İkram Kali

Bir şehir kimliğini nasıl kaybeder?

İkram Kali

Yaşadığımız şehirlerin kendilerine has kimlikleri, kişilikleri ve ruhu vardır. Mimarileri, kültürleri, tarihleri şehirlere kişilik, ruh kazandırır. Bunları o toprakların üzerinde yaşayan insanlar gerçekleştirir. İnsan şehri kurar, şehirde insanı etkiler, geliştirir. Bu etkileşim kültür ve medeniyet dönüşür. Zamanla şehir ve insan birbirlerine sarmalanarak kimlik olur. 
Şehirleri birbirlerinden farklı kılan; mimarileri, tarihi, kültürü ve şehrin kadim insanlardır. Ne hazindir ki Van son 30 yılda bu anlamda çok kötü bir süreç yaşıyor. Bir asil şehir, yani Van, kimliğini kişiliğini ruhunu hızla kaybediyor.  Bakın nasıl?
Vanlı olma bilinci yok olma aşamasına geliyorsa, Van'ı sahiplenmek, aidiyet duygusu çeşitli şekillerde baskı görüyorsa, Vanlıyım demek ötekileştirilmeye kadar varıyorsa, Vanlı olmak sakıncalı duruma düşmek gibi bir hal alıyorsa, Van evleri, korunmayı bekleyen binalar rant uğruna yıkılarak yok ediliyorsa, Siyaset, milletvekilliği, belediye başkanlığı, kurum kuruluşlarda yöneticilik yolu Vanlıya kapanıyorsa, Van'ın üniversitesi, 30 yılda Vanlı bir rektör çıkaramıyorsa, Hastane gibi yerlere yabancı birilerinin isimleri verilerek gelecek kuşaklara model isim olarak gösteriliyorsa, Vanlı olmak tayin, alt kademe görevleri ve emeklilik ile eş anlama geliyorsa, Van'da Vanlıyım demek heyecanını kaybediyorsa, Vanlı Van'da kendisini yabancı hissediyorsa, Van kültürü yozlaşmaya, çirkin değişikliklere uğruyorsa,  Vanlı değerlerine cesurca sahip çıkmıyorsa,  Halk oyunlarında giysi ve figürleri, yemeklerinde lezzeti değişiyorsa, En basitinden Van Balığının adını birleri değiştirirken karşı ses çıkmıyorsa, Yağma kültürü şehri esir alıyorsa, İmar rezaleti yaşanıyorsa, Vanlının anıları, beklentileri saygı gömüyorsa, Yerel mimari izler siliniyorsa, Van'ı ayakta tutan omurga kırılıyorsa,   Van'da yaşanan sahipsizliği kimse dert edinmiyorsa, Vanlı Van'dan çekip gidiyorsa, birleri de bunu teşvik ediyorsa; o şehir kimliğini de kişiliğini de ruhunu da kaybediyor demektir.  O şehrin adı Van; kimliği,  kişiliği,  ruhu ise başka bir şey olur. 
Giden Bakanların Van Karnesi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmesinin ardından kabine değişikliği yapıldı. İçişleri Bakanlığı'na Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na Ömer Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'na Milletvekili Nabi Avcı, Sağlık Bakanlığı'na da Mehmet Müezzinoğlu getirildi.  Gelen bakanlara hoş geldin,  gidenlere güle güle diyelim.  Gelenlerin Van için yapacaklarını bekleyip, giden bakanların Van karnelerine bakalım. 
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin:  Van açısından dikkat çekici hizmeti olmadı. Van depreminde çadırda oturan Vanlılara,  " Sarayda oturuyorsunuz gel dediğiniz yok"  gafı kamuoyunda tartışıldı. Ama Van'ın uzun zamandır müjdesini beklediği Polis Meslek Yüksek Okulu'nu açamadı.  
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay:  Deprem sonrası Van'a sık sık geldi.  Tiyatroya gitti,  film izledi, ama depremden hasarlı çıkan turizm sektörünün sorunlarını dinlemek için sektör temsilcileriyle bir araya gelmedi.  Van'ın beklediği Kültür Bakanlığı Türk Halk Müziği Korusu'nu kuramadı.  Urartu Müzesi'nin 1'ci derce sit alanı içinde, Van Kalesi'nin burnunun dibinde yapılmasına sorumlu bakan olarak itiraz etmedi.  Van'ın kültürel anlamda toparlanması için kültürel ve sanatsal projeler ortaya koymadı.    
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer: Deprem sonrası eğitim ilk aşamada sınıfta kaldı. Öğretmen ve öğrencilere yeterince sahip çıkamadı.  4+4+4 sistemi de deprem döneminde başlayınca eğitim;  öğretmen, öğrenci ve veliler için azaba döndü. Kaderine terk edilen 70 yıllık Van Halk Eğitim Merkezi yenilenemedi, tek çivi çakılmadı.     
Sağlık Bakanı Recep Akdağ:  400 yataklı Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi döneminde yapıldı. Buna karşın Van'ın ihtiyaç duyduğu doktor ve sağlık personel eksiği giderilemedi.  Sistem değişiklikleri teşkilatı yordu. 4 yıldır dile getirilen Adli Tıp Merkezi ve dal hastanelerinin kurulması gecikti.  
Herkes kendi notunu versin.
TOBB'a isyan büyüyor
TOBB ve  Rifat  Hisarcıklıoğlu'na   yönelik  NACE sistemi  nedeniyle  başlayan eleştireler İstanbul Ticaret  Odası,  İstanbul Sanayi Odası, Antalya Ticaret  ve Sanayi Odası ve  daha birçok oda da isyan dönüştü. Muhalif isimler Danıştay'a dava açma hazırlıkları yapıyor. Van'da ise Ticaret ve Sanayi Odası meslek gruplarının seçim çalışmaları ve heyecanı iş yerlerinde kendisini hissettiriyor.  Üç adayın da meslek grupları renkli, şaşırtıcı isimlerden oluşuyor. Her adayın güçlü ve zayıf göründüğü gruplar var. Ama çantada keklik yok.  Listeler ellerde. Yakın markaj çalışmalar,  toplantılar, kulisler,  telefonlar, iknalar sürüyor. Seçim süreci ve çalışmaları Van'da demokrasi kültürünün gelişmesi yanında, sonuç ne olursa olsun seçime katılan bütün aday ve esnaflara  farklı yararlar sağlayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları