İkram Kali

Van siyasetinde tehlikeli üslup

İkram Kali

Siyaset yaparken adayların karışlıklı olarak eksikliklerini, başarısızlıklarını, yetersizliklerini dile getirmesi, hesap sorması, eleştirilerde bulunması gayet normaldir.  Bu siyasetin doğasında var. Siyaseti zevkli ve cazip hale getiren de bu yönü değil mi?  Ancak rakibinizi demokratik kültür hukuk ve toplum değerleriyle bağdaşmayan bir şekilde eleştiri ötesine geçerek rencide etmek yakışık almıyor. Bunu kim yaparsa yapsın toplum asla hoş görmüyor, onaylamıyor.

Adaylar kendi taraftarlarının nabzını, heyecanlarını, davranışlarını makul seviyede tutmak ve kontrol etmek zorundadırlar. Bunu adaylardan, partilerden beklemek vatandaşın hakkıdır. Adaylar seçimlerin barış ve huzur içinde geçmesi yönünde kişisel sorumlulukları vardır. Siyasetin dilini sertleştirmek en başta Van’a ve seçim ortamına zarar verir.

Aman ha.

Seçimi kazanayım derken huzurumuzu, kardeşliğimizi, umudumuzu kaybetmeyelim.  Özellikle BDP Başkan Adayı Bekir Kaya ve AK Parti Adayı Osman Nuri Gülaçar’ın açıklamalarında, konuşmalarında,  eleştirilerinde duygudaşlık yapmaları gerekir. Kaya’nın hukukçu, Gülaçar’ın din adamlığı kimliği kendilerine siyaset ötesinde artı sorumluluk yüklemektedir. Duruşları, tavırları, söylemleri kişilikleriyle, meslekleriyle bağdaşmalıdır.

Sosyal medyada veya başka alanlarda kışkırtıcıların, yangına benzin dökenlerin, sorumluluk sahibi olmayanların tahrik edici, çirkin söylemlerine, mesajlarına takılmadan, ortamı savaş alanı haline dönüştürmeden siyasi mücadele yapılmalıdır.  Yoksa seviyesi düşen, insan kişiliğine, başkan adaylığına yakışmayan ucu açık ithamlar, iddialar devam ederse sonuç tehlikeli olur.  AK Parti ve BDP vatandaşın zihninde soru işareti yaratan her sorunun cevabını gerçek boyutlarıyla ortaya koymaları gerekir. Bunu kimsenin itirazı olamaz. Aksine hesaplaşmak Van’a ve belediyeye yarar sağlar.

Sözün özü şudur: Kavga, gerginlik, kırgınlık istemiyoruz. Yorgun düşen Van’ın gerginliğe, çekişmeye tahammülü yoktur. Yapmayın, etmeyin.

TBB Başkanı’na neden saldırıyorlar?

 

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde bir görüşme gerçekleştirdi.  Görüşmeyi değerlendiren Feyzioğlu  “ Son derece samimi ve yapıcı bir çalışma toplantısı oldu. Özel yetkili mahkemelerce verilmiş olan ve henüz Yargıtay aşamasında olan davalarda hükümlülüklerin samimiyeti sorgulandığı için görev yönünden iptalini sağlayan bir madde eklenmesini ve buna bağlı olarak kamuoyunu ilgilendiren davalardan Ergenekon davalarında Yargıtay’ın derhal görev yönünden bozmak kararı vermesini,  yeniden yargılama yolu açılmasını Başbakan Erdoğan’a iletim. Sayın Başbakan bizden Adalet Bakanı ile birlikte çalışmamızı istedi. Biz de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın bu isteğini yerine getireceğimizi söyledik “ dedi.

Feyzioğlu son günlerde yargıda yaşanan sorunları, çıkmazı hukukçu kimliği ile Başbakan Erdoğan’a aktardı.  Bundan normal ne olabilir ki?

Ama sosyal medyada kıyamet kopuyor.  Vay sen misin Başbakan Erdoğan ile görüşen.

Hakaretin,  küfrün iftiranın bini beş para.

Peki, TBB neden var?

TBB Başkanı sadece ideolojisi doğrultusunda işine geldiğinde, meydanlara çıkarak, demeç vererek siyaset mi yapacak?

Yargıda yaşanan sorunlar, mağduriyetler ve oluşan güvensizlik ortamı ülkenin gündemini işgal etmişken TBB Başkanı Başbakan ile görüşmeyecek de kimle görüşecek?

Hükümete amansız muhalefet eden meslek kuruluşların başında gelen ama şimdi ülke ve yargı sorumluluğunun gereğini yerine getiren Türkiye Barolar Biriliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na saldıranlar kötü niyetlidirler. Amaçları bağcıyı dövmektir.

Ülkemizi sarsan, kaynaklarımızı heba eden yolsuzluk, rüşvet,  hırsızlığa bulaşanların yakasından tutmayan bu ülkeye ihanet eder.  Bu saatten sonra kirliliği, hırsızlığı gizlemeye de kimsenin gücü yetmez.  Toplum bağımsız, tarafsız güvenilir yargı; temiz siyaset, dürüst ve çalışkan bürokrasi istiyor. 

Yazarın Diğer Yazıları