Gırgır giren eve deve girmez
Şahin Akçap
Rahmetli Oğuz Aral ve ekibinin yarattığı Gırgır Dergisi gün gelip de mizah dergileri arasında dünyanın en çok satan saygın dergisi unvanını aldığında hiç kimse bu sonuca şaşırmamıştı. Çünkü ülkemizde en sevilen, dünya görüşü çağdaş olan insanların yarattığı bir dergiydi.
Gırgır Dergisinin adının altında şöyle yazardı:
"Gırgır giren eve deve girmez."
Sarı gazete kâğıdına basılan dergi mütevazı biçimselliğe sahip olsa da içerik olarak zengindi. Çizerlerin divitlerinden sayfalara şekillenen her karikatür sayfalar dolusu bir makaleden daha çok şey anlatırdı.
Gerçekten karikatüristler ve reklâm metin yazarları kafaları en çok çalışan sanatçılardır. Dramdan mizah yaratan, gülmeceyi dramlaştıran karikatüristlerin özellikle baskı rejimlerinin çok olduğu ülkelerde boy vermeleri rastlantı değildir. Onlar, anlatılmakta korkulan, çekinilen sayfalar dolusu yazıları birkaç çizgiyle ve bir çırpıda anlatır ve yaşadıkları ülkenin vaziyetinin ne olduğunu halka yansıtmayı ustaca becerebilirler.
Yalanla uğraşmazlar.
Yandaşlığı, hacıyatmazlığı bilmezler.
Vicdanını cüzdan niyetine taşıyanlardan; vatan, millet, Sakarya nutukları atıp, iş icraata geldi mi düzenbazlığa kıvıranlardan korkmazlar!
İcabında kelle koltukta gezer, divitlerini kırar ama düşüncelerini satmazlar.
Açın bakın karikatür dergilerini... Kıvırtan bir tek çizer görecek misiniz?
Onları anlatmak için fazla söze gerek yok.
Bugün öğrendim ki Gırgır Dergisi son zamanlarda eleştirisel karikatürleri gerekçe gösterilerek kapatılmış.
Nasrettin Hoca bugün yaşamış olsaydı bu garabet için ne derdi kim bilir. Ya da Aziz Nesin o ünlü aptallar sözünü hangi tümceleriyle eleştirirdi?
Gırgır'ı kapatanlar unutmasınlar ki baskılar ve susturmalarla bir yere varılmaz.
Bu uygulamaları utanç vericidir!
Mizaha ve mizahçıya hoşgörüsü olmayan yönetim erkleri eninde sonunda yaptıklarıyla gülünç durumdan kurtulamazlar.
