Hikmet Aksoy

Tarım ekonomisi nerede? Sanayii ne oluyor?

Hikmet Aksoy

Ekonomiden haberdar olmak istemiyorum. O nedenler de gazetelerin ekonomi sayfalarını es geçiyorum.

Televizyonda ekonomi haberlerini dinlemiyorum.

Moralim bozuluyor. Asabım geriliyor.

Zaten pazara çıktığımda yeterli şekilde zam karşılıyor herkes gibi beni de...

"Niçin böyle oldu?" diye düşünüp yorum yapan sağlıklı bir kafa yok ortalıkta.

Herkes günlük konuşup yazıyor.

Dünü irdeleyip, bugünün olumsuzluklarına dün nasıl temel atıldığına dikkatler çekilmiyor.

Ekonomide "gelir-gider dengeleri" konusunda duyarlılık gösterilmezse; bugünkü sonuçların geçmişte de yaşandığını bilsek bu duruma düşmezdik herhalde.

Ekonomi bilmemek bir yana, geçmişi unutmak da başarısızlığın nedenidir böyleleri için...

***

Ekonomi rüzgarı her zaman kendi kuralları içinde eser.

Başarı için sırasında rüzgâra karşı duracaksın, ama akıllı duracaksın, önlemlerini sağlam alacaksın.

"İş becereyim, aş kotarayım" sevdası/hevesi ile rüzgâra karşı işerseniz üzerinizi pisletirsiniz.

Gazetecilikte haberin tam anlamıyla yazılması için; "ne-kim, nerede, ne zaman, nasıl, niçin" sorularının yanıtlanması gibi; ekonomide de atılacak her adımın belirttiğimiz sorulara bir yanıtı olmalı.

Olmazsa, boşlukta kalan her soru mutlaka önünüze sorun olarak çıkar bir süre sonra...

Ekonomide istikrar için "akıllı ekonomik ısrarı" unutursanız, kendi olanaklarınızla dünya ekonomi hareketlerini dengeli götürmeyi düşünmezseniz;  geçmek zorunda olduğunuz köprüleri sel aldığını görürsünüz.

Bir insan; üretmeden, hep pazardan alarak nasıl yaşama tutulabilir ki?

***

Dünya bir büyük pazar... Bu pazarda her ülke kendi ürünlerinin ilgi görüp alıcı bulmasını ister. Bu pazarda iklim koşullarının elverdiği her ülkenin kendi özel ürünlerini alıcılara teşhir edilir.

Ülkemizin dünya pazarlarına sunduğu "özel ürünler" arasında Gaziantep fıstığı ve Karadeniz fındığı var.

Bugün bu iki ürün, ülkemizle aynı iklim kuşağı ülkelerce de üretilmesi için yoğun bir çalışma yaptıkları dikkatlerden kaçmıyor.

Ne ki, dışarıya döviz gitmesin, fıstığı, fındığı biz üretelim düşünüyor bu ülkeler.

Yanlış değil, doğru bir düşünce ve anlayış bu..

Olaya bizim açımızdan baktığımızda bu aleyhte gelişmeye karşı fındıkta  -maalesef- yanlış üretim politikaları sürdürülüyor.

Üretimi konusunda; hiç fındık üretimi yapmayanla, üretim yapan üreticiye aynı alan için aynı teşvik veriliyor.

Üretim böyle bir yanlış anlayışa teslim edilmişken, yaşamı fındık üretimine bağlı insanlar ürünlerinin piyasada fiyat bulamayışının  üzüntüsünü yaşıyorlar ayrıca.

Güya fındık üretiminde dünya birincisiyiz.

Şaşılacak bir durum değil mi?

***

Ülkemiz ya da geri kalmış ülkeler "birden" sanayileşecek  diye bir koşul yok.

Sonra tüm dünya ülkeleri sanayileşse ne olacak?

Tarım ülkeleri, sanayileşen dünyada giderek önem kazanıyor. Türkiye bu ülkelerden biri...

Bu gerçekler karşısında  hiç vakit geçirmeden; tarımı unutmadan  kalkınma hamleleri düşünmeli/gerçekleştirmeliyiz.

Ama bu gerçeği önce siyasetçi bilmeli...

Türkiye büyüyor, nüfusu daha hızlı büyüyor.

İşte tüm sorunlar bu noktada...

Yazarın Diğer Yazıları