Nedim İlikçi

Seyahatname-i Hudud

Nedim İlikçi

Değerli okurlar; bu hafta sizlere Osmanlı-İran sınır anlaşmazlıklarının giderilmesi için 1847 yılında Erzurum'da toplanan uluslar arası bir komisyonda Osmanlı Devletini temsil eden heyette bulunan Mehmed Hurşid Paşa tarafından kaleme alınmış Seyahatname-i Hudud isimli kitabı tanıtmaya çalışacağım. Bu komisyonda Osmanlı ve İran taraflarının yanı sıra müşahid olarak Rus ve İngiliz mümessilleri de bulunmaktadır.

Seyahatname-i Hudud'ta, Doğubayazıt' tan başlayarak Basra Körfezine kadar uzanan geniş alanda göçebe ve yerleşik yaşayan aşiretlerin isimleri ve yaşam şekillerine dair önemli bilgiler verilmiş. Sınır bölgelerinde bulunan bu aşiretlerin nüfusları ve hane sayıları tespit adilmiş, ahalisinden bahsedilmiş, yetiştirdikleri ürünler ve geçim şekilleri anlatılmış, hal ve mizaçlarından, örf ve adetlerinden, mahalli sanatları ve ticaretlerinden bahsedilmiştir. Seyahat esnasında görülen şehir, kasaba, köy, dağ, akarsu ve göller, bağ ve bahçeler ayrıntıları ile anlatıldığı için bu eser coğrafi anlamda da önem arz etmektedir. Komisyonun 1848-52 yıllarını kapsayan seyahati, bu güzergâhta yapılmış ilk seyahattir ve dört yıl sürmüştür.

Kitapta sadece Van mıntıkasından değil, Basra, Bağdat, Şehrizur, Musul, Van Eyaletleri (Van-Hakkâri, Bitlis) ve Beyazıt Livasından fasıllar halinde bahsedilmiştir.

Farklı etnik, dini ve mezhebi guruplara mensup bahse konu aşiretlerin birçoğu bugün yer değiştirmiş durumdadır. Ancak 170 yıl önce Doğubayazıt-Basra güzergâhında hangi aşiretlerin yaşadığını merak edenlerin yararlanabileceği kaynak bir kitap olduğunu belirtmek isterim.

Mehmed Hurşid Paşa bu seyahati sırasında Van'a da gelir. Van'ın sanayisinden bahsederken şöyle der: "Van şehrinde bir mikdar culha ve boyacı ve basmacı esnafı olup, culhalar bez dokuyup, boyacılar bu bezleri ekser kırmızıya boyarlar. Basmacılar dahi ol bezlerin bazısını çift olarak basarlar, oldukça temizce şeylerdir. Bu bezlerin penbesi bazen Van ve tevabi-i mahsulü olup bir mikdari dahi Acem memalikinden ve bir azı Diyarbekir tarafından gelür ve imal olunan bezler dahi nefs-i Van mülhakatında ve Erzurum eyaletinde sarf olunur."

Mehmed Hurşid Paşa Van'daki İslam ehlinin tembelliğinden ve Hıristiyan halkın daha gayretli oluşundan bahseder. Van'da yetişen tarım ürünlerini anlatır ve yaşanan tarım sulama probleminden bahseder. Anladığım kadarıyla o yıllarda Şamran kanalı çok randımanlı bir şekilde çalışmıyor.

Hakkâri'den bahsederken şöyle der: "Hakkâri sancağının makarr-ı hükümeti Elbak kazasıdır ki kaimakamlar bu kaza dâhilinde Başkal'a nam mahalde ikame ederler."

Hoşap'tan bahsederken şöyle der: "Mahmudi kazasının makarr-ı hükümeti Hoşab kal'asıdır.Kal'a-ı mezbure kimin bina kerdesi olduğu tahkik olunamadı.Fakat mukaddema kal'a yerinde bir kilise var iken mu'ahharan kal'a bina ve inşa olunduğu oranın sabık mutasarrıflarının birinden işidilmiş."

Ebağa mevkiinin (Çaldıran İran arası) "aşayirce gayet muteber bir mahal'' olduğunu belirtir ve veriminden bahseder. Bu arazinin veriminden yararlanmak isteyen aşiretlerin birbirleri ile yaşadıkları sorunları anlatır. Ebeğe'de gördüğü ve üzerine kubbe bina edilmiş bir Yezidi Beyi'nin mezarında yazan dörtlüğü nakleder;

"Nam ve şanı tutmuşidi serhadd-ı Van'ı

Tamam, havf edüp cevr eyledi ana bu fani rüzgâr

Bin yüz on dörtte ecel peymanesin nuş eyleyüp

Menzil-i dünyayı kodu tuttu ukbada karar.''

Seyahatname-i Hudud'un ilk baskısı 1860 yılında 150 adet olarak yapılmış. Benim elimdeki kitap Alaattin Eser'in çevirisi ile Simurg Yayıncılık tarafından 1997 yılında basılmış ve 360 sayfadan ibarettir. Ayrıca 1860 yılı Osmanlıca baskısı da kitaba eklenmiştir. Dileyen kitabı Osmanlıca okuma şansına da sahiptir. Kitabın dilinin biraz ağır olduğunu ve bu gün dilimizde kullanılmayan birçok eski kelime ihtiva ettiğini söylemek isterim. Kitabı okumaya karar verdiysek yanımızda kapsamlı bir Osmanlıca sözlük bulundurmayı ihmal etmemeliyiz. İyi okumalar diliyorum. Kalın sağlıcakla…..

Yazarın Diğer Yazıları