazı bir hayat sürmektedir. Ali Toprak, hayatındaki bu ani dönüşümü şöyle anlatıyor: “Gördüğüm bir rüya beni çok etkiledi. Bu rüyayı sonraları ilahilerime de yansıttım. Annem de şarkıcı olmamı hiç istememişti zaten. Onun dualarıyla Allah bana böyle bir dönüşü nasip etti. Sanat dünyası dedikleri şey bir bataklıktan farksız.”

Sanat çevresi Ali Toprak’ın Urfa’ya dönüşünü bir ‘delilik’ olarak yorumlar. Ama o, bu yorumlardan hiç etkilenmez; “Beni ikna etmeye uğraştılar. Böyle bir şöhreti bırakıp nereye gidiyorsun? Sen delirdin mi, deyip engel olmaya çalıştılar. Ben kimseyi dinlemedim.” Urfa’ya dönen Ali ilk iş olarak Kur’anı Kerim okumayı öğrenir. Geçimini sağlamak için de bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başlar. Bu fabrikanın camisine fahri müezzin olur, cuma namazlarında da imamlık yapar.

Şarkıcılığı bırakıp Urfa’ya yerleşen Ali Toprak, bir süre sonra sanat hayatını farklı bir mecraya taşır. Tef çalıp ilahi söyleyen Toprak, 1990’da “Örtün Bacım” isimli bir kaset çıkarır. Vokalistleri kendi kızları olduğu için, ‘Ali Toprak ve Kızları’ adıyla dinleyicilerin karşısına çıkar. İlahileri farklı bir tarzda okuyan sanatçının bu kaseti büyük ilgi görünce, Ali Toprak art arda 8 ilahi kaseti daha çıkarır. Kasetle yetinmez, dört tane de roman yazar: “Arkamdan Ağlama”, “Yetim Kızın Ahı”, “Kalbe İman Girince” ve “Rahmet Yağmuru”.

Yazarın Diğer Yazıları