Şahbettin Uluat

YAŞANMIŞ MEMLEKET HİKÂYELERİ

Şahbettin Uluat

Kore gazimiz Hacı Tevfik sigarayı nasıl bıraktı?

Sekiz numara tütünü anımsayan var mıdır bilmiyorum? O sekiz numara tütün içen biriydi. Ta ki, tırpanla katledilmiş bir köylünün olay yerine katiplik göreviyle gidinceye kadar.

Yerde yatmakta olan cesedin yanına çömelen savcı adamın kesilmiş boynundan akıp sert bir kıvam kazanan maktülün kanını elindeki çubuğun ucuyla altından tutup havaya kaldırıncaya kadar.

“Bu nedir?” diye sormuş yanındakilere.

“Kan” demiş oradakilerden biri.

“Hayır, bu başka bir şeydir, bilen söylesin.”

Kısa bir sessizlik olmuş. Hiç kimse yanıtlayamamış bu soruyu.

“Bu nikotindir” demiş savcı. “Baksanıza, adamın kanının kıvamını, durumunu bu sigaradan kana karışmış olan nikotindir. Sigara insan kanını işte bu hale getiriyor.”

Bu telkinden ve işler bittikten sonra genç Tevfik kalabalıktan biraz uzaklaşmış. Cebindeki bir paket sekiz numara tütünü kurumuş otların içine fırlatıp atmış.

Bir daha da sigara içmemiş.

Osman'ın öğretmeni

Osman Anaokulu’na başlamıştı.

İkinci haftanın başında öğretmeni çocukla gönderdiği bir pusulayla annesini okula çağırdı.

Anne sabahı zor etti. Aklından bin türlü şey geçti. Acaba Osman ne yapmıştı ki öğretmen başka birini değil de onu çağırmıştı. Sabah ilk işi hazırlanıp okula gitmek oldu.

O yıl göreve başlamış olan genç bayan öğretmen anneyi oturtup bir çay istedikten sonra onun merak dolu bakışları altında konuyu açtı.

“Esra Hanım, sizi buraya kadar yorduğum için kusura bakmayın. Bunu yapmak istemezdim. Ancak Osman sık sık öyle bir şey yapıyor ki baş edemedim. İçinden de çıkamadım.  Yardımınızı almaya karar verdim.”

Anne merak ve heyecanla gelecek şeyi bekliyordu.

“Dersimi anlatırken, çocuklarla konuşurken sık sık sınıfın önünde bana “zırt atma hocam, zırt atma hocam” diyor. O öyle deyince bütün sınıf gülmeye, şamataya başlıyor ve kontrolü kaybediyorum. Sonrasında çocuklara söz geçiremiyorum. Korkum odur ki yarın bir gün öteki çocuklar da rahatsız olduğumu görüp bunu yapmaya başlayacaklar ve iş tam çığırından çıkacak.”

Esra Hanım sorunun bu olduğunu işitince aklındaki bütün o kötü ihtimaller silinip gitmişti. Demek ki konu buydu. Bir an gülmemek için dudağını ısırmak zorunda kaldı. Oğlu sokaktan kapıp getirdiği bu lafı bazen evde onlara karşı da kullanıyordu.

Yazının devamı yazarın Van ile Sohbet adlı kitabında…

Yazarın Diğer Yazıları