İkram Kali

Sağlık çalışanlarını üzmeyin, incitmeyin

İkram Kali

İnsanların sağlığını korumak, virüs bulaşan hastaları hayatta tutabilmek için olağanüstü çaba harcayan sağlık personellerine hepimiz minnet ve şükran borçluyuz. Varolsunlar, sağ olsunlar.

Hastaların sağlığı için hayatını riske eden her kademedeki sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğu aylardır ailesinden, çocuğundan uzakta gecesini gündüzüne katarak hastanelerde geçiriyor. Birçok sağlık çalışanının yüzlerinde maske izleri yer etmiş.

Sağlık çalışanlarını alkışlayarak onlara olan borcumuzu ödediğimizi sanıyorsak yanılıyoruz. Sağlık çalışanları bizden bir şey beklemiyor. Yalnızca  "siz evde kalın, biz sizin sağlığınız için çalışırız" çağrısında bulunuyorlar. Birde mobbing uygulaması olmadığı huzurlu çalışma ortamı istiyorlar.

Psikolojisi bozulan, aile düzeni kalmayan, yüksek risk altında çalışan birçoğuna virüs bulaşan sağlık çalışanlarına karşı daha özenli, destekleyici olunması gerekiyor. Ancak bu süreçte bazı yöneticilerin kırıcı üzücü ifade kullanmaları, bazılarının ise sağlık çalışanlarını tedirgin edecek, strese sokacak yanlış kararlar almalarını kabul etmek mümkün değil.

Zonguldak ve Van'da sağlık çalışanlarını kıran iki üzücü olay yaşandı.

Önce Zonguldak…

Koronavirüs salgınına karşı mücadele eden sağlık çalışanlarını enfekte oldukları için suçlayarak kendilerine 'yük olduklarını' söyleyen Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş düzenlediği basın toplantısında, "Her türlü tedbir alınmasına rağmen maalesef sağlıkçılarımız kendilerini koruyamadılar. Tüm arkadaşlarımızı uyardık. Bu bizim faturamızı ağırlaştıran olay oldu. Normalde sağlıkçılarımız bize yük olmasaydı bugün belki de geri dönüşü konuşuyor olacaktık. Bu gerçekten zor oldu. Misafirhanede onları misafir ettik. Onlardan ücret almadık. Yemek ücreti de almadık. Ama orada kendi aralarındaki ilişkilerinde yeteri kadar dikkatli olmadıkları için hem kendilerini sıkıntıya sokuyorlar, hem bizi sıkıntıya soktular. Bunun da artık azalacağını varsayıyoruz. Onlar bizim kahramanlarımız. Kendi hayatlarını ortaya koyan insanlar ama yeteri kadar dikkatli olmayınca sıkıntı yaşıyoruz" dedi.

Talihsiz açıklama büyük tepki çekti.

 Gelen yoğun tepkiler üzerine Vali Bektaş, sağlık çalışanlarından özür dilemek zorunda kaldı. Ama özür işe yaramadı.

Zor koşullarda çalışan sağlık personellerinin moralini sıfırlayacak, performansını düşürecek psikolojilerini bozacak sorumsuzca açıklamayı valinin yapması ayrı bir talihsizliktir.

Makam mevki sahibi olmak kolay, devlet adamı olmak zordur.

Gelelim Van'a…

 Kentimizde sağlık çalışanları senin benim bir başkasının girmeye çekindiği hastanelerde,  sağlık merkezlerinde virüs bulaşmış hastalarla içi içe görev yapıyorlar

Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez sağlık çalışanlarının kaygı, huzursuzluk duymadan görev yapabilmeleri için hastaneleri ziyaret ederek gereken önlemlerin alınması için talimatlar verdi.

Sağlık çalışanlarından gelen bazı talepleri, sorunları bizim de kendisine aktarmamızın ardından sağlık çalışanlarının barınma, beslenme sorunları Vali Bilmez tarafından büyük ölçüde çözüldü.

Kentimizde bazı vatandaşlarımızın sorumsuzluğu, "izole ol, sosyal mesafeyi koru, temas etme, evde kal" uyarılarına dikkat etmemeleri sonucu salgında son iki haftadır artış meydana geldi. Bu nedenle sağlık çalışanlarına daha fazla yük düşmeye başladı.

Van Bölge Eğitim ve Araştırma hastanesinde bu nedenle göreve çağrılan sağlık çalışanları var. İl Sağlık Müdürlüğü çalışanlar için yeni misafirhane bulmak, otel kiralamak, öğrenci yurtlarından yararlanmak yerine sağlık çalışanlarına iki kişi bir odada kalacaksınız dayatması yapıyor. Bu tehlikelidir, yanlıştır.

Gün boyu ağır çalışma ortamında hizmet veren sağlık çalışanları ailelerinden, sevdiklerinden uzak tek kişilik odalarda dinlenmeliler. Kararla birlikte sağlık çalışanlarının huzuru izole ortamı bozulmuş durumda.

