İkram Kali

Van’dan Rize’ye Kalkan Vanlılar

İkram Kali

Osmanlı döneminde çeşitli nedenlerle, 1915’te Van’ın Ruslar tarafından işgali ve Ermeni isyanı sırasında Van’ın yakılıp yıkılması üzerine korumasız masum Vanlılar Adana, Maraş, Konya, Diyarbakır, Urfa başta olmak üzere Edirne’den Bolu’ya, Trabzon’dan İzmir’e farklı yerlere göç etmek zorunda kaldılar.  Bu ailelerin büyük bir kısmı gittikleri yerlerden daha sonra Van’a dönemedi/dönemedi.

Soyadı Kanunu, 21 Haziran 1934’te kabul edildikten sonra kimi lakabını, kimi mesleğini kendine soyadı yaptı. Van’dan göç edenlerin bir kısmı Van ile ilgili soyadı aldı.

Osmanlı döneminde Van’dan Rize’ye göç-eden daha Cumhuriyet döneminde Türkiye’nin armatör sektörünün en büyük ailesi haline gelen Vanlı aile Kalkanvan soyadını alır.

Kalkanvan soyadı hikâyesini ilk olarak Kemal Ilıcak’ın sahibi olduğu Tercüman’da yazan eşi Nazlı Ilıcak’ın 1990’lı yıllarda Türkiye Odalar ve Borsalar Biriliği’nin düzenlediği Van gezisi ile ilgili notları yazdığı köşesinde okumuştum. Ilıcak köşesinde Türkiye Odalar Birliği Başkanı Yalım Erez ile birlikte Van’a gelen Deniz Ticaret Odası ve  Kalkavan Holding Yönetim Kurulu Başkanı merhum Ziya Kalkavan’dan soyadıyla ilgili dinlediği hikayeyi şöyle aktarıyordu:

 “Ziya Bey ve diğer TOBB üyelerinin yer aldığı tekneyle Van Gölü üzerinde Akdamar Adası’na geçiyorduk. İnsanı büyüleyen o muhteşem doğayı izlerken teknemiz yol alıyordu. Kısa yolculuğumuz sırasında Ziya Kalkavan aslen Vanlı olduğunu söyledi.  Osmanlı döneminde Van’dan Rize’ye göç eden ailesinin soyadı kanunun çıkması üzerine Van’dan göç etmelerine izafeten Kalkanvan soyadını aldıklarını ancak zaman içinde Kalkanvan soyadının Kalkavan’a dönüştüğünü anlattı. Anlayacağınız Ziya Bey Van’da kendi memleketinde. “

Ilıcak’tan okuduğum fazlası, eksiği ile hafızamda kalan Kalkanvan soyadı hikayesi Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali’nin kaleme aldığı Cumhuriyet Tarihi Soyadı Hikâyeleri kitabında aynı şekilde yer alıyor. Yazara konuşan Kalkavan ailesinin ferdi Tuba Kalkavan soyadıyla ilgili olarak “Kalkavan: Rivayete göre aile ön Asya’dan Van’a göçmüş. Oradan da Rize’ye. Rize’de bunların kim olduğu sorulunca Van’dan kalkanlar (gelenler) denmiş. Bu lakap Kalkavan’a dönüşerek aşiretin soyadı olmuştur” diye belirtiyor.

Kalkanvan/Kalkavan ailesi gibi Türkiye’nin dört bir tarafında dağılmış aslen Vanlı olan Vanlı, Vanlıoğlu soyadı  taşıyan, şirket ve kuruluşlarına içinde Van geçen isimler vererek memleketleriyle bağlarını gelmeseler de, gitmeseler de sürdüren hemşehirlerimiz var.  Sırası geldikçe yazıp anlatacağız.

