İdris Ortakaya

Haçlı Ordusu ve Yerli İşbirlikçileri

İdris Ortakaya

Hıristiyan dünyası birlik ve beraberliklerini devam ettirmek için önlerinde bulunan her türlü engeli aşarak, dünya egemenliklerini devam ettirmenin yollarını ararken her yolu meşru sayan bir anlayış içinde hareket ederler.

Geçmişte, bu emperyalist düşünce sahipleri, sömürmeyi düşündükleri ülkeyi işgal eder ve o ülke halkını baskı ve zulümle sindirerek diledikleri gibi ülkeyi yönetirlerdi. Sonrasında; işgal altında olan ülke insanları bu işgal edilmişliği onursuzluk olarak değerlendirip ya istiklal ya ölüm mantığı ile örgütlenerek savaşmaya başladılar. Bu savaşlar emperyalist güçlere zarar vermeye başlayınca, bu zararı asgariye indirgemek için yöntem değiştirmek zorunda kaldılar.

Günümüzde bu güçler sömürmek istedikleri ülkeleri işgal etmiyor. O ülke insanlarından oluşan bir yönetimi işbaşına getirerek kendilerine yerli işbirlikçiler oluşturarak diledikleri gibi sömürü düzenlerini kuruyorlar. Bu yöntem daha az zararla daha çok kazanma yöntemidir. Irak işgali Saddam Hüseyin yönetimine son verme girişimiydi. Saddam Hüseyin’in yerine Iraklılardan oluşan kendilerine yakın, istediklerini harfiyen yerine getirebilecek bir yönetim oluşturdular. Irak’ın tüm petrol kaynaklarını yüz yıl boyunca anlaşma imzalatarak kendilerine akmasını sağladılar. Emperyalizmin yeni işgal yönteminin somut bir göstergesidir, Irak örneği.

Gelelim bize… Hatırlayın! Osmanlı İmparatorluğu haçlı saldırısı ve işgali sonucunda topraklarının çok büyük bir bölümünü kaybedince bu ihanet çeteleri Osmanlı Ruhunun yok olması için büyük bir çaba içerisine girmişlerdir. Dünyaya altı yüz yıl egemen olan Osmanlı’nın, asli unsurlarının Türk milleti tarafından öğrenilmemesi için çalışanlar, o dönemi, kardeşin kardeşi katletdiği bir dönem olarak topluma lanse ederek, eleştiri odaklarını yükselttiler.

Yeni oluşan Cumhuriyetimizi de diledikleri biçimde dizayn eden ve yüz yıl boyunca her türlü egemenlik haklarımızı gasp eden bu kendini bilmezler tüm kaynaklarımızı, İstanbul, Çanakkale boğaz geçişlerini de uluslar arası sözleşmelerle tahakkümleri altına alarak elimizi kolumuzu bağlamışlardır.

Doksan yıllık geçmişimizde emperyalizmin işbirlikçileri, ülke yöneticilerimizden çok fazla rahatsız olmamışlar, zaman zaman bazı yöneticilerin kısmi isyanı olsa bile onu tesirsiz hale getirmişlerdir. Örneğin Ecevit gibi, Erbakan gibi, Özal gibi ses çıkarmaya çalışanların seslerini kesmişlerdir.

Son on yıl Osmanlı ruhunun geliştiği ve emperyalizmin gerilediği bir dönemi yaşamaktayız. Ülkemizi yönetenler uşaklık etmemektedirler. Tüm güçleri ile ülkenin bağımsızlığını savunarak her türlü iş ve işlemi kendi bildikleri çerçevede değerlendirerek egemenlik haklarını kimseye kullandırmamaktadırlar. Ülkemizi yönetenlerin bu yaklaşımı emperyalist güçleri kudurtuyor. Kuduz köpekler gibi her taraftan saldırılarını sürdürmektedirler.

2023 yılı miladımız olacaktır. Petrol kaynaklarımız ve diğer egemenlik haklarımıza ilişkin sözleşmelerin sona ereceği bir milattır, o tarih…  Ülkemizin bağımsız bir ülke olması işlerine gelmiyor. Bu anlamda ellerinden gelen her türlü olumsuzlukları yapıyorlar. Ülkemizde iç savaş çıkarmak için PKK’yı görevlendiriyor, PKK’ya hem silah desteği hem de personel desteği sağlıyorlar. PKK’nın terör estirdiği Doğu ve Güneydoğu bölgemizde birçok yabancı ajanlar ise askerimizi ve polisimizi şehit etmeye devam ediyor…

Hatırlayalım! Suriye batağına bizi itmek istediler. Rusya ile savaştırmak istediler. İran ile savaştırmak istediler. Hiçbir olay onların istediği biçimde yürümedi. Şimdi Ülkemizdeki işbirlikçi hainleri bir araya toplayarak PKK ile bir güç birliği oluşturmaya çalışıyorlar. Örgüt taraftarı olan ve Fetullah Gülen’in fahri başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Abant’taki toplantısında Cemaat, PKK ve CHP uzantıları ile Cumhuriyet, Zaman Gazetelerinin temsilcileri kol kola devletimize kin ve nefretlerini kustular… Buna bir dönem AK Parti’de siyaset yapan Hüseyin Çelik ve Bülent Arınç’ı da eklediğimizde ne durumdayız siz düşünün?

Evet değerli okurlarım, Kurtuluş savaşı yeni başlıyor. Bu savaşta herkes safını belirlemek zorundadır. Ya haçlı işbirlikçilerle birlikte olacaksın ya da Devletinin yanında canla başla olup Kurtuluş savaşına katkı sunacaksın.

Ülkemizdeki tüm şer güçler birlikte hareket ederek Haçlı ağababalarına hizmet etmektedirler. Hep birlikte ülkemizi, devletimizi yenebileceklerine inanmaktadırlar. Allah’ın gücünden haberdar değildirler. Allah ülkemizle birliktedir. Hiçbir güç Allah’ın izniyle bize karşı galip gelemeyecektir. Haçlı seferi düzenleyenlerin ve yerli işbirlikçilerinin hevesleri kursaklarında kalacaktır.

Başta İngilizlerin sonra tüm haçlıların korkulu rüyası olan Osmanlı ruhu yeniden canlandı.

Bu ruhun önünde hiçbir güç duramaz.

Allah yar ve yardımcımız olsun.

Saygılarımla

Yazarın Diğer Yazıları