İdris Ortakaya

İşkence çok iğrenç bir uygulamadır…

İdris Ortakaya

Bırakın insanı, hayvana dahi yapılan işkence, tarifi mümkün olmayan korkuç bir uygulamadır.

Kahrolsun işkenceci alçak, namussuz yaratıklar.

Bu insan görünümündeki alçaklar ne yazık ki günümüzde de işkence yapmaya devam etmektedirler.

Hem de kendilerini medeni olarak ifade eden dünya insanlarının gözlerinin önünde...

Dünya’da işlevini kaybetmiş, beş daimi üyenin oyuncağı haline dönüşmüş olan Birleşmiş Milletler Teşkilatı, 1948 yılında, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi diye mükemmel bir metin hazırlatmış ve tüm üyelere imzalatmıştır.

Bu beyannameye göre, dini, dili, ırkı ve rengi ne olursa olsun, hiç bir insana işkence yapamaz…

Onurunu kırıcı bir davranışta bulunamaz…

İnsanın en temel hakkı yaşama hakkıdır.

Bu beyannamenin 5. maddesi "Hiç kimseye işkence zalimce, insanlık dışı aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulanamaz" şeklinde olmasına rağmen, Filistin halkına uygulanan kahpelikler görmezden gelinmektedir.

Dünyanın her tarafında zulme uğrayan, işkence edilen milyonlarca insan var…

1980 ihtilalinin işkence görmüş bir mağduru olarak, bu namussuz işkencecileri şiddetle lanetliyorum.

Yakın arkadaşım ve çok kıymetli dostum olan sayın Zülfü Canpolat, bana Doğu Türkistan’da zulme uğramış ve ağır işkencelere maruz kalan insanların resimlerini göndermişti.

Korkunç resimler.

Bu kadar gaddar davranış olamaz.

Allahın laneti bu alçakların üzerine olsun.

Bir şeyler yapamamanın üzüntüsünü yaşarken, karınca misali tarafımı belirlemeyi önemsediğim için, bu mazlum insanların durumunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu insanların tek günahları, Müslüman ve Türk oluşlarıdır.

Bu nedenle ibadethaneleri yıkılıyor.

Bu insanlar katlediliyor, işkencelere tabi tutuluyorlar.

800 yıllık camileri Çin yetkililerince enkaz haline getirilirken, nerede, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi…

Yerin dibine batsın bunlar, beyannameleri ile birlikte...

***

Evet, değerli okurlarım, DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR, diyebilen,  bir Dünya liderine sahip olmamızın çok büyük bir şans olduğunu düşünüyorum.

Hem ülkemiz için hem de dünyadaki tüm mazlum ülkeler ve insanlar için…

Dünyada hiç bir sorun masada çözülmüyor.

Önce sahada, sonra masada…

Şükürler olsun, biz hem sahada hem de masada varız.

Haklarımızı söke söke alıyoruz…

***

Tüm haçlı şeytanları bizi yok etme peşindedirler.

Yerli uşakları ile birlikte...

Ama başaramayacaklar.

Ülkemiz, yetebildiğince mazlum ülkelerin yanında olmaya çalışıyor.

Terörist örgütler ve terör devleti olan Ermenistan’a, Azerbaycan’da,  Osmanlı tokatını vurduk.

Terörist İsrail’de inşallah çok kısa bir zaman içinde Osmanlı tokatı yiyecektir.

Sonra sıra diğer zalimlere gelecektir.

20 yıl içinde, bölgenin en güçlü ülkesi olduk.

Allah liderimize uzun ve sağlıklı ömürler versin.

***

Tam bağımsız Türkiye için ;

"Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın.

Yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim...

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşcesine,

Bu hasret bizim" diyen, büyük üstad Nazım Hikmet’i rahmetle anıyorum…

Biz tüm insanlık alemini, yaradandan ötürü severiz.

İnsan hakları beyannamesi bizim karekterimizdir.

Tüm insanlığın Nazım Hikmet’in şiirindeki gibi yaşamaları özlemimizdir.

Allah, DEVLETİMİZİ İLELEBET VAR ETSİN…

Saygılarımla…

 

 

Yazarın Diğer Yazıları