Şahin Akçap

Zamanın çizdiği yol!

Şahin Akçap

Temmuz sıcağında hayatımda ilk kez doyduğum kentten, doğduğum kente uçakla yolculuk yaptım. Antalya Hava Limanından kalkan iki yüz yolculu uçakta tedirgin olacağımı sanmıştım. Yükseklik korkumun olmadığını 56 yaşımda, yaşayarak öğrendim.

Kara yolculuğunu severim. Hem de binlerce kilometre olsa bile.

Düşününüz Van- İstanbul, Van-İzmir, Van-Antalya arası en az yirmi dört saattir. Zamanın içinden bir gündüze, bir geceye gereksiniminiz vardır. Bu uzun yollar arası gidip geldiğim yolculukların sayısını unuttum bile.

Bir keresinde Anadolu'nun ortasından geçecek yolculuğumu biletteki yarım saati fark etmeyince kuzeyden geçip gitmem gerekti.

Van, Muş, Bingöl, Elazığ, Nevşehir güzergâhı bu küçük yanılgı yüzünden Ağrı, Erzurum üzerine kaydı. Biletim yanmasın diye emmioğlu Orhan'ın çabalarıyla Van Gölü seyahatin otobüsünden Erciş seyahatin farklı yoldan giden otobüsüne konuk edildim.

Rüya gibi bir yolculuktu. Ağrı'nın yanı başından garaja yolcu yok diye teğet geçip giden otobüsün camına başımı dayayıp 80'li yıllardaki gazetecilik günlerimi anımsadım. O korku dolu günlerde Ağrı'da Kemal Burkay örgütlenmesinde kazanılan Ağrı Belediyesi'nin çalışmalarını araştırmıştım. Araştırma Demokrat Gazetesinde iki gün süren "Ağrı'ya Kurtlar İndi" Başlığıyla yayınlanmış, hayli ilgi toplamıştı.

Ve o yolculuk sırasında fark ettiğim sanki sahipsizmiş gibi duran bir Ağrı vardı yolun sağında kalan. Sessiz, yalnız ve sanki terkedilmiş..

Uzun yolculuklar yapanlar bilir. İnsanın kafasını dinlemesi için bitmeyen yollar bazen mükemmel bir seçenektir. Sadece kendinizi düşünmezsiniz. Hayatınızdaki herkes bir bir gelip dizilir gözlerinizin önüne. Kendinizi sorgulama fırsatı bulursunuz. Ve hele yazıp çiziyorsanız, kafanızın içinde farklı öyküler bir kaybolup bir görünen görüntülerin içinde usulca şekillenir.

Zamanın içindeki yolculukta tıpkı uzun yol yolculuğuna benzer. İnce bir çizginin uzaklara doğru akıp gideceğini hayal edersiniz. Ama hayallerinizi hayatın içindeki sürprizler sıkça değiştirir. Anlarsınız ki zaman yolculuğu uzun yol yolculuğundan farklıdır. İstasyonları, durak yerleri ömrünüzün kıvrımları arasındadır ve değişkendir.

Zamandan hiç kopmayacak gibi yaşayanları bazen aynalar, bazen dün veya bugün çekilmiş bir fotoğraf karesi uyarır. Gülümsemeleri azalmış, çizgileri çoğalmış yüzünüzde dünü bulmak istersiniz

Kim bilir içinde milyon kere milyon olan hayallerin katar katar taşındığı yollarda ne yitik hayatlar iz bırakmadan; silik, sessiz ve mutsuz gelip geçti.

Hepimiz ama hepimiz zamanın çizdiği yolda bir garip yolcuyuz. Kimimiz şaşalı hayatlar içinde, kimimiz ekmeğini suya banarak.

Zaman frenleri olmayan ve durdurulması imkânsız bir tren gibidir…  Geçip gider…

Yazarın Diğer Yazıları