Çanakkale destanı!
Şahin Akçap
Drama Köprüsü türküsünde:
"Drama köprüsü bre Hasan dardır geçilmez
Soğuktur suları bir tas içilmez
Anadan geçilir bre Hasan yardan geçilmez
At martini Debreli Hasan dağlar inlesin
Drama mahpusunda bre Hasan Dağlar inlesin!
Adam öldürmeyi Hasan oyun mu sandın?
Drama mahpusunu bre Hasan evin mi sandın?
At martini Debreli Hasan dağlar inlesin
Drama mahpusunda dostlar dinlesin!" Diye türküleri yazanlar ölümü, öldürmeyi sorgularlar.
Anadolu insanının töresinde ölmek ve öldürmek yalnızca vatan, namus ve onur söz konusu olduğu zaman geçerliliğini korur.
Çanakkale Boğazına donanımlı savaş gemileriyle yüklenenler sadece bu türkünün farkında olsalardı Anadolu'yu ele geçirmeyi göze alırlar mıydı?
O büyük ve kanlı deniz savaşında:
"Çanakkale geçilmez!" Dedirten emperyalist amaçlara izin vermeyen yekvücut olmuş bir ulusun ruhu değil miydi?
Amaç Anadolu üzerinden Asya'ya akmak ve işçi devrimi için örgütlenmiş güçleri yok ederek Çarlık Rusya'sının ömrünü uzatmak ve yepyeni topraklar, yeraltı, yerüstü kaynaklarını ele geçirmekti.
Hesaplarında Mustafa Kemal gibi bir komutan yoktu… Hesaplarında özgürlükleri için hayatlarını seve seve ölüme atacak bir ulusun özgürlük ve bağımsızlık bilinci yoktu. İşte o hesapları; kana kan, dişe diş bir ölüm kalım savaşında boşa çıkınca geride saldıran ve saldırılan taraflarda yaşamlarını kaybeden binlerce gencin bedenleri kaldı.
O büyük ve kanlı savaş sonrası dünya Mustafa Kemal'in insan yanını da tanıdı. Topraklarımızda can verenlerin aileleri paramparça olmuş çocuklarının bedenlerini ülkelerine götürmek için dilekte bulunurken onlara şu mektubu yazdı:
"Uzak memleketin üstünde kanlarını döken kahramanlar; burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçikle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."
Çanakkale bu yönüyle de tarihte sadece kazanılmış ve hatta Truva'nın öcünün alındığı yorumu yapılmış bir savaştan ziyade ulusumuzun; savaşa, barışa bakış açısının önemli bir dönüm noktasıdır.
Gaflet ve delalet içinde olanlar için Çanakkale Destanın tarihimizdeki küçük bir ibrettir.
"Tarih eğer ibret alınmayacaksa kuru bir bilimdir." Sözü ise günümüzde daha bir önem kazanmaktadır…
