Bitlis rüya görüyor
İkram Kali
Bütün sorunları çözülen Bitlis'te toplumsal rüya görülüyor!
Önce Eren Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Mehmet Demirtaş, "Van Gölü' isminin tarihte 'Tatvan denizi' olarak anıldığını" iddia ederek, 'mal bulmuş mağribi' misali' ortalığı velveleye verdi.
Ardından, Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Sayın Mahmut Doğru'da bilim adamı olarak işini gücünü bırakarak "İsim hakkımızı geri istiyoruz. Van Gölü olan gölün ismi bundan sonra Bitlis Gölü olsun " ifadeleriyle bilim, mantık ve sosyal gerçeklere aykırı olan bu meşgaleye konumuna rağmen katıldı.
Bitlis'in yol, alt yapı gibi sorunları çözmekle sorumlu olan, Bitlis Belediye Başkanı Sayın Fehmi Alaydın'da seçimlerin yaklaştığı bir süreçte bu komik meşgalede geri kalmayarak " Yakında gölün Tatvan Denizi olarak adlandırılacağını düşüyoruz" açıklamasıyla Bitlis halkına buradayım dedi.
Bunların ardından Tatvan kaymakamı da bu safta yerini alarak açıklama yaptı.
Zaman bolluğu olan bazı kişiler bu meşgalede yer alabilir. Ancak bu meşgalede yerel milliyetçiliği körükleyecek, tehlikeli sonuçlar doğuracak ifadeler kullanmak devlet sorumluluğu taşıması gereken bilim adamı ve mülki idareciye yakışmıyor. Beyler, Van'ın bu komik işlerle uğraşacak zamanı yoktur. Zira Van ciddi ve önemli işleri uğraşıyor.Van Gölü ismini değiştirmek de hiçbir kimsenin haddine düşmemiştir. Bu rahvanın boyunu aşar
Popülizm nedir?
Son dönemlerde salgın hastalık derecesinde yaygınlaşan, Fransızca 'populisme' isim olan, popülizm kelimesinin sözlük anlamına baktım. Benzer anlamlar karşıma çıktı. Siyasî bir felsefe veya söylem biçimi olan popülizmin sözlük anlamlarımdan birkaç örnek;
*Politik durumu dramatize ederek halkın ilgisini uyandırmak amacıyla yapılan politika
*Halk yardakçılığı
*Kitleyi memnun etmek adına yine aynı kitlenin çıkarları ile çelişecek eylemlerde bulunmak
Peki, popülist kişi kimdir? Konuşmalarını özellikle heyecan yaratacak tarzda "sokaktaki adam" ın ekonomik ve sosyal gereksinimlerine yönelik olarak hazırlayan kişilermiş.
Okullarda sorunlar çığ gibi
İlimizde eğitim-öğretimin içinde bulunduğu perişan durumun içler acısı halinin nasıl ne zaman çözüleceği belirsizliğini koruyor. Buna karşın veli, öğrenci ve öğretmenlerin psikolojileri bozulmuş durumda. Okullarda yaşayan sorunlar çığ gibi. Deprem nedeniyle il dışına resmi olarak gönderilen yatılı öğrenciler geri döndü. Ama bu çocukların bir kısmı şimdi açıktalar. Çünkü yataklarında başka öğrenciler yatıyor.
Üzgün ve tepkili olan veliler, öğretmenler, öğrenciler yetkililere haklı olarak soruyorlar;
* Eğitim- öğretimde yaşanan perişanlığa nasıl bir çözüm bulacaksınız?
* Sıkıştırmalı, pres eğitim ne zamana kadar sürecek?
* Karda kışta eğitim-öğretim aynı koşullarda devam edecek mi?
* Rekabet İlköğretim Okulu'nun sağlamlığı ile ilgili ciddi endişeler var. Bu doğru mudur?
* Depremden hasar gören, karot değerleri düşük çıkan, buna karşın eğitim-öğretime devam eden okul var mı!?
* Depremde yıkılan okulların yüklenici firmaları ve sorumluları hakkında yasal bir işlem başlatıldı mı?
* Açıkta kalan yatlı öğrencilerin sorunları nasıl çözülecek?
* Okulların tatil edilmesi düşünülüyor mu?
