İkram Kali

Tahran’da zor zamanda güçlü dostluk

İkram Kali

Van Valiliği, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) stratejik partnerliğinde İran Dışişleri Bakanlığı Politik ve Uluslararası Araştırma Merkezi (IPIS) ile Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (TASAM) ev sahipliğinde 26-27 Aralık 2015 tarihlerinde İran'ın başkenti Tahran'daki Dışişleri Bakanlığı Politik ve Uluslararası Araştırma Merkezinde gerçekleştirilen İkinci Türkiye - İran Forumu’nda önemli, yararlı -görüşmeler yapıldı.

Ekonomik ağırlıklı geçmesi beklenen Tahran buluşmasında bölgesel sorunlar, iki ülke arasındaki Suriye, DAİŞ kaynaklı limoni ilişkiler ön plana çıkınca toplantı siyasi, diplomatik bir havaya bürünerek stratejik derinlik kazandı. Ancak tarafların konuşmalarında en hassas konuları dahi samimi, nazik bir, diplomatik bir üslupla dile getirmeleri satır arasında mesajlar vermeleri dikkate değer bir ayrıntıydı. Katılımcı profilinin yüksek olduğu tarihi görüşmelerden Van heyetinin tecrübe, bilgi birikim ile ayrıldığına inanıyorum.

Forum açılışında, oturumlarda anında çevri yapıldı.  Ancak çevri yapan tercümanların görüşülen konulara, Türkçenin teknik terimlerine yeterince hâkim olmamaları nedeniyle konuşmaların çevirisinde nüanslar kaçırılınca anlatım bütünlüğü sağlanamadı. En azından ben öyle gördüm. Türkçeden Farsçaya çevride ne denli başarılı tercüme yapıldığını bilemiyoruz.. 

Forum süresince yapılan konuşmalarda, heyetler arası görüşmelerde genelde İran-Türkiye, özelde Van-Urmiye-Tebriz ile ilgili saptamalar, öneriler ön plana çıktı.  İlki 2014 yılında Van’da yapılan Türkiye - İran Forumu’nun ikincisinin İran’ın başkent Tahran’da yapılması kayda değer bir ayrıntıydı. Bulunduğum forumda yapılan konuşmaların özet ayrıntılarını  satırbaşlarıyla aktarmak istiyorum.

TÜRKİYE heyetinin konuşmalarından satır başları:

* Yüzyıllardır İran ve Türkiye ilişkilerinin dostluk sevgi içerisinde devam ettiğini görüyoruz.

* Türkiye-İran ilişkilerinde derinleşme somut sonuçlar bekliyoruz.

* Tüm dünyada yaygınlaşmakta olan mikro-milliyetçilik sadece Türkiye ve İran için değil, başta Orta Doğu, Kuzey Afrika, Rusya ve Güney Asya ülkeleri olmak üzere tüm dünya için ciddi bir tehdit hâline gelmiş bulunmaktadır.

* Türkiye ve İran ilişkilerinde genelde inişli çıkışlı bir grafikler vardır ama hiçbir zaman kopma noktasına gelmez.

* Türkiye ve İran, gerçek anlamda bir işbirliği yapar el ele verse bugün bölgemizde yaşanan sorunların birçoğunu çözmek çok daha kolay olur

* İki ülkenin ilişkilerinin güçlenerek düzelmesi için daha fazla çaba gösterilmesi lazım.

* Ortak bir dine, kültüre, 400 yıllık komşuluk, geçmişine sahip dost iki ülke arasında sorunlar, engeller giderilerek karşılıklı ticaret hacmi artırılmalıdır.

* İki ülke arasında; sağlık, sağlık turizmi, turizm ve çevre alanlarında işbirliği gittikçe daha güçlü bir zaruret hâline gelmektedir.

*  İki ülkenin  yalnızca Ortadoğu  değil İslam alemine sunacağı geniş imkanları var.

*  Türkiye- İran arasındaki tek önemli görüş ayrılığı Suriye konusudur. Suriye’de vekâlet savaşı yapılıyor.

*Bu savaş bizim savaşımız değil.  Suriye’de bir diktatör 300 bin insanın kanını dökmektedir.

* Mezhepçi yaklaşımlara son verilmelidir.

* Esad’ın iktidarı için bu kadar Suriyeli Müslüman’ın ölmesine insanların mağdur olmasına ülkeler arasında gerilime izin verilmemelidir.

* Türkiye DAİŞ’İ terörist ilan eden ülkelerin başında gelir.

* İki ülke ilişkilerinin düzelmesi için gayret etmesi lazım. İran medyasında mesajlar yanlış yansıtılmaktadır. İki ülke devlet adamlarının söylediklerini doğru yansıtılması gerekir.

*Türkiye 2 buçuk milyon Suriyeli mülteciyi barındıran ülkedir.

* Türkiye - İran ilişkisi tarihsel olarak hep yüksek rekabet ve yüksek işbirliğine dayalı bir ilişkidir. Rekabetin yapıcı, iki ülkeyi de yüceltici bir şekilde yönetilmesi gerekir.

* Karşılıklı çok fazla sayıda sektörde diplomasi kanalının işlemesine ihtiyacımız var.

* Hoy karayolunun sorunlu bölümleri tamamlanarak bu yol ticart ve ilişkiler açısından ulaşıma uygun hale getirilmelidir.

* İki ülke arasındaki 30 milyar dolar olan ticaret hacminin potansiyeli 100 milyar dolardır.

* Bu topraklarda huzur elde edilmesi için iki ülke olarak gerekeni yapmalıyız

* Gürcistan örneğinde olduğu gibi pasaportsuz geçişlerin sağlanması iki ülke yararına olur.

