İkram Kali

Futbolun sorunu, Van'ın ihtiyacı

İkram Kali

Türkiye futbol liglerinde heyecan dorukta. Şampiyon olacak takımlar, Play-Off’a kalma başarısı gösteren takımlar ve küme düşecek takımlar netleşmeye başladı. Herkes emeğinin karşılığını alma çabasında.

 

3 Lig 2. Grupta mücadele eden Van Büyükşehir Belediyespor son haftalarda sergilediği başarılı futbol ve seyircisinin desteğiyle Play-Off’a  kalmanın mutluluğunu yaşıyor. Play-Off sonuca odaklı zorlu bir süreçtir. Telafisi olmayan maçlar oynan Play-Off heyecanını 1993-94 sezonunda yaşayan Van seyircisi takımına verdiği büyük destekle Vanspor’u 1. Lig’e taşımıştı. Benzer başarıyı şimdi Van BBS ile yaşamak mümkündür.

 

Van BBS ilk maçını 10 Mayıs 2019 Cuma günü Saat 20:30’da İzmir Atatürk Stadyumu’nda Türkiye’nin köklü takımlarından Karşıyakaspor ile oynayacak. İzmir ve çevresinde  yaşayan Vanlılar ve Van dostları zorlu maçta Van BBS'yi yalnız bırakmaz. Play-Off maçlarında ateşli seyirci desteğini arkasına alan Van BBS kazanma inancını, takım ruhunu hücuma dayalı futboluyla bütünleştirerek sahaya yansıtır ve basit hatalar yapmaz ise müsabakalardan istediği sonucu alır ve 2. Lig özlemine  son verir. 

 

Liglerde müsabakalar devam ederken spor kulüplerinin tamamı gelir gider, yönetim sisteminden kaynaklı açmazlar, tesis, alt yapı, transfer, seyir zevkini artıracak ve daha fazla seyirciyi tribüne çekecek faktörlerle ilgili sorunlar yaşıyor. Van futbolunun bunlara ek olarak dondurucuda bekleyen stadyum beklentisi var.

 

Üniversiteler, spor kuruluşları kulüplerin sorunlarının çözüm önerilerinin tartışıldığı etkinlikler düzenliyor. Spor alanında uzman olan bilim insanları, yazarlar, gazeteciler, yöneticiler, sporcular bilgi ve deneyimlerini bu etkinliklerde paylaşarak kulüplere çözüm önerilerinde bulunuyorlar. Lakin anlatılanlar salonlarda, kitaplarda kalıyor. Çünkü ne söylenirse söylensin, ne reçete yazılırsa yazılsın kulüp yöneticileri bildiğini okuyor, kendi kuralını koyuyor. Tabi yanlış yönetilen kulüplerde sorunlar  artarak devam ediyor. Kulüplerin renklerine gönül veren vefalı taraftarlar da günlük, sezonluk sportif başarılardan mutlu oldukları için uzun vadeli sportif hedefleri ve projeleri pek benimsemiyor. Böyle olunca kulüplerde kurumsallaşma, tesisleşme, markalaşma gündeme gelmiyor.

 

***

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde geçen hafta kulüplerin içinde bulunduğu durum ve kurtuluş önerilerinin ele alındığı bir toplantı düzenlendi. Basından izlediğim toplantıda yapılan  konuşmaların bir bölümünü paylaşmak istiyorum:

 

Yurt dışından kulüp sahipliği modelini örnek veren Hollanda 1. Futbol Ligi Eredivisie ekiplerinden Fortuna Sittard’ın Yönetim Kurulu Danışmanı Cenk Ergün, “Paris Saint-Germain, Manchester City, Chelsea gibi kulüpler kulüp sahipliği modelini başarıyla uyguluyor. Türkiye’deyse kulüp yöneticileri futboldan sınırlı gelir sağlıyor ve bunun sonucunda zarar ediyorlar. Kulüplerin dernek statüsünden çıkıp hesap veren yönetim kurullarına dönüşmesi gerekiyor. Futbolun tüm paydaşlarının sporun içinde kalması için sistemin baştan sona doğru kurulması önemli” olduğuna dikkat çekiyorb

 

Medipol Başakşehir Futbol Kulübü Oyuncusu Gökhan İnler, “Gençler A takım seviyesine gelene kadar doğru eğitimleri almıyor. Türkiye’de yarışma odaklı hareket edildiği için gençler gelişim için ihtiyacı olan süreyi bulamıyor” gerçeğinin altını çiziyor.

 

Profesyonel yöneticilerin önemine dikkat çeken Olimpik Voleybolcu Neslihan Demir Güler de, “Antrenör ve başkanların çok büyük egoları olabiliyor. Onların arasında sporcuların yıpranmaması için empati sahibi ve profesyonel yöneticilerin görev yapması gerekir” diyor.

 

Sporun bahis boyutuna işaret eden Caspian Tech Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Ertan  ise bu konuda şunları belirtiyor: “Tüm dünyada bahis pazarı 400 milyar dolara ulaştı. Bunun yüzde 35’i Amerika’da toplanmış durumda. En çok bahis yapılan ülkelerin başında gelen İngiltere’de 9 bin bayii var. Tüm Avrupa’da online site sayısı ise 165. Türkiye’de bahis sektörünün hacmi 2,5 milyar dolar. Bu rakamın yüzde 60’ı online sitelerde kalanı ise 6 bin 500 bayide dönüyor” dedi. Spor kulüplerinin tüm gelirlerinin Türk lirası, harcamaların ise döviz cinsinden olduğunu belirten Ertan, “Spor yöneticiliği önce bu dengeyi kurmayı gerektirir. Yurtdışındaki, ülkemizin futbol maçlarının yayın haklarına olan ilgisizlik ile takımlarımızın forma satış adetleri göz önüne alındığında bir marka değerimizin olmadığını görüyoruz. Gelinen bu noktada Türkiye Futbol Federasyonu dahil olmak üzere tüm paydaşların ciddi bir sorumluluğu var. Bu nedenlerle de Türkiye’de futbolun sadece ticari değeri var, marka değeri yok”

 

Amatör kulüp yöneticilerine seslenen Fenerbahçe Spor Kulübü Doğuş Yelken Şube Sorumlusu Selma Altay Rodopman ise amatör branşlarda tek yolun güçlü sponsorluk anlaşmaları yapmaktan geçtiğini kaydediyor. Van Amatör Kulüpleri Federasyonu ve amatör kulüp yöneticilerine duyurulur.

 

***
Van BBS önce 2. Lig’e,  yakaladığı bu havayla şehrimizden de  maddi ve manevi destek alarak bir sezon sonra da Spor Toto  1. Ligi’ne yükselebilir. Sakın olmaz demeyin.  Benzer başarıları bu güzel şehirde geçmişte hep birlikte  yaşadık.  Ancak kalıcı başarılar elde etmek, genç yeteneklere sahip çıkmak ve öz kaynaklarıyla ayakta durarak markalaşan güçlü kulüp olmak için sportif başarılar yanında gönüllülerin, iş adamalarının içinde olduğu profesyonel yönetim sisteminin hayata geçirilmesi gerekiyor.   

Yazarın Diğer Yazıları