İkram Kali

Seçim gerginliği kime yarar?

İkram Kali

Seçim kampanyalarında deneyimli siyasiler bilerek üst perdeden konuşurlar, seçmenlerin hoşuna gidecek onları coşturacak tarzda rakipleriyle söz dalaşına girerler. Kimi zamanda rakiplerini seçmen önünde zor durumda bırakmak için sözlü sataşmalarda bulunurlar. Ağız dalaşları seçimlerin doğasında var. Kıvamında geçmesi şartıyla dalaşmalar seçimlere renk ve keyif  katar. İşin püf noktasını bilen seçmenler ise dalaşı zevkle izlerler. Bizim halkımız da siyasetçinin   yüksek sesle  konuşanı ve  zeka ürünü hazır cevaplarla ağız dalaşı yapanını başka bir sever ama oyunu ona vermez!

Van'da bu sıralar yaşananlar dalaşma değil, tehlikeli gerginliktir.

Geçenlerde "Van'ın seçim havası akort tutmuyor" demiştik. Seçimin akordu  ayarlandı ama teller fazla gerildiğinden siyasi enstrümanların sesi sert çıkmaya başladı.

AK Parti Van birinci sıra Milletvekili adayı Burhan Kayatürk, seçim çalışmalarını yürütmek için Van'da seçim bürosu aradıklarını fakat bir türlü bulamadıklarını söyledi. Bunun arkasında HDP'nin oluğunu ima etti. Neyse ki bir süre sonra Ak Parti seçim bürosuna kavuştu.

Büyükşehir Beleyesi denetiminde bulunan kentin farklı noktalarında yer alan reklam panolarına musluklardan kan akan tasvirlerinin bulunduğu afişler asıldı. Afişlerin alt kısmına Türkçe ve Kürtçe olarak, "önleminizi alın", "bir gün bitecek", "bir gün her şey", "sahip çıkmazsanız uzak değil!", "nefessiz kalmayalım", "farkında mısın?" vb. ifadeleri yazıldı.

AK Parti Van İl Başkanı Zahir Soğanda  ve Ak Parti Milletvekili Adayı Burhan Kayatürk afişlere sert tepki gösterdiler. Afişleri bazı ulusal gazeteler manşet haber olarak verdiler. Van Su ve Kanalizasyon İdaresi açıklama yaparak afişlerin kendileri tarafından asıldığını ve su tasarrufunu amaçladığını belirttiler.

Tasarlayanın, asılmasına izin verenin niyet ne olursa olsun kan akan muslukların kırmızı siyah görüntüsünün yer aldığı afişler gerçekten ürpertici ve ürkütücüydü.  Kanın olduğu hiçbir görüntü hoş değil.  Neresinden bakarsanız bakın ortada yapılan bir yanlış var.

Afişler Sulh Mahkemesi kararıyla kaldırıldı, yerine farklı afişler asıldı. VASKİ'nin anlamsız, yararsız itici ve farklı algı yaratan tartışmaya açık tasarlanmış afişleri Ak Parti'ye eleştiri malzemesi verdi. Ak Parti'nin işine yaradı.  Bunun adı kendi kalesine gol atmaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Batman'da  "Siz bununla ne kastediyorsunuz? "  diyerek afişlere sert tepki gösterdi.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da, "Reklam kampanyalarına bakın, onların musluklarından kan akıyor, kan. Bizim musluklarımızdan bal akıyor, şerbet akıyor…" dedi.

Van'daki musluktan kan akan afişlerle halkın tehdit edildiğini söyleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, seçim çalışması yaptığı Trabzon'da "Ey Selahattin Demirtaş, HDP'liler bizi yumuşak başlı görmeyin, biz uysal koyun filan değiliz. Milletimizi, insanlarımızı tehdit etmeyin. Orayı başınıza yıkarız." dedi.  Soylu, Trabzon seçim havasına ve seçmenlerin nabzına göre esip gürledi.

Büyükşehir Belediyesi kan akan afişle ne kadar yanlış yapmışsa, Süleyman Soylu tehdit içeren, hukuk  sınırlarını aşan, pravakasyona  davet çıkaran konuşmasıyla bir o kadar yanlış yapmıştır. Eleştirmek, tepki göstermek başka, tehdit etmek gerginlik yaratmak çok başkadır. 

Biri kandan söz ediyor, diğeri yıkmaktan. İnsanlarda seçim heyecanı bırakmadığınızın farkında mısınız? Kavga ederek seçim ortamını gererek demokrasi yarışında seçmenleri tedirgin ederek seçim sandığından soğutmayın. Gerginlik hiç kimseye fayda sağlamaz. Halktan destek istiyorsanız biraz sorumlu ve sağduyulu olun. 

Van'a benziyoruz

Daha betonlaşmamış yeşil bahçeleri toprak ve çiçek kokan sokakları ve şirin evlerinin yanında huzur veren duru havası kadar erdemli insanlarıyla Van bir başka güzel-di.

Van kendine has özeliklerini hızla kaybediyor.

Önce doğası, sonra da toplumsal yapısı hızla bozuldu. Ne o şirin evler, sokaklar, bahçeler var. Ne de o yüzü güleç insanlar. Yakın zamanda konuşma, dinleme şansı bulduğumuz birçok güzel insanları da yitirdik.

Kentlisi de köylüsü de yakın geçmişteki Van'a ve o göçüp giden insanlarına özlem duyuyor. Şehir de, çevre de insanlar da değişiyor. İnsan çevresini çevresi de insanı şekillendiriyor. Yaşadığımız doğa, çevre neyse bizde ruhen  öyleyiz. Doğa da kendimizi, kendimizde yaşadığımız çevrenin yansımalarını bulmak mümkündür.

Van sevdalısı Nuray Haytabaşı televizyonda izlediği bir belgeselden şu cümleleri paylaşmış; "İnsan doğduğu coğrafyanın bir parçasıdır. Bölgesinde birlikte yaşadığı bir çiçekle, ağaçla, böcekle, kuşla aynı özelliği gösterir. Aynı dayanıklılığı, aynı direnci ya da aynı zayıflığı... "

Özetle bizlerde bugünkü Van'a benziyoruz.

 Hocam günaydın!

Zeve Şehitliği Yüzüncü Yıl Üniversitesine yürüme yakınlığında. Van'ın geçmişte toprak bardak, çanak çömlek yapılan, ismini de bu el sanatından alan Bardakçı Mahallesi  YYÜ'ne 1 km mesafede.

Bir tarafta mavi deniz, bir tarafta el sanatı üreten yerleşim yeri,  diğer tarafta canlı tarih. Türkiye'de böyle bir zenginliğe sahip kaç üniversite yerleşkesi var ki?  Lakin yakında olup uzak durmakla olmuyor. Sahiplenerek yararlanmak gerekiyor.

YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Tarih Bölümü Başkanı Rahmi Tekin, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci Zeve'yi ilk defa ziyaret ederek şehitlerin ruhuna Fatiha okudular.  YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, " …Bu ziyarette tarihi olayların yerinde incelenmesinin önemini gördük. Üniversite olarak bu tür faaliyetleri daha sık yapmamız gerektiğine inanıyorum. İnşallah bundan sonra da tarih bilincinin oluşturulması için yapılan bu tür etkinliklere destek vereceğiz."

Tarih, İlahiyat fakülteleri, Van ve Çevresi Araştırma Merkezi olan 33 yıllık YYÜ'ye bundan sonra daha  sık günaydın demek istemiyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları