İkram Kali

Karabağ görüntüleri yüzyıl önceki Van'a benziyor

İkram Kali

100 yıl önce…   

Osmanlı Devleti 1914’te sıcak  savaşın içindeydi. Osmanlının savaş halini fırsat bilen Ermeniler, çevre illerden ilçelerden gelen Ermeni komitacılarının katılımıyla Nisan ayında Van’da ayaklanma başlattı.  Rus orduları ve beraberinde Rusya’dan gelen Ermeni güçleri ve Van’daki Ermeni çetelerinin destekleriyle 20 Mayıs 1915’te Van, işgal edilerek yakılıp yıkıldı.  

İkinci Van isyanı tarihe geçen 1915 ayaklanma ve işgalinde Ermeniler 30 bin Müslüman ahaliyi acımasız şekilde katletti.  Katliamdan canlarını kurtarabilen yaşlı, kadın ve çocuklardan oluşan ahali gözyaşları içinde yollara aç sefil şekilde düşerek yaya göç etmek zorunda kaldı.  

Diyarbakır, Şanlıurfa, Maraş, Adana başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanına çok zor koşullarda dağılan mazlum ve mağdur Vanlıların bir kısmı gidecekleri yerlere varmadan yollarda hayatını kaybetti.   

Şehri ele geçiren Ruslar Ermeni komitacı Aram Manukyan’ı Van Valisi olarak atadı. Asude Van şehri düşman eline düşmüştü.  Üç yıl Rus işgali altında kalan Van’ın işgali 2 Nisan 1918’de Türk ordularının şehre girmesiyle son buldu.  

Van’ın işgalden kurtarılması üzerine Rusya’dan gelen Ermeni çeteler ile Van’daki Ermeniler Ruslarla birlikte Rusya’ya giderayak  Van şehrini (Van Kalesi güneyindeki eski şehir)  bir kez daha yakıp yıktı.   

Bölgede çeşitli senaryoları olan güçlerin kuyruğuna takılan, vaatlerine inan Ermeniler, bin yıllık komşuluğu, birlikte yaşama ortamını mahvederek  Müslüman ahali ve masum Ermeni halkının ortak geleceğini yok etti.    

100 yıl sonra… 

1915’te Van’da yaşananların bir benzeri şimdi Karabağ’da yaşanıyor.   

BİR: 100 yıl önce Ermeniler; Fransa, Rusya, İngiltere, İran’ın destek ve teşvikleriyle Van’da isyan ettiler ancak hezimete uğradılar 100 yıl sonra aynı ülkelerin teşvik ve destekleriyle Ermeniler başlattıkları Karabağ savaşında Azerbaycan karşısında askeri yenilgiye uğrayarak dağıldılar.    

İKİ: 100 yıl önce  Ermenileri Fransa, Rusya, Amerika gibi çeşitli ülkeler Van'da isyana teşvik ettikleri Ermenileri yüz üstü bıraktılar. 100 yıl sonra  Fransa, Rusya, Kanada, Yunanistan, Hollanda gibi Türkiye karşıtı Batı ülkeleri ve İran  Ermenileri Azerbaycan ile savaşa teşvik ettiler. Ermeniler destek bu ülkelerden beklediler ancak bir kez daha yüzüstü kaldılar.

ÜÇ: Ermeniler 100 yıl önce Van’ı terk ederken evleri, kamu binalarını, camileri, iş yerlerini ateşe vererek  yakıp yıktılar. Ermeniler,  100 yıl sonra işgal ettikleri Karabağ’ı boşaltırken aynı şekilde evleri, kamu binalarını yakıp yıkıyorlar;  telefon, elektrik direklerini söküyorlar;  ağaçları keserek doğa katliamı gerçekleştiriyorlar. Kin nefret o denli büyük ki Müslüman mezarlıklarını bike tahrip ediyorlar.

Karabağ ’da yaşananlar 100 yıl önce Van’da yaşananların tekrarıdır.

Karabağ’dan gelen görüntüler 100 yıl önce Van’da yaşananların daha iyi anlaşılmasına, kavranmasına katkı sağlamıştır.      

Karabağ’da Taşnak ruhlu Ermeniler suçüstü yakalanmıştır.  

Tarih tekerrür ediyor.    

Ermeniler tarihten ders almış olsaydı tarih 100 yıl sonra Karabağ’da tekerrür etmezdi.     

Petrosyan ne diyor?

Ermenistan ile Türkiye arasında ilişkilerin düzeltilmesi için 1993’te taşlar yerinden oynadı, bahar havası göründü. Cumhurbaşkanının ve Dışişlerinin bilgisi dâhilinde Alpaslan Türkeş ile dönemin Ermenistan Başkanı Ter Petrosyan arasında Paris’te görüşme yapılıyor. Türkeş görüşmede Petrosyan’a Ermenistan’a “transit geçiş hakkı”,  Karadeniz’de transit liman, İpekyolu’nda işbirliği teklifinde bulunuyor. Kazakistan petrol boru hattının ve Türkmenistan Doğul Gaz Boru hattının Ermenistan’dan geçebileceğini, dostluğun gelişmesi halinde sınırların açılabileceğini söylüyor.  Ermeni Taşnakların engelleri sonucu iyi niyetli girişim başarısızlıkla sonuçlanıyor.   

