Şahin Akçap

Darağacından Hıdrellez’e

Şahin Akçap

Bizde acıları ve sıkıntıların faturası hep ona çıkarılır.

Kime mi?

Kahpe feleğe!

Oysa insanoğluna bahşedilen en büyük değer irade ve akıldır. İrade ve akıl baskı ve korkunun ipoteğinde kaldı mı kölelik başlar. Özgür yaratılan insan için esaret kula kul olduğunda başlar. Peki, bu devam eder mi? Elbette etmez!

Tarihte haksızlığa başkaldıran nice yürekli kahramanlar var.

Spartaküs en baskıcı ve köle toplum biçimini yaratan Roma İmparatorluğuna karşı bir avuç onurlu arkadaşı ile mücadele etmiş, imparatorluğu sarsmıştı.

Bizde de isyanların kahramanları oldu.

Bolu Beyine karşı Köroğlu dağları mesken tuttu.

Zulüm karlara karşı Şeyh Bedrettin ve diğerleri…

Kahramanlar tükenmiyordu. Ardından Mustafa Kemal emperyalizme ve onun iç ve dış işbirlikçilerine karşı direnişin bayraktarlığını üstlendi.

Ve onlarca isyan!

Derken ülkenin Amerika ve uzantısı NATO’ya karşı teslimiyetine karşı suskunluk yerine direnmeyi yeğleyen devrimci gençlik…

Deniz Gezmiş… Yusuf Aslan… Hüseyin İnan!

Türkiye limanlarını mesken tutan 6.Filoya karşı devrimci gençliği örgütleyen bu gençler Amerikalı askerlerin korkulu düşü olmuşlardı.

Ama gün geldi uğrunda yola çıktıkları emekçi halkın içindeki cahiller tarafından kendilerini kuşatan güvenlik güçlerine teslim edildiler

Ve bir 6 Mayıs sabahı kurulan idam sehpalarına çıkarıldıklarında

“Yaşasın halkımız!” Diye ayaklarının altındaki sandalyelere tekmeyi bastılar.

Ellerinde kan yoktu…

Kimseyi sömürmemişlerdi…

Çalıp çırpmamışlardı…

İhaleye fesat karıştırmamışlardı…

Haram para sıfırlaması yapmamışlardı.

Sömürülen halkları ve teslim edilmeye çalışılan vatanları için canlarını ortaya koyarak mücadele etmişlerdi.

Ve o sabah…

İdam sehpalarının kurulduğu…

Yağlı urganların salındırıldığı o sabah…

İşte o sabah 6 Mayıs günüydü…

Ve rivayete göre o günün akşamı Hızır ve İlyas Peygamber gökten yeryüzüne inerek kulların dileklerinin kabulü için aracılık üstlenmişlerdi.

Üç gencin payına düşen de üç idam sehpasıydı.

Kahpe felek miydi kalleş örgüsünü ören?

Yoksa kahpe düzenin ve Amerikan uşaklarının puşt oyunu mu?

6 Mayıs’ta…

Hızır ve İlyas… Dualı ellerin dilekleriyle uğraşırken can verdiler darağacında!

Onun içindir ki devrimciler için Hıdrellez hüzünlü bir gündür.

Yeşerirken fidanlar, meyve tutarken ağaçların dalları, bahar tüm ihtişamıyla kucaklarken doğayı yüreklerin acıyla sarsıldığı andır.

Bilmem anlatabiliyor muyum posta kutuma Hıdrellez kutlaması için davetiye gönderen dostlar. 

Yazarın Diğer Yazıları