Ömer Gündüz

Bayramsa bayramınız mübarek olsun

Ömer Gündüz

Faziletin, ihsanın ve bereketin bol olduğu mübarek Ramazan ayının sona ermesinin ve bin aydan daha hayırlı bir gece olan Kadir Gecesinİ uğurlamanın hüznü içersindeyiz. Fakat bir okadar da yapmş olduğumuz taat ve ibadetlerin sonunda Rabbimizin bizlere hediye olarak bahşettiği, sıkıntıların bir an unutulduğu, kardeşlik ve muhabbetin arttığı Ramazan Bayramı'nıda karşılamanın ve idrak etmenin sevinci ve mutluluğunu yaşamaktayız.
Üzerimize rahmet yağdı. Dilimizden hep rahmet ayetleri döküldü dünyamıza. Kulaklarımızdan süre süre, ayet ayet nur girdi gönül denizimize. Dünya Kur'an sofrası oldu. Sofralarımız hep açık kaldı. Dostlarla beraber olduk. Soframızı fakirlerle paylaştık. İftarlarda yakınlarımızla buluştuk. Bazen babanın evinde, bazen ağabeyin evinde, bazen ablanın evinde olduk. Yakınları buluşturdu. Küsleri barıştırdı. Filanın diyalektiği, filan ülkenin kriterleri, filanların beyannamesi, filanın anayasası, filanın ilkeleri diyerek kula köle olanlara karşı Allah'a kul olmanın özgürlüğünü doya doya yaşadık. Çıkar putlarının önünde takla atanlar, çıkarı için her şeyini satanlara karşı günde altmış rekatlı namazda yüz yirmi defa secdeye baş koyarak bize bizi tanıtan, bize iman lutfedenin emrine boyun eğmenin neşesiyle dolduk taştık. Müslüman olarak bizler de görevimizi yapmaya çalıştık. (Milli G. Mahmut Toptaş)
Ancak bu mübarek ayda Müslüman coğrafyasında akan oluk oluk kanın kokusu halen burunlarımızda tütmektedir. Suriye'de, çocukların ve yaşlıların üzerlerine bombalar yağdırılırken, Arakan'da insanlar evlerinde ve yurtlarında çıkartılıp; diri diri yakılırken, Çeçenistandaki mücahit kardeşim ülkesinde özgürlük mücadelesi verirken ve özellikle Filistindeki kardeşlerimiz kendi öz vatanlarında azınlık muamelesi görerek misket bombaları ile katledilirken, kendi ülkemde ise kardeş kanı dökerek, hergün şehitlerimize ağıtlar yakılırken; biz zavallı Müslümanlara bayram yapmak hayal olsa gerek. Asıl hayallerimizin bir gün gerçek olacağı bayram, ancak dünyada ki akan mazlum ve mahsun kanının durduğu, özgürlüğün ve adeletin emin ellerde olduğu ve hakkın hakim olduğu bir zaman ve mekana kavuşmakla mümkündür. Buda ancak Mevlamızın bizlere çizmiş olduğu hak ve sırat-ı müstakim dediğimiz yolda gitmekle ve Allah'ın dinine sımsıkı sarılarak mümkün olacaktır. Bu hakiki bayramlar ve sevinç günümüz ancak bahsettiğimiz hayallerimizin gerçekleşmesi sonucunda olacak ve o asıl gün bayramımız mübarek olacaktır.
Geçmişte yapamadıklarımıza üzülmediğimiz gibi bugün elimizin ermediği, gücümüzün yetmediği konularda yapamadıklarımıza üzülmediğimiz gibi gelecek korkusunu da şimdiden yaşamayız. "Allah var keder yok" der işimize bakarız. Her vaktin görevini yerine getirmenin mutluluğunu yaşarız. Suriye, Myanmar, Afganistan, Filistin, Çeçenistan, Somali... gibi yerlerdeki kardeşlerimiz hakkında görevimizi yapmışsak bayramlarımızın da hakkını verelim. Sevgili Peygamberimiz, Bedir harbinden dönüşte Bedir şehitlerine rağmen Ramazan bayramını yapmıştı ve yüzünden tebessümlerini hiç eksik etmemişti. İdam sehpasında tam asılacakken afva uğrayan adamın sevinişi gibi Ramazan'da Allah'ın afvına uğradığımız inancıyla sevinelim. Yurt içi ve yurt dışındaki mazlum ve mağdurlara yardımlarımızı göndererek insanlık damarlarımızın felç olmadığını test sonucu öğrendiğimize sevinelim. Mallarımızda fakirin hakkının olduğunu bildiğimizden zekat ve sadakalarla hakkı hak sahiplerine vermenin sevincini yaşayalım.
"Meryem oğlu İsa şöyle dedi: Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki, bizim için, geçmiş ve geleceklerimiz için bayram ve senden bir ayet (mucize) olsun. Bizi rızıklandır; zaten sen, rızık verenlerin en hayırlısısın." (Maide/ 114) İsa Peygamberin duası  ile sizleri Cenab-ı Hakk'a emanet ediyor, Ramazan bayramımızın tüm Ümmeti Muhammed'in kurtuluşuna, birlik ve beraberliğine, ülkemizin sulhuna ve selametine vesile olmasını diliyorum.
Selam ve dua ile...

Yazarın Diğer Yazıları