İdris Ortakaya

Sivil toplum kuruluşlarının çoğunluğu balondur...

İdris Ortakaya

STK (Sivil Toplum Kuruluşları) konusunda bir tasnif yapmak istiyorum.

Yüz binlerle ifada edilen STK’ların yüzde doksanı kağıt üzerinde görülen ve herhangi bir faaliyet üretemeyen balon kuruluşlardır.

Geri kalan yüzde onunun yüzde doksanı ise siyasi partilerin arka bahçesi konumundadırlar.

Bunların yüzde onu gerçek anlamda Sivil Toplum Kuruluşu olarak algılanabilir.

Devletin ve kamuoyunun desteğini alamayan bir STK’nın varlığını sürdürebilmesi çok zor hatta imkansızdır.

Ben İdris ORTAKAYA olarak Bütün Sivil İnisiyatif Eğitim ve Kültür Oluşumu Derneği’nin Genel Başkanıyım.

Ülkemize hizmet etmek amacı ile kurulmuş bir yapıyı planladığımız hedefe ulaştırmak için harekete başladık.

Çok ciddi bir projemizi hayata geçirmek istedik.

"Türkiye Barış ve Kardeşlik Projesi".

Bu projeyi Devlet desteği olmadan hayata geçirebilme şansına sahip değildik.

Devlet bize destek olsaydı; PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP’den bugün bahsetmezdik.

Ne yazık ki bu desteği bulamadık.

Derneğimiz de kağıt üzerinde kaldı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık isimli hanımefendiden randevu alındı.

Görüşmeye gittik.

Ben projemizi anlatmaya çalıştım.

"Güvenlik kuvvetlerimiz hayatları pahasına PKK’yı bitirmek üzere Doğu ve Güneydoğuda mücadele etmektedirler"… Bizler de STK olarak, bölgede PKK’nın ihanetçi bir örgüt olduğunu anlatmak ve bu anlamda bölgemizdeki sivil insanların örgütlenmesini sağlayarak “devletle halkın bütünleşmesi” gibi görevleri yapmak istediğimizi hanımefendiye anlatmaya çalıştık…

Hanımefendi bize para veremeyeceklerini söyledi.

Ben bu yaklaşımına çok bozuldum.

Sizden para isteyen mi oldu? diye tepki verdim.

Sizden istediğimiz, bizim yanımızda durarak, toplantı yapmak istediğimiz yerlerde, bizim can güvenliğimiz konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesine katkı sunmanızdır.

 Biz ülkemiz için bedenimizi taşın altına koyarken siz de lütfen elinizi taşın altına koyun” dedim.

Ne yazık ki hanımefendi ile doğru bir noktada buluşamadık ve toplantıyı terk ettim.

Sonra bir köşe yazımda Cumhurbaşkanımızın iş yapamayan ya da yapmak istemeyenler için kullandığı bir ifadesini yazıma başlık olarak koydum.

"Tuzluk gibi" oturanlar…

Hanımefendi ile ilgili diyaloğumuzu detayları ile yazdım ve Cumhurbaşkanımıza da gönderdim.

Bu ülke, Cumhurbaşkanımızın olduğu kadar benim de ülkem…

Ülkemiz için gerek örgütsel anlamda gerekse kişisel anlamda elimden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorum.

Bu çalışmayı lafla değil eylemlerimle ortaya koyuyorum.

Kimseden de takdir beklentisi içinde değilim.

Her şey ülkem için…

Bu güne kadar Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yüzlerce defa STK toplantıları yapıldı.

Hiç bir şekilde davet edilmedik.

Yalnızca ben değil, binlerce STK’dan oluşan Yerel yönetimler Platformu üyesi olan hiç bir STK davet edilmedi.

Bizleri ciddiye almayanları biz de ciddiye almayız.

Herkes kendine göre mücadelesini vermeli, diye düşünüyorum.

Bu anlamda STK’lardan oluşan hiçbir yapının içinde yer almayı düşünmüyorum. Zaman kaybından başka hiç bir işe yaramadığına inanıyorum. Beni aralarında görmek isteyen dostlarıma da çok teşekkür ederim. Yerel yönetimler Halk Meclisi Platformuna başarılar dilerim.

Kendi çapımda mücadelemi vermeye çalışıyorum. Ülkem için her koşulda ve her yerde canım pahasına mücadeleme devam ediyorum.

Allah herkesin yardımcısı olsun.

Bu vatan için elini taş'ın altına koyanların ellerinden öperim.

Saygılarımla...

Yazarın Diğer Yazıları