Bursa Vanlı kazandı

Vanspor’da 11 yıl top koşturduktan sonra 1. lig ve şampiyonluk  sevincini futbolcu-yönetici olarak birlikte yaşadığımız. Cevdet Uzunköprü başarılı futbolculuk hayatını noktaladıktan sonra teknik direktörlük görevine başladı. Futbol hayatında Van’da kalarak küçük şeylerin peşinde koşmadı. Futbolun kurtlar sofrasında tek başına mücadele ederek var olmaya çalıştı. Ve çalışarak, inanarak başarılı oldu. Kırşehir, Ünye, Çorum gibi çok sayıda takımı şampiyonluğa taşıdı. Sevilen, saygı duyulan futbol adamı oldu. Siyasilerin, bürokratların, menajerlerin peşinde koşarak kulüp aramadı. Kariyerine güvenip başarısına inanarak teknik direktörlük yaptı. Çetelerin, kumpasların, kirli ilişkilerin içine girmeden çalıştırdığı takımlarda Vanlı gençlere de şansa tanıdı.

Uzunköprü şimdi Bursa Orhangazispor gibi kurumsallaşmış displinli bir takımı 2. Lig’e taşıyacak.  Futbolun önemli kentlerinden Bursa’da hocalık yapmak öyle kolay değil. Ama Cevdet Hoca kendisine inanları mahcup etmeyecek ideal ve disipline sahiptir.

Bursa Orhangazispor de bir taşla iki kuş vurdu. Cevdet Hoca ile birlikte Bursa’da yaşayan binlerce Vanlı futbolsever artık Vanspor renklerini taşıyan kırmızı-siyahlı Orhangazispor taraftarı oldu. Bursa sadece hoca transfer etmedi, binlerce Vanlı taraftarda kazandı. Değerli kardeşim Cevdet Uzunköprü kendisine, kariyerine yakışan bir kulüpte bilgi birikimiyle görev aldı. Orhangazi’ye şampiyonluk yaşatacağına inanıyorum. Başarılar diliyorum.  

 

Bırakalım yansın mı?

Van kalesi civarında kuruyan otlar ha bire yanıyor. Kimin yaktığı veya neden yandığı belli değil.  Kendisi de

 yanabilir,  çocuklarda yakmış olabilir.  Yağan yağışlar sonucu otlar bu yıl her yerde baya yükseldi. Diz boyunu geçen otlar zamanında biçilmedi. Biçilseydi kuruyup yanarak doğaya, çevreye zarar vermeyecek, külleşerek israf olmayacaktı.

Otlar yanarken doğal yapıyı da yaktı kül etti. Lakin Van’ın çevre ile ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşlarından ses çıkmadı. Çevreclik anlayışı bizde böyle.

 

Koalisyonlar kıvırtmanızı sağlar

Koalisyon hükümeti netlik kazanmaya başladı. MHP hiçbir koalisyonun içinde olmayacağını açıkladı. Görünen o ki Ak Parti-CHP koalisyonu kurulacak. Toplumun çoğunluğu da bu koalisyonu istiyor. MHP’nin rest çekerek   ‘ ben yokum’ demesi CHP’nin koalisyon pazarlığında elini güçlendirdi. CHP daha fazlasını isteyecek.

Milliyet Gazetesi usta yazarı Melih Aşık Tansu Çiller ile bir anısını yazarak Çiller’e başbakan olduğunda bu vaatlerinin hiçbirini tutmadığını. Ev araba ile ilgili iki anahtar vaatlerini neden tutmadığını Çillere sorduğunda: “E koalisyon kurduk,, uzlaşmak için bazı projelerimizden vazgeçmek zorunda kaldık.”

Aşık diyor ki,” “ Koalisyonların böyle bir faydası vardır. Halka verdiğiniz sözlerden ve hayali projelerden kıvırtmanızı sağlar. Atatürkçülerin oylarını alır. Atatürk karşıtlarına koltuk değneği yaparsınız. Adını da “uzlaşma” koyar, birlikte kurulu düzene hizmete devam edersiniz...”

Yani koalisyon hükümeti kurulurken hayalleriniz biraz erteleyin.

Yorumlar 1
Nurullah Alphan İnan 16 Ocak 2024 23:42

Van,Türkiye'nin medarı iftiharıdır.

Yazarın Diğer Yazıları