İkram Kali

Van düştüğü yerden kalkacak

İkram Kali

Bugün 9 Kasım. 

Dünyada ve ülkemizde farklı yıllarda 9 Kasım günü tarihe not düşülmüş sayısız olaylar yaşanmıştır.  

9 Kasım'da Türkiye ve Van'da yaşanmış, bizi yakından ilgilendiren üzerinde düşünülmesi gereken iki olay var. 

Biri, 1980 darbesi sonrası yapılan 9 Kasım 1982 tarihinde yürürlüğe girerek varlığı 33 yıldır devam eden anayasa.

Diğeri,  Van'da 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen depreminden 18 gün sonra 9 Kasım 2011 günü yaşadığımız bugün de 4. yılına giren ikinci Van depremidir.

İki olayda toplum üzerinde sarsıcı etkiler yaratmıştır.

9 Kasım 1982 Anayasası

Değiştirilerek yerine sivil anayasa yapılması yeniden gündeme gelen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 23 Eylül 1982 tarihinde Danışma Meclisi tarafından ve 18 Ekim 1982 tarihinde Milli Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilerek 7 Kasım 1982 Pazar günü yapılan halkoylaması sonucunda yüzde 91,17 oranla kabul edilerek 9 Kasım 1982 tarih ve 17863 mükerrer sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. 80 Anayasa'sına göre;  Milli Güvenlik Konseyi ve Devlet Başkanı Kenan Evren de cumhurbaşkanı oldu. Türkiye 33 yıldır bu anayasayla idare ediliyor.

Otoriter, devletçi, vesayetçi, özgürlükleri sınırlayan zaman içinde sayısız değişikliklere uğrayan 80 Anayasası hala yürürlükte.

Geçen süre içinde;

12 Eylül 1980 Askeri darbesinden sonra Millî Güvenlik Konseyi tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilen 1980-1983 arası görev yapan Bülent Ulusu Hükümeti'nin ardından 1983-1987'de I. Turgut Özal Hükümeti, 1987-1989'da II. Turgut Özal Hükümeti, 1989- 1991'de Yıldırım Akbulut Hükümeti, 1991'de ömrü 6 ay süren Mesut Yılmaz Hükümeti, 1991-993'de VII. Süleyman Demirel Hükümeti, 1993-1996'da Tansu Çiller Hükümetleri,1996'da da 6 ay yaşayan Mesut Yılmaz Hükümeti, 1996-1997'de Necmettin Erbakan Hükümeti, 1997-1999'da Mesut Yılmaz Hükümeti, 1999'da 5 ay süren Bülent Ecevit Hükümeti, 1999-2002'de Bülent Ecevit Hükümeti, 2002-2003'de Abdullah Gül Hükümeti, 2003-2007'de I.Recep Tayyip Erdoğan Hükümeti, 2007-2011'de II. Recep Tayyip Erdoğan Hükümeti, 2011-2014'de III. Recep Tayyip Erdoğan Hükümeti, 2014-2015 Ahmet Davutoğlu Hükümeti, 2015'te Türkiye'yi seçime götüren Ahmet Davutoğlu seçim Hükümetleri kuruldu. 

33 yılda yaklaşık 36 sivil hükümet seçimlerle iş başına geldi.  Darbelerden şikayet eden seçilmişler TBMM çatısı altında 80 Anayasası yerine demokratik ve özgürlükçü bir yeni anayasa yapamadı. Çeşitli dönemlerde girişimler oldu ancak siyasi cesaret ve irade yeterince gösterilememesi, uzlaşma sağlanamaması nedeniyle çabalar sonuç vermedi. 

9 Kasım 1982'de yürürlüğe giren 1980 Anayasası'nı bugün 33i yılı.

1 Kasım seçimleri sonrası yeni bir sivil anayasa yapılması yeniden gündeme geldi. III. Davutoğlu Hükümeti'nin kurulmasından sonra yeni anayasa tartışmaları, görüşmeleri daha yoğunluk kazanacak.  Lakin yeni anayasa yapılması konusunda uzlaşılaşma zor görünüyor. Çünkü her kesimin kafasında farklı bir Türkiye ve buna göre yeni anayasa beklentisi var.

Toplumun büyük bir kesimi  "gelen gideni aratır" sanki yeni anayasa yapılması konusunda bazı endişeler, çekinceler taşıyor.  Bakalım nasıl olacak.

