Şahin Akçap

Ölümsüzlük dedikleri!

Şahin Akçap

Yıl 1965… 1966… Küçük bir çocuk…

Siyah önlüğünden beyaz yakalığı çıkarılmış… Yani karalara bağlanmış… Elinde sarı sayfalı matematik defterinden koparılmış yaprakta:

“Doktor kalksana

Lambaları yaksana,

Atam elden gidiyor

Çaresine baksana.” Şiiri.

Titrek sesiyle okuyor…

Yıl 1980 sonrası…

Atatürkçü düşünce farklı düşünceler çatışıyor… Ulusal Kurtuluş Savaşının lideri neden sosyalizmi seçmedi tartışmaları yaşanıyor. O’nun büyük devrimine burun kıvrılıyor. Oysa Anadolu bir insanlık mozaiği… Dinler, mezhepler, etnik değerler harmanlanmış. Öte yanda yedi düvel. Orduları yekvücut olmuş.

“Bir olur, diri olursak iri oluruz. Evvel Allah hakkından geliriz düşmanın. Benlik, senlik yok. Biz varız.” Diyor Kemalist düşünceye gönül verenler.

Ve O!

Kırıyor prangalarını tutsaklığın.

Yıl 2000’li yıllar.

Saf tutmuş burun kıvıranları. Söylemlerinde geriye gidiyor akıl ve düşünce.

İlim ve bilimle çatışıyor planları, projeleri.

“Deccal!” Diyorlar…

“Mavi gözlü şeytan!”

“Din düşmanı!”

Oysa yaptıklarıyla, ettikleriyle göğe çıksalar bile onun yaptıklarına ulaşamıyorlar.

O:

“Bağımsızlık benim karakterim!” Demişti.

Oysa karşı duranları tekmili emperyalistlerle omuz omuza…

Amaç yok etmek yapılanları, kurulanları, yüz akı edilenleri.

Ama o şiir okuyan çocuk…

O çocuklar…

1960’lardaki On Kasım şiirleri söyleyen çocuklar ve onların çocukları ve onların torunları sımsıkı sarılı her daim büyüyen güneşine.

“Vazgeçmeyiz!” Diyorlar:

“Bilimden, ilimden asla vazgeçmeyiz!”

Yürüyorlar Kasım sabahlarında…

Ellerinde bayraklar, dudaklarında türküler…

Ve yağmur çiseliyor dağları kar tutmuş şehirlere, kasabalara…

Kadifelerine sarınmış çoktan Kasımpatı çiçekleri.

Çoğalıyor gökyüzünden akıp gelen damlalar.

Şafakların sahipleri var!

Göğüs geriyorlar karanlıkçıların Bizans oyunlarına…

O, yine cismi yokken bile devleşiyor düşüncelerin içinde.

Göğün derinliklerinden inmeye devam ediyor rahmet.

Yani On Kasım!

Gözyaşlarının silinip, cesaretin kından çekildiği gün!

Siren sesleri diyor ki:

“Bugün o gün!”

Ölümün ölümsüzlüğe yenildiği gün!

Yazarın Diğer Yazıları