İkram Kali

Asker Hastanesi'ne kıymayın!

İkram Kali

Kentler uzun yaşanmışlıkların getirdiği birikimlerin şekillendirdiği yerleşim yerlerdir. Tarihi kentler ise kültürel birikim ve tarihi mirasın kalıcı izlerini taşıyan, dokusunu yansıtan özellikli yerleşim yerlerdir.    Kent kimliğini diğerlerinden ayırt eden, özgün farklılıkları olan kültürel öğelerin bütünüdür.

Kentin kimliğini etkileyen yapılar arasında askeri ve idari yapılar, sivil mimarlık yapıları, dini ve kültürel yapılar (camiiler / mescitler /kiliseler /medreseler / hanlar / bedestenler / çarşılar /hamamlar /kule /türbe / kümbet / mezarlık, su yapıları) önemli yere sahiptir.  Tarih bilinci ve kültürüyle yönetilerek planlanan kentlerde bu yapılar özenle korunarak çevreleri yeşillendirilerek geliştirilir.  

Kente kimlik kazandıran, siluetini oluşturan unsurların korunmadığı talihsiz kentlerin başında Van gelir. Tarihi yapıları yıkarak betona feda etme anlayışı kentimizde 1980’den sonra başlamış bugüne kadar devam etmiştir.  


Tarihe saygı ve vefası olan ülkeler, kentler geçmişi yansıtan sıradan bir duvarı restore edip koruma altına alırken biz güzelim eserlerimizi yıkarak yok etmeyi hizmet sayıyoruz.  
Eski Van şehrinde hamamlar, hanlar, medreseler, kentimizdeki geçmişi yüzlerce yıl öncesine uzanan 33 kehriz korunmamıştır… 1940’lı yıllarda yapılarak kentimize değer katan özgünlüğü olan eski hükümet konağı/valilik binası, gümrük müdürlüğü binası/   belediye binası/ çeşitli mahallelerde bulunan tarihi Van evleri/ Atatürk Lisesi ve 1930’lu yıllarda açılan İskele Caddesi de yık- yok et anlayışının kurbanı olmuştur.  Yıkılmaktan kurtulan yapılar eski Sanat Okulu, Tekel binası, Asker Hastanesi, TRT binasıyla sınırlıdır.   
Yıkım sırası şimdi Asker Hastanesi’ne gelmiş...   
Vanlılar, hükümetten ihtiyacı duyulan Şehir Hastanesi beklerken 2021 Sağlık Bakanlığı yatırım programından Tuşba ilçemize 150 yataklı hastane çıktı.  Buna da şükür edelim ya hiç çıkmasaydı.   


Tuşba ilçemize yapılacak söz konusu hastanenin 1985’de kapatılan, Vanlıların yeniden açılmasını istedikleri İskele Caddesi üzerindeki eski TRT Van Radyosu komşuluğundaki Asker Hastanesi’nin yıkılarak yerine yapılacağı iddia ediliyor. Bu girişim kentimizde büyük üzüntü yaratmıştır. Umarız yıkım iddiaları gerçek değildir!  Yetkililerden açıklama bekliyoruz.      


Toplumda rahatsızlık yaratan önemli bir konuya da yeri gelmişken değinmek istiyorum. Birçok şehirden daha kalabalık nüfusu olan, gündüz saatlerinde nüfusu iki katına çıkan Van’ın merkez ilçesi İpekyolu’nun devlet hastanesi ihtiyacı ve talebinin gündeme dahi alınmaması düşündürücüdür. Ayrıca hastanelerin Tuşba ve Edremit taraflarında yoğunlaşması da sağlık tesislerinin yanlış planlamasının sonucu olarak değerlendirilmektedir. İpekyolu ilçesine ısrarla hastane yapılmaması kamuoyunda spekülasyonlara neden olduğunu hatırlatmak isterim.   


Asker Hastanesi’ne gelince.