Her şeye rağmen; mevcut anayasadan kaynaklanan bütün sorunları ortadan kaldıracak, Sosyo-kültürel alanda yaşanan toplumda ki ayrışmayı önleyecek, 78 milyonun ihtiyaçlarını karşılayacak, ülkemizin çağdaş, demokratik, hukuk devlet yapısını daha güçlendirecek, toplumsal mutabakatı temsil edecek, yeni sorunlar yaratmayacak, özgürlükleri güvence altına alacak, Türkiye'nin önünü açacak toplum desteğini arkasına alan yeni sivil bir anayasa yapılması Türkiye'nin beklentisidir.

9 Kasım 2011 Van depremi

23 Ekim 2011 Pazar günü yaşadığımız 7.2 büyüklüğündeki deprem Erciş ilçemizde daha yıkıcı olmuştu.  Deprem sonrası can korkusuyla Van sokakları, caddeleri boşalmış Vanlılar farklı illere muhacir olmuştu.

Hırpalanmış darbe yemiş deprem anılarımdan bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum.

Şehirde kalan Vanlar önce çadırlara ardından kontenerlere yerleştirilmişti. Gittikleri gurbet ellerde akraba, tanıdık, resmi kurum kuruluş misafirhanesi gibi yerlerde Kurban Bayramı'nı eli bağrında hüzün ve gözyaşı içinde geçiren, yaşamını kaybedenlere geride bıraktıkları yakınlarına üzülen Vanlılar  "deprem bitti artık memlekete evimize dönüyoruz"  düşüncesiyle hazırlarlıklar yaparken 9 Kasım 2011 günü akşam saatlerinde 5,6 büyüklüğünde depremle  Van bir kez daha bu kez çok kuvvetli bir şekilde sarsıldı. 644 insanımızı iki depremde hayatını kaybetti.

O anı anımsıyorum.

Boks ringinde yediği yumrukla yere düşen ayağa kalkmaya çalışan boksörün şiddetli kroşe alarak yere yığılması gibiydi 9 Kasım depremi.   Van o gün deprem felaketi karşısında nakavt olmuştu. Cumhuriyet tarihi boyunca Anadolu'da meydana gelen en büyük depremlerden biri olan Van Depremi'nde merkezinde çok sayıda bina yıkıldı. On binlerce bina da ağır hasar alarak oturulamaz hale geldi. 9 Kasım'da ikinci deprem şoku yaşayan Van, bir kez daha boşalarak hayalet şehre dönmüştü. Acılar hüzne, gözyaşı paniğe karışmıştı. Umutsuzluk içinde can pazarı yaşanıyordu. 

9 Kasım'da Van'da 23 Ekim depremi için gelen resmi, özel görevliler, yardım kuruluşları, farklı ülkelerden illerden Vanlıların yarasını sarmaya koşan arama kurtarama birlikleri ve az sayıda Vanlı vardı. Ha birde deprem felaketi sırasında terk edilen evlere hırsızlığa girenler ile fırsatçı uyanıklar vardı.

Deprem bütün yönleriyle hafızamıza yüreğimize kazındı. Deprem darbesiyle bir yanımız yıkılırken heyecanımızı kaybettik. Bugün 9 Kasım depreminin 4. yıl geçti.  Deprem günlerimizde din, dil, ırk, ülke, memleket farkı gözetmeden Vanlıları yalnız bırakmayan bütün insanlara, kurum, kuruluşlara, hayırseverlere yaramıza merhem olan herkese yürekten teşekkür ediyoruz.  Yapılan bütün yardımları, gösterilen içten kardeşliği yüreğimizin en güzel yerinde taşıyoruz.

Van şimdi yeniden şekilleniyor.

2016 yılı iş sezonunda özellikle inşaat sektöründe ilimizde büyük bir hareketlenme yaşanacağı inancındayım. Van düştüğü yerden daha güçlü kalkacaktır.  Van yenilenecek, gelişecek güzelleşecek geride deprem döneminin yaşamak istemediğimiz izleri kalacak.

9 Kasım'da yaşadığımız hayatımızın bir parçası haline gelen iki olay üzerine söz etmeye çalıştım. Bu olayların olumsuz etkileri ortadan kaldırılarak gelecekte bir daha yaşanmaması bizlere ve ülkeyi yönetenlere bağlıdır.

Güvenilir insan ve ülke ihtiyaçlarını karşılayan bütün darbelere dayanıklı yeni bir anayasa yapmak da,  ölümlere neden olmayacak doğal felaketler karşında yıkılmayacak sağlam yeni binalar yapmak da bizim elimizdedir.  

Yazarın Diğer Yazıları