Karabağ yenilgisi sonrası Ermenistan Başbakan’ı Nikol Paşiyan’ı eleştiren Ermeni Ulusal Kongre Partisi başkanı eski Cumhurbaşkanı Türkiye ile yakınlaşmayı benimseyen Levon Ter-Petrosyan şöyle diyor:  “Ermeni ulusu her zamanki gibi yine (sonradan gelen akıl) hastalığının kurbanı oluyor. 100 yıl önce 1915 yılındaki trajik olaylardan bu yana bu hastalıktan kurtulamadık. İktidar ile muhalefetin (bir karış toprak vermeyiz) söylemleri başımıza yeni felaketler hazırlıyor. Birinci Dünya Savaşı’nda her şeyini yitiren Osmanlı Türkleri gibi olamadık. İkinci Dünya Savaşı’nda yerle bir olan ve küllerinden dirilen Almanya olamadık. Biz hep suçlu arıyoruz ve sonradan gelen akılla hareket ediyoruz.”   

Emperyalistlerin maşası, Türkiye düşmanı Ermeni Taşnakların faşist poltikaları nedeniyle  mazlum Ermeni halkı bir asırdır savrularak hırpalanıyor. Ermenilerin Fransız, Yunan, Rus, Amerikalı, Rum olması isteniyor ama kendileri olmalarına izin verilmiyor.     

Ermenistan’ın refahı, mutluluğu ve gelişmesi Türkiye ile iyi komşuluk ilişkileriyle mümkündür.

Ermenistan’ın Petrosyan gibi halkını düşünen cesur liderlere, gerçekçi politikalara ihtiyacı var.    

Kaçaznuni Ermenileri uyarmıştı

Ermenistan’da herkes Taşnaklar, Diaspora Ermenileri gibi düşünmüyor tabi ki. Gerçekleri gören öz eleştiri yapan sağduyulu isimlerden biri 1918 Temmuz’undan 1919 Ağustos’una kadar başbakanlık yapan Ermenistan’ın ilk başbakanı Ovanes Kaçaznuni’dir.   

Ermenistan Taşnaksutyun Partisi’nin kurucularından Kaçaznuni 1923 Nisan’ında Taşnaksutyun’un Bükreş’te yapılan Yurtdışı Konferansı’na bir rapor sunuyor. Moskova Devlet Arşivi’nde bulunan  rapor 2005’de Türkçe, İngilizce, Fransızca dillerine çevrilerek kitap olarak yayınlandı.       

Kaçaznuni, raporunda Ermenilerin isyan girişimlerini, 1915’in hayal kırıklıklarını, aldanışlarını ve yarı yolda bırakılışlarını, Rusları, İngilizleri, Fransızları, Amerikalıları, vaatleri ve ihanetlerini büyük bir açık yüreklilikle anlatıyor.    

Tarihi itirafında Kaçaznuni şöyle diyor:  

-1914 kışı ve 1915 yılının ilk ayları, Taşnaksutyun da dahil olmak üzere Rusya Ermenileri açısından bir heyecanlanma ve umut dönemiydi. Biz kayıtsız şartsız Rusya’ya yönelmiş durumdaydık… Biz kendi isteklerimizi başkalarına mal ederek, sorumsuz kişilerin boş sözlerine büyük önem vererek ve kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle, gerçekleri anlayamadık ve hayale kapıldık.    

-Kötü kaderden şikayet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) milli psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun partisi de bundan kaçamamıştır. (…) sanki uzak görüşlü olmamamız bir kahramanlıktı çünkü isteyen herkes, Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar, Gürcüler, Bolşevikler tek kelimeyle bütün dünya bizi kolayca aldattı, atlattı ve ihanet etti, oysa bizler safça bu savaşın Ermeniler için yapıldığına inandırılmıştık.  

Türkiye’den denizden denize Ermenistan” talep ettik. İtilaf devletlerinin ordularını Türkiye’ye göndermeleri ve hâkimiyetimizi temin etmeleri için Avrupa ve Amerika’ya resmi çağrılar yaptık. Derhal gönüllü birlikleri oluşturduk, Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vaat ettiği Ermenistan hayali vardı, gerçeği göremedik.    

Türkiye’nin yedi ili, Kilikya’da dört sancak ve Karadeniz’den Akdeniz’e Karabağ dağlarından Arap çöllerine uzanan “Büyük Ermenistan” tasarlanmakta ve talep edilmekteydi. Bu emperyalist hayal nasıl gerçekleşebilirdi?   

Taşnak Partisi geçmişin bir kalıntısıdır, gereksiz bir organdır ve vücudun bu organa artık ihtiyacı kalmamıştır, şimdilerde bir koloni (diaspora) partisidir.   

Yalnız bir konuda ısrar ediyorum. Bir gün gelir de Türkler’le anlaşmak ihtiyacı doğarsa; sahneye başka bir anlayışa, başka bir psikolojiye sahip, en önemlisi de başka bir mazisi olan ya da olmayan insanların çıkması gerekir. Ve bu noktada Taşnaksutyun, değil yardım etmek, tersine engel olur.   

Bir devlet ya da bir home ya da uluslararası diplomatik bir konu olarak Türkiye Ermenistan’ı diye bir şey yok; Bu konu Lozan’da defnedilmiştir.  

Bunları biz yazıp söylemiyoruz.

1915 isyanına katılan, o günleri canlı olarak yaşayan, gören Ermeni halkının  lideri Ovanes Kaçaznuni söylüyor. 

 

Yazarın Diğer Yazıları