İkram Kali

Futbol diliyle liderlerin siyasi performansı

İkram Kali

Genel seçim kapsamında yoğun bir kampanya yürüten siyasi parti genel başkanları, bazı günler iki, bazı günlerse 3-4 miting sığdırdıkları il gezilerini sürdürüyor. Siyasi esprisi az, polemiği çok olan bir seçim kampanyası yürütülüyor. Liderlerin siyasi performanslarını futbol jargonuyla birlikte değerlendirmeye çalıştığımızda ilginç sonuçlar ortaya çıktı.

Recep Tayyip ERDOĞAN:

Sahaya inmeseydi, konuşmalarıyla muhalefeti tahrik etmeseydi, siyasi dalaşma yaratmasaydı, kendine has meydan okumaları olmasaydı Allah aşkına kim kiminle hangi siyasi dalaşma yapacaktı. Meydanlar kadınların büyük bir çoğunluğunun onun hatırına Ak Parti'ye oy vereceğini gösteriyor. Tartışmalara haklı eleştirilere rağmen Erdoğan seçime renk ve heyecan katıyor.

Federasyon, kulüp başkanı, kaptan, antrenör, oyuncu havasında. Canı istediğinde forma giyerek oyuna katılıyor. Takımını ateşliyor. Ne olursa olsun şampiyonluk hep benim olsun diyor. Kuralları ihlal etmeyi, rakibe çelme atmayı ve penaltı yaptırmayı seviyor. Tecrübesi ve agresif oyun sitili taraftar topluyor. Kart görmekten çekinmiyor.

Ahmet DAVUTOĞLU:

Meydanları heyecanlandırmak üniversite kürsüsünde ders vermeye benzemiyor. Meydan konuşması il ismi dışında genelde tekrardan ibaret. Allah'tan Erdoğan imdadına yetişti. Hocanın her açıdan işi zor. Davutoğlu'nun alanları doldurması, kitleleri heyecanlandırması siyasette alan yaratması için daha birkaç seçim görmesi geçirmesi gerekiyor.


Sanki aile baskısı üzerine oynuyor. Kaptanlığını takımına ve sahaya yansıtamıyor. Orta sahada oynamayı seviyor. Topa girmek yerine ayağına top bekliyor. Ayağındaki topu çaldırıyor. İnanarak, koşarak oynuyor ancak kapasitesi bu kadar. Maç bitsin havasında.

Kemal KILIÇDAROĞLU:

Anadolu'yu yeniden keşfediyor sanki. Fakir evlere marka ayakkabılarla girerek seçim kazanılmayacağını nihayet gördüler. Yurttaşın sofrasına, esnaftın işine, emeklinin maaşına yaramayan söylemlerinin işe yaramadığını bu seçim keşfetti. Vatandaşa artık dokunuyor. Ekonomik söylemleri heyecan yarattı. Alanlara çıktıkça, konuştukça liderlik tecrübesini güçlendiriyor.
Dinamik seyirci kitlesini yeterince heyecanlandıramıyor. Alan hâkimiyeti iyi ancak hala korkak, pır pır oynuyor. Göze hoş gelen estetik hareketleri var. İkili mücadelelerde hala zayıf. Kontrataklarla yüklenmeyi seviyor.

Devlet BAHÇELİ:

Son bir haftada köprüleri yıkıp attı. Kitlesine dinamizm kazandırdı. Siyasi gaza gelmedi. Meydanlarda Ak Parti'ye bindirdikçe bindiriyor. İlk defa iktidar partisine karşı bu kadar net ve sert! Orta Anadolu'dan Rize'ye 20 yıl sonra açılmayı nihayet başardı. Kitlesiyle parti arasında küskünlükleri gidermiş gibi. Genel başkan kalırsa ileriki seçimlerde belki Van'a da gelebilir!

Güçlü, dinamik taraftarı var. Koşan ve şampiyonluğa oynamak isteyen takımına ofansif oyun oynatıyor. Önce gol yememeyi hesaplıyor. Yeni sistem denemekten, yeni kadro kurmaktan çekiniyor. Deneyimli öz güveni yüksek bilge antrenör havasında.

Selahattin DEMİRTAŞ:

Karizmatik, genç dinamik yapısıyla Türkiye'yi doğru okumaya başladı. Yeni siyasi anlayışıyla meydanlara renk kattı. Bölgesel, etnik parti olmanın çokta bir anlam ifade etmediğini keşfetti. Başlattığı bütünleştirici değişim hareketi meydanlarda karşılık buldu. Tahrik olmuyor, tahrik de etmiyor. Ancak batı illerindeki barışçı, kucaklayıcı söylemleri bu bölgede havada kalıyor.

Ayaklarıyla beynini birleştiren ofansif oynamayı seven güçlü yeteneği var. Takımı neticeye götüren oyun kuruyor. Takımının her şeyi konumunda. Kendisini daha büyük takımlara yakıştıranlar var. Agresif taraftarının çıkışları ve kural tanımayan oyuncularının kendi kalelerine şok goller atması en büyük şansızlığı. Taraftarını şekillendirmeye çalışıyor. Buna rağmen ayağına gelen topu gole çevirmeyi biliyor.

Mustafa KAMALAK:

Önemli bir siyasi misyonun temsilcisi. Milli İttifak altında güç birliği yaparak alanlara çıktı. Ak Parti'ye fena yükleniyor. 28 Şubat mağduru olmalarına rağmen bunu istismar etmiyor, kullanmıyor. Disiplinli, inanmış kitlesi ve adaylarıyla varlığını gösteriyor. En büyük şansızlığı Ak Parti'ye kaptırdığı kitlesi ve kadroları.

İyi kötü gündehep yanında olan, inanmış taraftarı var. Hırslı, disiplinli takımına kattığı yeni transferlerle sonuca gitmeye çalışıyor. Oyun sisteminde sorun var. Oyunda şık hareketler göze hoş geliyor ancak sonucu değiştirmeye yetmiyor.

Numan KURTULMUŞ:

Lider değil.İnandığı siyaseten yükseldiği partiden koparak Halkın Sesi Partisi'ni kurdu. Kurucularının yüzde 23'ü yüksek lisans veya doktora derecesine sahipti. Kurucular kurulunda 29 avukat, 26 mühendis, 21 akademisyen, 17 eğitimci, 12 yönetici ve 10 doktor bulunuyordu. 19 Eylül 2012 günü gerçekleşen HAS Parti olağanüstü kongresinde alınan kararla partisinin sesini kısarak AK Parti'ye katıldı. Partisini kapatarak arkadaşlarını da terk ederek başka partiye neden katıldığı pek anlaşılmadı.

Yetenekli, gelecek vadeden oyuncu iken yeni takımını ligden düşürerek gizemli transferi ile kafaları karıştırdı. Heyecanla gittiği yeni takımında kaptanlık beklerken uzun bir süre kadroya dahi alınmadı.Daha sonra ancak orta sahada görev alabildi. Ligden ve gözde düştü.

Liderlerin meydanlardan yansıyan fotoğrafı bu.

Yazarın Diğer Yazıları