Şahin Akçap

Ölüm çizgisinde yaşamış şair!

Şahin Akçap

 80 öncesinin yeni yetme genç kuşağıydık. Kitap, dergi okumaya ve sinemaya gitmeye bayılırdık.

İçimizde yazıp çizenler de vardı. Onlardan biriydim. Ve bugün hala yürekleri birlikte çarpan arkadaşlarımızla gönül köprümüzü sapasağlam tutmaya devam ediyoruz.

Daha sonra Hürriyet Gazetesinin eki olan Kelebek Gazetesinde Duygu Asena vardı. Ve yürekli bir dostumuz Behiç Günalan…    

Kelebek Gazetesi’nin Ümit Yaşar Oğuzcan genç şairlerin gönderdiği şiirlerden seçtiği şiirleri Şiir Köşesinde yayınlardı. Bazen fotoğraflarımızı ve adresimizi koyarlardı yazdıklarımızın altına. O adreslerimize sayısız mektuplar yağardı. Ve arkadaşlıklar kurulurdu dostane…

Ben hep harçlıklarımı posta puluna yatırırdım. Gelen her mektuba ivedilikle yanıt verirdim. Mahallemizin postacısı Cahit ağabey haftanın bir çok günü bizim sokağa uğrardı. Ne güzel insandı.

“Seninkilerden mektup var.” Diye gülümserdi.

Ümit Yaşar Oğuzcan’ın 4 Kasım günü ölüm yıldönümüydü. Sevgi Öztekin Hanımefendi sosyal paylaşım sitesinde paylaşmış. İyi de etmiş. Yaşadığımız ucube günlerde o paylaşım bir demet şiir olup düştü bilgisayar ekranlarımıza.

Bizim kuşak Ümit Yaşar’ı çok iyi tanır. Romantizm, melankoli ve aşk vardır şiirlerinde. O günlerde en güzel ve gözde olmuş şarkıların sözleri Ümit Yaşar Oğuzcan’a aitti. Şiirlerinden mısralar ezberleyip sevdiği kıza gönlünü açan ne çok arkadaşlarımız vardı.

Ümit Yaşar Oğuzcan melankolik şairlerimizden en ünlüsüdür. Ahmet Haşim’de kendisiyle barışık bir karamsarlık varken Ümit Yaşar Oğuzcan’da intihara meyilli duygusal yoğunluk vardı. Çok kez intihara teşebbüs etmiş ama her defasında hayata yeniden dönerek müthiş şiirler yazmıştı.

Şairliğinin doruğundayken hiç beklenmedik bir zamanda korkunç bir acıyla sarsıldı. 1973 yılında Oğlu Vedat Galata Kulesinden atlayarak intihar etmişti. Kanlar içinde yatan bedeninin üzerine örtü örtülürken, sıkılı yumruğunu açanlar küçük bir kâğıda yazılı notu fark etmişler:

“Öyle intihar edilmez baba, işte böyle intihar edilir.”

O yıkım günlerinde oğlu için Galata başlıklı şiirini yazar.

 

 

GALATA KULESİ

6 Haziran 1973, 
pırıl pırıl bir yaz günüydü, 
aydınlıktı, güzeldi dünya, 
bir adam düştü o gün galata kulesinden, kendini bir anda bıraktı boşluğa; 
ömrünün baharında, bütün umutlarıyla birlikte paramparça oldu. 
bir adam düştü galata kulesinden; 
bu adam benim oğlumdu gencecikti Vedat, ışıl ışıldı gözleri, içi, 
bütün insanlar için sevgiyle doluydu 
çıktı apansız o dönülmez yolculuğa 
kendini bir anda bıraktı boşluğa, 
söndü güneş, karardı yeryüzü bütün 
zaman durdu. 
bir adam düştü galata kulesinden 
bu adam benim oğlumdu; 
açarken ufkunda güller alevden, 
çıktı, her günkü gibi gülerek evden, 
kimseye belli etmedi içindeki yangını 
yürüdü, kendinden emin 
sonsuzluğa doğru. 
galata kulesinde bekliyordu ecel, 
bir fincan kahve, bir kadeh konyak, 
ölüm yolcusunun son arzusuydu bu, 
bir adam düştü galata kulesinden; 
bu adam benim oğlumdu. 
küçücüktü bir zaman, 
kucağıma alır ninniler söylerdim ona, 
uyu oğlum, uyu oğlum, ninni. 
bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat. 
6 haziran 1973 
galata kulesinden bir adam attı kendini; 
bu nankör insanlara 
bu kalleş dünyaya inat, 
şimdi yine bir ninni söylüyorum ona, 
uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat.

Babalar ve annelerin özellerindeki her şey çocuklarının yüreklerine kazınır. Şairin ölümle gel gitlenmiş, intiharlarla bezenmiş hayatından örnekler de oğlu Vedat’ın yaşamına son nokta koymasına yol açar.

Aşkın, ayrılıkların ve ölümün şairinin şiirleri, Hürriyet Gazetesi gibi dev bir gazetede birinci sayfada yayınlanmaya değer görülecek kadar çok seviliyordu.

Yazdığı şiirler elden ele dolaşan, kitapları en çok satan kitaplar arasında yer alan Ümit Yaşar Oğuzcan 22 Ağustos 1926 yılında doğmuş, 4 Kasım 1984 yılında ölmüştür.

 

Yazarın Diğer Yazıları