Şahin Akçap

Tavşan kaç tazı tut misali

Şahin Akçap

Türkiye’nin en büyük gölü olma ününe sahip ve yerbilimcilerin “Yüksek Deniz” Diye adlandırdıkları Van Gölü’nün içindeki en büyük adanın adı bilindiği gibi Akdamar Adası. Ve bu birinci derecede korunması gereken adada çevre dengesini iyi hesaplayamayanların yüzünden tavşan istilası altında kalınca zarardan ne kadar erken dönülürse kârdır amacıyla adada tavşan sürek avı başlatılmasına yol açtı.

 

Hedef dişi tavşanlar. Yakalanan her dişi tavşan üremenin engellenmesi için tek geçerli yol olarak düşünüldü. Koca adamlar tavşan kaç tazı tut misali tavşanların peşinde koşmaya başladı. Sonuç mizah dergilerine konu olacak olaylar yaşanmaya başlandı. Yakalanan tavşanlar özel barınaklara kapatılınca bu kez devreye çevreci vatandaşlar girdi. Görevlilerin yakaladığı tavşan korunaklarına dalan çevreciler kaş göz arasında tutsak olarak algıladıkları tavşanları özgür bıraktılar.

 

Doğa içindeki canlıların birbirlerini yok ederek yaşadıkları düşünülerek adaya kartal bile getirip koydular. Hatta bu işi tilki daha iyi yapar varsayılırken akıllara adanın turizm açık olduğu gelip tilki salma işinden vazgeçildi.

 

Ah Tamara efsanesini aynı adlı öykü kitabımda okuyan okurlarım; Tamara ve Memo arasındaki sevda öyküsü içinde geçen badem ağaçlarıyla çevrili adada tavşanların da yer aldığını anımsayacaklardır.

 

Bu muhteşem doğa ve tarihi değerlere sahip adanın ekolojik (çevre bilimi) yapısı çok önemliyken yapılan yanlış affedilir gibi değil. Zira Van 100.Yıl Üniversitesi gibi bir bilim yuvasının olduğu kentte çevreye etki yapacak her tülü organizasyonun bilimsel veriler ışığında yapılması gerekmez miydi?

 

Konuyla ilgilenen uzman görevli:

 

“Eğer önlem almazsak tavşanlar koca adayı yerle bir edebilir. Çevrecilerin bu nedenle olayı önemsemelerini öneririz.” Babından söyleminin yeni tartışmalara mı yol açar; yoksa kartal, tilki gibi alternatiflerin arasına tavşan kaç tazı tut tekerlemesindeki tazılar da mı akla getirilir.

 

Rahmetli Aziz Nesin’e sormuşlar:

 

“Bu kadar çok nasıl yazabiliyor, kara mizah konusu bulabiliyorsun üstat?” Diye sorduklarında acı acı gülmüş. Neden güldüğünü şimdi anlayabiliyor musunuz?

 

Van Gölü çevresi göçmen kuşların da uğrak yeri… Müthiş bir doğaya sahip bu coğrafyada doğayla ilgili yapılacak en küçük bir müdahaleden Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinin çevreyle ilgili birimleri sorumlu olmalıdır. Onların kararları alınmadan tek bir canlı için nokta kadar bir girişimde bulunulmamalıdır.

 

Akdamar Adasının uygun bir bölümüne yapılacak tavşan barınaklarıyla, beslenmelerine yönelik tarım ürünü alanları oluşturmak ve buraya çekilecek tavşanların üremesini kontrol altında tutmak o kadar zor olmamalı. Haydi diyelim gıda alanı için ada elverişsiz. Ancak adanın hemen yanı başındaki yemyeşil Gevaş İlçesinin tarıma açık alanlarında tavşanların beslenme gereksinimine yönelik üretim yapılmasını üniversiteye bağlı Ziraat Fakültesi pekâlâ da bir çalışma yapılabilir. Böyle bir yöntem hem tavşanları kontrol etmek hem de hızlı bir çoğalmanın içindeki tavşanların adanın doğal ve tarihsel dokusuna vereceği tahribat önlenmiş olur ve çevrecilerin de yüreklerinde serin sular serpilebilir.

 

Bırakalım şu tavşan kaç tazı tut komedyasını da işi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinin saygın bilim adamlarının inisiyatifine bırakalım.

 

Dilerim bu yazım Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinin saygıdeğer Rektörü tarafından değerlendirilir ve tüm dünya çevrecilerinden alkış alacak çalışmalara başlamalarına bir işaret fişeği görevi yapar.

 

Lütfen bu yazımı okuyan dostlarım sosyal medyada paylaşarak sesimizin çoğalmasına yardımcı olsunlar.

Yazarın Diğer Yazıları