Nedim İlikçi

Van Efsaneleri

Nedim İlikçi

Değerli okurlar; efsane kelimesi içinde füsun, büyü, sihir çağrışımlarını da barındıran farsça bir kelimedir. Edebiyatta yarı gerçek yarı hayali olan sözlü ve yazılı anlatımlardır. Olayları olağanüstü imgelerle açıklamaya çalışan edebi mahiyetleri yüksek olan hikâyelerdir. Ait oldukları yörelerin kişilerini, dağlarını, hayvanlarını, sularını, türbelerini, mağaralarını, hastalıklarını ve bu hastalıkların çarelerini doğaüstü güçlerin etkisini de katarak anlatırlar. Kendini oluşturan toplumların inançlarını, yaşam alışkanlıklarını ve kültürlerini yansıtırlar.

Efsaneler nesir yazılardır. Dilleri sade ve anlaşılırdır. Halkın hayal dünyasında doğarlar. Halk arasında dilden dile anlatılırlar. Yaşayan nesle, geçmiş nesillerin inanç ve kültür dünyalarını aktarırlar. Yeni neslin hayal ve inanç dünyalarını zenginleştirirler.  Aynı konulu efsaneler zamanla ufak tefek değişiklilere uğrayabilirler. Her bir anlatıcı hayal dünyasından bir şeyler katarak efsaneleri zenginleştirebilir.  Ancak her halükarda anlatan ve dinleyenler tarafından gerçekmiş gibi inanılarak anlatılır ve dinlenirler. İnsanlar hakkında anlatılan efsaneler genellikle yaşadığı dönemde şöhret kazanmış şahıslar üzerinde cereyan eder.

Efsaneler hep eski tarihlerde oluşturulan hikâyeler olmazlar. Yeni dönemde de yeni efsaneler oluşturulup anlatılabilir. Bir milleti veya yöreyi tanımak için o milletin veya yörenin efsanelerini de mutlaka okumak veya dinlemek gerektiğine inanıyorum. Bizim yöremizin efsane dağarcığının çok zengin olduğunu da belirtmek isterim.

Kitaptan Şahbağı mahallemiz ile ilgili anlatılan bir efsaneyi siz okuyucularla paylaşmayı uygun buluyorum. Efsane şöyle:  

”İran Şahı Şah Abbas Van Kalesini almak üzere sefere çıkar. Ordusuyla Van’a gelir. Karargâhını Van Kalesinin 8-10 kilometre kuzeydoğusunda yer alan bir alana kurar. Kaleyi kuşatır ancak bir türlü teslim alamaz. Kaleden çıkamayan Van halkı yiyecek sıkıntısı çekmeye başlar. Van’ın yaşlıları Van Valisine müracaat ederek bu durumdan duydukları kaygılarını vali ile paylaşırlar. Vali Van’ın yaşlılarına sabır telkin eder.

Van Şehrini bir türlü teslim alamayan Şah Abbas’ın askerlerinin canı sıkılmaya başlar. Şah Abbas huzursuz olan askerlerini karargâh kurdukları bölgede bağ bahçe kurdurarak meşgul eder. Kurdurulan bu bahçenin adına Şahlarbağı, bu günkü deyişle Şahbağı denir. 

Ancak uzun süredir muhasara altında bulunan Van halkının artık açlığa tahammül edecek mecali kalmaz. Tam bu esnada seksen beşlik yaşlı bir Vanlı nine ortaya çıkar. “Vay ben öldüm mü ki vatanıma yâdın adamı gire? Canım sağ oldukça düşman atının tırnağını vatan toprağıma bastırmam” der. Valinin huzuruna çıkar ve ne yapmayı planladığını valiye anlatır. 

Yaşlı nine ertesi gün bir deste tandır ekmeği ve bir bakraç yoğurt ile Şah Abbas’ı ziyarete gider. Şah Abbas tarafından huzura kabul edilen nine şaha der ki; “Şahım daha evvel gelmem gerekirdi ancak düğünlerden, davetlerden bir türlü fırsat bulamadım. Kusuruma bakma…”

Şah, yaşlı ninenin tavrından ve sözlerinden kalede her şeyin yolunda olduğunu ve kalede kıtlık olmadığını düşünür. Bu arada ninenin planı gereği şahla beraber Van Kalesine doğru bakarlarken kale duvarlarından aşağı beyaz kireç tozları dökülür. Kale yamaçlarında gördükleri karşısında şaşkınlığı artan Şah Abbas nineye bunun ne olduğunu sorar. Nine de bu dökülen beyaz şeyin geçen seneden kalan unlar olduğunu, yeni gelen unlara yer açmak için ambarların boşaltıldığını söyler.

Bunun üzerine kaleyi alamayacağına kanaat getiren Şah Abbas Van muhasarasını kaldırır ve “Koy desinler Şah Abbas’ın bağı var” diyerek memleketine döner. O günden sonra Şah Abbas’ın karargâh kurduğu yere Şahbağı Mahallesi denir.

“Van Efsaneleri” isimli kitap Dr. Yılmaz Önay tarafından yazılmış. Van Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı tarafından 2018 yılında yayınlanmış. Kitapta toplam 306 tane Van efsanesi bulunmaktadır ve 346 sayfadan ibarettir. Kitapta efsanelere kaynaklık eden kişiler ve ikametgâhları da verilmektedir.

Van’a ait bazı efsaneler daha önce dergi ve kitaplarda yer almıştı. Ancak bildiğim kadarıyla bu kitap Van efsanelerini derli-toplu olarak konu edinen tek kitap çalışmasıdır. “Van Efsaneleri” kitabının her Vanlının evinde bulunması gerektiğine inanıyorum. Van efsanelerini merak eden herkesin okumasını tavsiye edeceğim bir kitap olduğunu söylemek istiyorum.

Kalın sağlıcakla…

Yazarın Diğer Yazıları