Vatandaşlara temas etme, izole ol, sosyal mesafeyi koru diyeceksiniz ama sağlık çalışanlarına tam tersi bir uygulama dayatacaksınız. Böylesi bir yanlışı kimse kabul edemez.

Karar alıcılar (!) işin kolayına kaçarak yanlış yapmaktadırlar.

Kendilerinin normal zamanda bile asla kabul etmeyeceği bir odada iki kişi kalma uygulamasını salgın döneminde sağlık çalışanlarından istemeleri haksızlıktır.

Hastanelerin koronavirüs acil, yoğun bakım ve servislerinde görev yapan virüs bulaşma riski taşıyan sağlık çalışanlarını bir odada iki kişi kalmaya zorlamaktan vazgeçilmelidir. Sağlık personelleri arasında Zonguldak’taki gibi salgın yaygınlaşırsa bunun sorumlusu kim ya da kimler olacak?

Sağlık çalışanlarını özellikle de zorlu dönemde lütfen incitmeyin, üzmeyin, aksine onlara değer vererek sevgi ve saygı gösterin. Israrla sağlık çalışanları iki kişi bir odada kalacak diye dayatırsanız çok yanlış yaparsınız.

Çözüm kolay ve bellidir.

İl Sağlık Müdürlüğü belediyelerin ve kuruluşların katkılarıyla boş duran otellerden, misafirhanelerden, okul pansiyonlarından yararlanarak barınma sorununu rahatlıkla çözebilir ve iki kişinin bir odada kalmasına gerek kalmaz. Yeter ki istensin.

Özveriyle hizmet eden sağlık çalışanlarımızın huzur içinde görev yapmaları, uygun koşullarda barınmaları için gerekirse kampanya açılarak otel kiralama yoluyla sorun çözülebilir. Vansesi olarak bu kampanyaya hazırız.

Korona sürecinde yoğun çaba gösteren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca "telefonlarım tüm sağlık çalışanlarına açıktır" derken sağlık çalışanlarını üzecek, incitecek sorunlar yaratılmasına Türkiye'nin hiçbir yerinde hiçbir şekilde izin verilmemelidir.

 

 

Garamangozan koronayı götür özan

Van'ımızın zengin ve renkli yerel şivesi, tekerlemeleri, hikâyeleri, fıkraları, manileri var. Korona salgını sürecinde sevgili Vanlılar tarafından çeşitli fıkralar, espriler üretiliyor.

Van'da eskiden çocuklar uysun diye anneler ve diğer büyükler tarafından bazı tekerlemeler söylenirdi.  Çocuklar uyumadığı zaman uyusunlar diye korkutmak amacıyla "Garamangozan /Gapidan Uzan/ Al bu çocuğu/Götür özan" tekerlemesi söylenirdi. Bazı uyanık çocuklar " Kapı kilitlidir" derlerdi. Anneler de bunun üzerine "Garmanğozan bığırıdan (baca) uzan" diyerek tekerlemeyi tamamlardı.  Birkaç jenerasyonun hatırlayacağı bu tekerlemeyi koronaya uyarlamaya çalıştık.

"Garamangozan /Gapidan Uzan/ Al bu koronayı/Götür özen "

* Garamangozan: Van yöresinde doğaüstü yaratık.

 

 

 

Kutlu Olsun 23 Nisan

Ailemiz, öğretmenlerimiz, çevremiz önce bize…

Vatanı, bayrağı, memleketimizi…

Dinimizi, ahlaklı dürüst ve çalışkan olmayı…

Tüm insanları…

Çiçeği, böceği,  doğayı,

Gökyüzünü, güneşi, yıldızları, geceyi aydınlatan ay'ı…

Van Gölü'nü, denizleri…

Kehrizleri, ırmakları, çeşmelerden akan suyu…

Bahçeleri, bağları, tarlaları dağı, ovayı, yaylaları…

 Köyü, mahalleyi, caddeyi, sokağı…

Ailemizi, kendimizi, komşumuzu, dostumuzu, arkadaşımızı…

Okulumuzu, evimizi, hastanemizi…

Tarihimizi, kültürümüzü…

Türkümüzü, şarkımızı, geleneklerimizi…

Tüm sahip olduklarımızı ve daha birçok değerimizi sevmeyi öğretti.

Özellikle…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, Cumhuriyeti, bağımsızlığı ve özgürlüğün değerini bilerek, anlayarak sevmeyi tarihten örnekler vererek öğretti.

Bugün güzel ülkemizde özgür, bağımsız onurlu yaşıyorsak bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet'e borçluyuz. Bugün saygın yurttaş olmamız Cumhuriyet sayesindedir.

Saygı ve rahmetle andığımız Mustafa Kemal Atatürk'ün dünya çocuklarına armağan ettiği tek bayram olan 23 Nisan'ın 100. yıl dönümünü koronavirüs salgını nedeniyle okul, sokak törenleri coşkusundan uzak izole olduğumuz evlerde ama ruhundan hiçbir şey kaybetmeden ilk günkü gurur ve heyecanla kutlayacağız.

23 Nisan'ın 100. Yılı tüm çocuklara ve ülkemize kutlu olsun.

Yazarın Diğer Yazıları