İkram Kali

Komşuluk böyle bir şeydir

İkram Kali

Komşuluk veya komşuluk ilişkileri, birbirine bitişik veya yakın yerlerde yaşayan kişilerin arasındaki sosyal ilişki olarak tanımlanmaktadır. Komşu olmanın doğurduğu birtakım hak ve görevlerin yanı sıra bunların sağladığı ilişkiler düzeni bulunmaktadır.  Törelerin, dini inancımızın yanı sıra hukukta da komşuluk ilişkisine dair özel tanımlar vardır. Komşuluk bu toprakların, toplumumuzun bin yıllık kardeşliğinden, kültüründen hem de İslami referanslardaki komşu hakkına ilişkin düzenlemelerden beslenir. İslam’da komşuluk hakları, hakların en önemlilerinden biri olarak görülür. Komşu hakkı o denli önemlidir ki komşuluk annenin evlat üzerindeki hakkı gibi değerlendirilir. Güçlü ülkelerin, güçlü toplumların mayasını sağlıklı komşuluk ilişkileri oluşturur. Komşuluk din, dil, ırk, statü tanımaz. Ev ve iş yerlerindeki komşular arasındaki güven, dayanışma, kardeşlik hiç bir şeye benzemez. Komşuluk bizim için çok şeydir. Komşunun sevinci de tasası da ortaktır. Çocukluğumuzun, gençliğimizin, yaşlılığımızın unutulmaz anılarında komşularımız yer alır. Kadim komşular  doğduğumuzda  kulağımıza  ezan ,  öldüğümüzde ayak ucunda fatiha  okuyan   tanıklarımızdır.  Komşu komşunun akıldanesidir, dert ortağıdır, sırdaşıdır, yoldaşıdır, dostudur, psikoloğu dur, doktorudur, gardaşıdır.  Rahmetli anam komşularımızın erkeğine de kadınına da “Gardaş” diye hitap ederdi. Çünkü sevdiği, değer verdiği bütün komşularını kardeşi olarak görürdü,bilirdi. Onlarda  öyleydi.

Sizde bazıları gibi  “komşuluk öldü“, “eski komşuluklar kalmadı” diyenlerdenseniz yanılıyorsunuz. Unutulmaz yaşanmışlıkları olan komşuluğu şekillendiren anlamlı kılan bizleriz. Komşulukta yakınlaştıkça uzaklaşan yine bizleriz. İyi kötü kavramları önce komşuluk terazisinde tartılır. İyi komşuluk gözü gönlü zenginlik, hoşgörü, duyarlılık, iletişim, samimiyet ister. Herşeye rağmen özlem duyulan komşuluklar sürüyor. Sürmüyor diyorsanız kendi komşuluğunuzu gözeden geçirmelisiniz.

Çorum’da yaşanan yangında yukarıda anlatmaya çalıştığımız güzel komşuluk ilişkisine örnek gösterilecek bir dayanışma gözler önüne serildi.

Birkaç gün önce yaşanan o yangını anımsayalım.

Çorum'un Bayat ilçesine bağlı Çukuröz köyünde ilçe merkezine yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunan 130 haneli Çukuröz köyünde, Mustafa Özgen isimli bir vatandaşa ait evde henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.  Yangın büyüdü. Yangında, aralarında köy konağının da bulunduğu 30 ev ile birlikte hayvan,  yem, yakacak tamamen yandı.

İlk müdahaleyi köylülerin yaptığı yangına, Bayat ve İskilip Belediyesine ait itfaiye ekipleri de müdahale ediyor. Ekiplerin yetersiz kalması üzerine  yangına Çankırı, Amasya, Kastamonu ve Ankara'dan  gelen  itfaiye ekipleri ile Orman İşletme Müdürlükleri arozözleri ve iş makinelerinin uğraşları sonucu yangın kontrol altına alınıyor.  Yangın sürerken evleri,  birikimleri yanan “  60 yıllık birikimim kül oldu”, “Şimdi ben ne yapacağım “  diyerek çaresiz köylülerin ekranlara yansıyan gözyaşları yürek burkan cinstendi. Yangında can kaybının yaşanmaması herkes için tek teselli oldu.

Bakın bundan sonra neler oluyor.

Yangın sonrası devlet tüm imkanlarını seferber ediyor. Kızılay hemen harekete geçerek Van depreminde olduğu gibi yangında evleri yanan ve açıkta kalan insanların yardımına koşarak bölgeye çadır sevk ediyor.  30 çadır kuruluyor, sıcak yemek dağıtan TIR da bölgede konuşlanıyor. Açıkta kalan 30 aileye çadırları teslim ediliyor. Ancak evleri yanan hiç kimse çadırlara yerleşmiyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü evleri yanan ailelerin çadırlarda kalmasına diğer komşuları izin vermiyor, gönülleri rıza göstermiyor. Evsiz komşularına evlerini açıyorlar.

  Acı ve tatlı günlerde ortaklıklarını beyan eden, töre ve inanç hukukuna dayalı komşuluk hakkından yola çıkan komşular “ Bizim evimiz sizin evinizdir”  diyerek komşularına sahip çıkarak  zor günlerinde onlarla birlikte oluyorlar.

Kendileri sıcak evlerinde iken evleri yanan komşularının çadırda kalmasını onur meselesi, insanlık meselesi ve ayıp olarak gören Çukuröz köyünde yangının küllerinden bu memleket insanının özünde hep var olan mertliğe, paylaşıma dayalı komşuluk dayanışması çıkıyor.

 “Komşu hakkı Allah hakkıdır, Komşusu aç iken tok yatan bizden değil, Komşu komşunun külüne muhtaçtır, Komşuda pişer bizde düşer, Ev alma, komşu al, Kurt komşusunu yemez”  deyimlerin anlatmak islediği işte budur.

Çorum Çukuröz köyünde çıkan yangında evler, bütün maddi birikimler yanmış olabilir. Yananlar zamanla yerine gelir.  Ya köylüler çadırda kalsaydı…

Yazarın Diğer Yazıları