* Serbest ticaret anlaşması görüşmelerine başlanmalıdır.

* İki ülke arasındaki karşılıklı bağımlılığın derinleştirilmesi için bu forum önemli bir işlev görüyor.

İRAN heyetinin konuşmalarından satır başları:

* Türkiye –İran İslam devletleri arasında demokrasiyle yönetilen iki ülkedir.  Bizim ülkelerimizde halk kendi oylarıyla hükümetlerini seçtiler. Bazı ülkelerde bayanlar hala araba kullanamıyor. (Suudi Arabistan kastediliyor) Tabi o ülkeler demokrasiye inanmıyorlar. Kazandıkları dolarlara inanıyorlar.

* Suriye devleti göz önünde bulundurulurken katiller  göz önünde bulundurulmuyor.

* DAİŞ bilinçli seçilmiş ve kurulmuştur. DAİŞ varsa orada demokrasi olmayacaktır. Bu konuda Türkiye ile hemfikiriz.

*  Suriye meselesi ufuk ve siyasi meseledir.

* İslamı istemeyen ve bizim ülkelerimize düşman olanlara karşı İran ve Türkiye işbirliği yaparak onları yenecektir.

* Nükleer çalışmalarımızı bitirdik. Biz Türkiye ile enerji, doğalgaz altyapı alanlarında ekonomik işbirliğine hazırız.

* Türkiye Suriyeli sığınmacıları sahiplenmiş ve onların kız çocukları için özel okul tesis etmiştir. Bundan son derce memnunuz ve teşekkür ediyoruz.

* Türk yatırımcıları İran’a davet ediyoruz. Onlara öncelik tanıyoruz. Türkiye bizim için birinci öncelikli ülkedir. Her konuda desteğe hazırız.

* Bizde devlete işletmelerin büyük bölümünü özel sektöre devretmeyi planlıyoruz. Bu anlamda   İslam dünyasının önemli ülkesi olan Türkiye’nin başarılı özleştirme tecrübesinden yararlanmak istiyoruz. 

* Geçici ticaret ülkelerimizin yararına değil. Yüksek teknoloji işbirliği konusunda işbirliği çok daha önemlidir.

* Aramızdaki sorunları giderilmesi gerekiyor. 1980’li yıllarda İran ile İngiltere arasında sorun yaşanıyordu. Ama en çok ekonomik ilişkiler İngiltere ile yapılıyordu. Stratejik ilişkiler ekonomi iradesi dışında oluştuğu unutulmamalı.

* İran ve Türkiye yeniden bölgede önemli rol oynayan oyuncu haline gelebilir.

* İran-Türkiye birlikteliği zarurettir seçenek değil. Aramıza stratejik ilişkilere kabil büyük potansiyel var.

* Liderler gündeme teslim olmamalıdırlar.

*  İran ve Türkiye de ufka sahip siyaseti tercih eden ülkeleridir. Siyasi zaruriyetlerini ufuklarına kurban etmezler.

*  Milli bürokrasiler geçmişin hapsindeler. Alışkanlıklara yenik düşüyorlar. Karşılarına yeni bir koşul çıktığında yeniliyor.

* İran ve Türkiye fırtınalı, inişli çıkışlı dönemlerden geçer ancak hiçbir zaman yenilmezler. İki komşu ülke birbirine hiçbir zaman tehdit olmamıştır.

* İran İslam Devrimi, Irak Savaşı ve yaptırımlar döneminde Türkiye’nin tutumunu, desteğini unutmayacağız. Geçmişe bakarak gelecek ilişkilerin rayına oturmasını ümit ediyoruz.

* İki ülke arasında dini kültürel ortak değerler yanında özellikle Türkçe konuşulan ortak bir dilin olduğunu görebiliyoruz. Muhabbete dostluğa ihtiyacımız var.

* Ticarette kazan kazan seçeneğini uygulamalıyız. Tek taraflı kısa vadeli anlayış olmamalı. İhracata ithalata odaklanmamalıyız transit geçişleri de düşünmeliyiz. Tren taşımacılığının ön plana çıkmasını istiyoruz.

*  Türk yatırımcıları Batı ve Doğu Azerbaycan  potansiyellerine bakmaları için İran’a davet ediyoruz.

 

2015 kayıp yılı oldu

2015 yılını acısı, tatlısıyla geride bıraktık. 2015 istikrarsız, verimsiz karmaşık,  keyifsiz,  can sıkıcı bir yıl olarak geride kaldı. Geçen yıl ülkemiz, ilimiz, insanlarımız ve dünya insanlığı için her açıdan çok zor geçti. Sevdiklerimizi ve değerli insanlarımızı kaybettik. Onlarla birlikte yüreğimizden bir parça koptu. 2015’te solan çiçek kuruyan ağaç sayısı daha fazlaydı. Derin acılara gözyaşlarına, hüzünlere gözyaşı dökerek tanık olduk. 2015’te barışa kardeşliğe huzura yönelik beklentilerimizi, umutlarımızın birçoğu gerçekleşmedi. Özetlersek 2015 kayıp yılı olarak geride kaldı.

2016 yılından çok şey bekliyoruz.

Başta yürek yakan ölümlerin, kan ve gözyaşının artık son bulmasını istiyoruz.  Demokrasi, insan haklarının, adaletin gerçek manada hakim olduğu, her türlü ırkçılığın, şiddetin baskının, ötekileştirmenin son bulduğu, huzurlu mutluluk dolu günlerde sevi içinde kardeşçe birlikte yaşamak istiyoruz.  Umut etmekten, dilekte bulunmaktan başka çaremiz yok.

Güle güle 2015. Hoş geldin 2016.

Yeni yılınız kutlu olsun.

Yazarın Diğer Yazıları