Ömer Gündüz

Hayra motor, şerre fren olmak…

Ömer Gündüz

Bu gün yaşadığımız dünyadaibret verici, üzücü, toplumu huzursuz edici bir çok olayla karşı karşıyayız.  Etrafımıza bir bakınalım dediğimizde herkesten bir dokun bin ah işit misali üzücü haberler duymakta, içler acısı olaylarla karşılaşmaktayız. En acısı bu dünya coğrafyasında karınca gibi insan ölmekte, insanlık hunharca katledilmekte ve zulüm görmektedir. Bununla ilgili örnek vermekle bitiremeyeceğimiz kadar olay olmaktadır. Önceleri sadece Filistin ve Irak’ta yaşanan katliamlara örnek verilirken; ne yazık ki bu gün bu ülkelere benzer halkı Müslüman bir çok mekan kan ağlamaktadır. Bu durumda olanülkelerin sayısının onlarca olduğunu ifade edebiliriz. Moro, Keşmir, Afganistan, Miyammar, Mali, Arakan, Bangladeş, Doğu Türkistan, Suriye, Libya, Irak ve en son insanlık suçunun doruğa çıktığı gönlümüzün bir parçası Gazze…

Peki bunca sıkıntılı mekanların çok olduğu bir dönemde inançlı topluluklar olarak ifade ettiğimiz Müslüman ümmet ne yaptı ki bu zulümlere, katliamlara düçar oldu. Yada yaşanan bunca insanlık suçuna karşı bir Allah’ın kulu dahi ayağı kalkıp, dünyaya zalimlerin anlayacağı bir dille haykırmadı, tepki koymadı. Evet aslında Müslümanlar kendilerine bu soruyu sormalı ve cevabını aramalıdır. Bu sorulara verilecek bir çok cevap ta vardır. Ancak bu sorulara karşı verilebilecek cevaplardan biri ve en önemlisi, kendimizi Müslüman olarak addettiğimiz kendi toplumumuzda“hayra motor, şerre fren olamadık”.Yani en basitinden en yakınımızda yaşanan kötü veya zarar verici bir olaya karşı tek rehberimiz olan Kur’an ve Sünnete göre bir tepki koymadık, koyamadık. Yada görmüş olduğumuz güzel ve hayırlı bir olayın teşvik edicisi, maddi ve manevi destekçisi olmadık, olamadık. Mahallemize kuyruğundan asılan koyunun bir gün bize de pis koku saçacağını düşünemedik. Aile ve efradımızı iyiye, doğruya, faydalı olana ve güzele değil, dünyalık bir takım hesaplarla, makama, mevkiye, paraya, lükse ve kariye yönlendirdik. Bu dünyanın bir de ahireti var diyerek haraket etmedik, sadece ve sadece bu dünyanın istikbalini hayal ettik. Oysaki hesabımızda yapılan her hayra motor olacak bir eylemi ortaya koyabilsek ve yapılan her şer (kötü) olaya da dur deme cüretini gösterebilseydik, bu gün Filistin’in, Irak’ın, Arakan’ın hali bu olmayacaktı.

Ancak bunları anlatırken, etrafınıza bakının. Mutlaka iyi işler yapan insanları da göreceksiniz. Siz, onları hafife aldığınız için görmüyorsunuz.Adamın biri, Hasan Oğlan Köy Enstitüsü’nü kazanan birine “Sen oraya gitme, Kur’an kursuna git” diyor ve o çocuğun iki dünyasının rotasını iyiye, doğru çeviriyor.Bir başka adam “Kabiliyetli bir çocuğun” babasını ikna ediyor ve eğitime yöneltiyor.Birileri mahallede hep küsleri barıştırıyor.Birileri aile ve yakın akrabalar arasının açılmaması için büyük gayretler sarf ediyor.Hepimizin hayatında bu insanlardan birinin etkisi vardır.Bütün mesele bunları görmekte. Dikkatle bakan görür.Amerika’da esrar komasına giren bir delikanlının annesi çocuğunu Amerika’nın doktorlarının kurtaramadığını görünce Türkiye’ye geldiğini, oğluyla beraber Müslüman olduğu anlatılır. Bu gibi meseleler konuyu en iyi şekilde özetler mahiyettedir. Çünkü Rabbimiz: Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır.” (Ali İmran/114) buyurmaktadır.

Rabbim bizleri bu ayeti kerimeyi kendi şiar edinenlerden eylesin.

 

Selam ve dua…

 

Yazarın Diğer Yazıları