Şahbettin Uluat

Kitap

Şahbettin Uluat

Kitap okur musunuz? Kitap okumayı sever misiniz?

Bu yazıyı okuyorsanız eğer, bana göre bu sorunun yanıtı büyük olasılıkla evettir. 

Bir gazete köşe yazısını okuyan insanın kitap da okuyor olmasından daha doğal ne olabilir.

Yine de akıllı telefonların, sosyal medyanın, internet ağlarının, günümüzde, pek çok insanın kitap okumaya ayırdığı zamana ortak oldukları, onları kitaptan uzaklaştırdıkları da bir gerçek. Bu anlamda, sosyal medyayı, interneti, cep telefonu uygulamalarını yoğun olarak kullanıyorsanız; ağ üzerinden ya da ağ olmaksızın bilgisayar oyunlarına zaman ayırıyorsanız kitapları raflarda dinlenmeye bırakmış da olabilirsiniz.

Eğitimden eğlenceye sayısız konuda ve içerikli hazır videolar, ilginç ağ paylaşımları, okunup yorumlanması gereken mesajlar varken, böyle bir şey yapmış olmanız çok da yadırganmaz.

Neyse ki, biz, belli bir yaşı geçmiş olanlar, geçmiş yaşantılarımızdan, rahmetli Hakkı Yakupoğlu'nun kütüphane müdürlüğü zamanından bugüne taşımış olduğumuz kitap okuma alışkanlığımızı sürdürürüz. Kitabı raflara terk etmeyiz. Hatta kimilerimiz başucumuzda kitap olmaksızın uyuyamayız.

Üstelik bir kısmımız kitapla arası olmayan eşlerimizin çeşitli tepkilerine rağmen koruruz kitabı. Temizlik ve düzen takıntısı olan, fazla okumayı sevmeyen hanımlar için genç, güzel bir kuma gibidir kitap. Okuyan kişi için ne kadar vazgeçilmezse; okumayan öteki kişi için o kadar tahammül edilmezdir.

İlk, orta, lise eğitimi süren gençler de az çok kitap okurlar.  Bir kısmı öğretmenleri ödevler verdiği için okurlar; diğer bir kısmı da girecekleri seçme sınavlarında gerekecek okuma anlama ve Türkçe becerilerini geliştirmek için okurlar. Bu okumaların ne kadarı onlara okuma alışkanlığı kazandırır, tam bilinmez. Yine de, okurlar.

Bu arada gerçek anlamda okumayı seven gençler olduğunu da inkâr etmek mümkün değil.  Ciddi ciddi okuyanlar var; bunu biliyorum.

Onları Ulu Cami arkasındaki sahaflarda görüyorum. Gördüklerimin yarıya yakını kendilerine tavsiye edilmiş kitaplar için dolaşırken, ötekiler de kendi seçimleri olan kitaplara bakıyorlar. Bu arada çoğu sınırlı paralarıyla kitaba ulaşmaya çalışıyorlar ve bir kısmı ciddi pazarlıklar yapıyorlar.

Kimileri, okuyup bitirdikleri kitapları satmaya ya da değiştirmeye getiriyorlar.

Okuyan gençlerin ciddi bir bölümü kitap seçerken sağlarına, sollarına bakıyorlar. Sosyal medya aracılığıyla birbirlerinden fikir alıyor; arkadaşlarının, akranlarının okuduğu kitaplara yöneliyorlar. Klasikleri okuyanları da var, güncel ve popüler kitaplara, kitap serilerine yönelenler de.

***

Benim kitaplara düşkünlüğümü yakınlarım çok iyi bilir. Başka insanlar, çarşıya, pazara çıktıklarında kendi ilgi alanları içindeki ortamlara giderler ya, başka çok önemli bir işim yoksa benim gideceğim yer genellikle sahaf dükkânları olur.

Oralarda, zaman zaman o gençlere rahat okuyabilecekleri, ilgilenebilecekleri kitaplar da öneririm. Çoğu kez onlar sormazlar; kararsız kaldıklarını görünce kendim teklif ederim. Alır, bakarlar kitaba. Sorgulamadan satın alanları da, biraz inceledikten sonra geri bırakıp, kendi seçimleri olan başka birini alanları da olur.

Kitap insanı çoğaltan bir şeydir. Dil ve anlatımımızı da, okuma anlamamızı da geliştirir. Kitap hayal gücümüzden de yararlanarak bizi gerçekte hiç bulunamayacağımız ortamlara götürür; hiç tanışamayacağımız insanları bir şekilde tanımamızı sağlar. Bizden önce yaşamış ve günümüzde yaşamakta olan kimselerin dünyaya, eşyaya, olaylara nasıl baktıklarını anlamamıza yardım eder. Kitap bizi bilgilendirir, eğlendirir, dinlendirir, pişirir.

Ancak, nasıl ki her insan karşısına çıkan ve konuşmak durumunda olduğu her insanla etkili, sağlıklı, keyifli bir iletişim kuramazsa; eline aldığı her kitabı da okuyamaz.

Kitapların türleri, konuları, dilleri, anlatım tarzları, şekilleri, iç düzenleri, kâğıt kaliteleri, yazı tipleri, ebatları ve fiyatları farklıdır ve bütün bu özellikleri müşterilerinin tercihlerini etkiler.

Müşteri konumundaki insanlar da,  yaş, kültür düzeyi, ilgi alanı ve diğer pek çok özellikleri ile farklıdırlar.

Birinin "tam bana göre" diyerek iki eliyle sarıldığı kitap bir başkasının ilgisini çekmez. Birinin arayıp da bulamadığı kitabı bir başkası gereksiz diye düşünmeden elden çıkarır.

Çok özel ayrıntılar içeren referans kitapları vardır ki okur kitleleri sınırlı ama sağlamdır.

Tarih, anı, roman, şiir, deneme, kişisel gelişimle ilgili olanlarla dini kitaplar toplumun her kesiminden ilgi görür.

Çok okunan, az okunan, hiç mi hiç okunmayan kitaplar vardır.

Kapağı çarpıcı ama içi boş; içi dolu ama kapağı zayıf kitaplar vardır.

Yanlış yerde oldukları için kapağı açılmayan dolu dolu kitaplarla, doğru yerde oldukları için ilgi gören içeriği zayıf kitaplar da vardır.

Çocuk kitapları genellikle satılır. Onları çocuklar değil ebeveynleri, genellikle anneleri alır. Kimi bilinçli ebeveynler evlatlarını cep telefonları, tabletler ve bilgisayarlarla ulaşılan ve tembelliğe alıştıran videolardan korumak için alırlar. 

***

Kitap da bizim Van'da "ev kuşu" dediğimiz güvercinler gibi bir tutkudur. E-kitap, sesli kitap şeklinde format değiştirerek, alternatif araçlarla rekabet ederek günümüzde de varlığını sürdüren bir tutku.

Tıpkı geniş bahçelerdeki kümeslerden, toprak damlardan apartman teraslarına taşınmış ev kuşları gibi alanı daralsa da yok olmayan, yok olmayacak bir tutku.

Yazarın Diğer Yazıları