Hastane yalnızca sağlık hizmeti veren sırdan bir kamu binası değildir;  kentimizin tarihi yapısı ve hafızasıdır.   Cumhuriyet döneminde sağlık meselesi millî bir dava olarak ele alınmış, doktorsuz kalan memleketlere doktor göndermek amacıyla Zorunlu Hizmet Kanunu çıkarılmış ve salgın hastalıklarla etkili bir şekilde mücadele edilmeye başlanmıştır. Bu bağlamda Van’da sağlık kurumları oluşturularak yeni devletin politikalarına göre faaliyet yürütülmüştür. Cumhuriyetin ilk yıllarında sağlık alanındaki olumsuz tablo ve doktor eksikliğinin etkileri taşrada da ağır bir şekilde hissediliyordu. TBMM’de 1924 bütçesi görüşmelerinde Van Mebusu Hakkı (Ungan) Bey, Van’ı kast ederek; “Düşman işgalinden bu yana, memleketin bazı yerlerine hiçbir doktor gitmemiştir. Oralarda ya bir sıhhiye müdürü vardır veyahut o da gitmemiştir. Böyle yerlerde emrazı sâriye (bulaşıcı-salgın hastalıklar) daha da yayılmıştır,” demişti. Hakkı Bey ayrıca buralarda, ilacın yetersiz olduğu, hastane ve dispanserin bulunmadığını belirterek; bu konuda Sıhhiye Vekili’nden açıklama yapmasını istemişti. Bu dönemde Van’da 20 yataklı bir Doğum ve Çocuk Bakım Hastanesi ile bir Hususi İdare Memleket Hastanesi (Devlet Hastanesi)  hizmet veriyordu.  Dönemin malî konuda yaşanan bütün sıkıntılarına rağmen 1933’te Van’da bir Doğum ve Çocuk Bakımevi açılmış ve buradaki çocuk ve kadınların tedavi edilmeleri sağlanmıştır.  İkinci Dünya Savaşı yıllarında sağlık alanında yapılan çalışmaların savaş nedeniyle kısıtlı olması üzerine, Millî Müdafaa Vekâleti Van’da 100 yataklı bir hastanenin yapımını kararlaştırmıştı. Hastane inşaatına 1940’lı yıllarda başlanmıştır.  ( Abdulaziz Kardaş -Tek Parti Dönemi’nde Van’da Sağlık Sorunları ve Kurumları) 

İnşaatı tamamlanan Van Asker Hastanesi 1950’li yıllarda açılarak Van ve çevresindeki askeri birliklere hizmet veremeye başlamıştır. Geçen 70 yıl içinde hastaneden onlarca şehit askerin cenazesi memleketlerine uğurlanmış, onlarca asker gazisinin tedavisi yapılmış,  binlerce askere sağlık hizmeti verilmiştir.   
Türkiye’nin alanında uzman hekimleri asker doktor olarak hastanede görev yapmış, askerlik sonrası birçoğu sivil doktor olarak Vanlılara da hizmet vermiştir.      
Kentimizin ayakta kalan tarihi binalarından Asker Hastanesi, Jandarma Genel Komutanlığı emrinde hizmet vermekte iken, TSK sağlık sisteminin yeniden yapılandırılması çalışmaları kapsamında; 17 Ekim 2005 tarihinde TSK Sağlık Hizmetleri Komutanlığına bağlanmış. 05 Eylül 2007 tarihinde Malatya Sağlık Hizmetleri Bölge Komutanlığı kuruluşuna girmiştir. Hastane 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrası KHK kapsamında, 27 Ağustos günü 2016 yılında Sağlık Bakanlığına devredilerek Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi İskele binası olarak hizmet vermeye başlamıştır.   
Tuşba ilçemizde hastane yapılacak sayısız uygun yer bulunmaktadır.  Depremlere rağmen sağlamlığını koruyan Asker Hastanesi’nin yıkılarak yerine yeni hastane yapılması yanlış olur, yazık olur. Cumhuriyet dönemi askeri yapılardan olan binanın bahçesiyle birlikte Van Sağlık Müzesi veya kültürel amaçla değerlendirilerek kentimize kazandırılması daha doğru ve yararlı olacağını düşünüyoruz.     


Kentimizde tarihi yapıları yıkma kültürü ve beton aşkı artık son bulmalıdır. Bu anlayıştan vazgeçilmelidir. 
Meslek odaları, sivil toplum kuruluşları siyasi partiler, kentin derdini dert eden herkes Asker Hastanesi’nin yıkılarak kent hafızasının silinmesine karşı çıkması gerekir.  Vali Mehmet Emin Bilmez, milletvekilleri ve karar alıcıların bu konuda daha özenli davranmalarını bekliyoruz.  
Sonradan pişmanlık yaratacak yıkımı hep birlikte engelleyebiliriz.  Hepimizin yaşadığımız kentimizin değerlerini koruma konusunda sorumluluğu var. Sorumluluğumuzu yerine getirmeyerek bugün susarsak, görmezden gelirsek yarın eleştirme, konuşma hakkımız olamaz.    

Yazarın Diğer Yazıları