Hikmet Aksoy

Siyasetin Seviyesi Bir Yükselse Ya!..

Hikmet Aksoy

İnsanoğlunun içine çöreklenen "çıkar hastalığı" nedeniyle toplumun ne denli sorunlarla karşılaştığını görüyor/yaşıyoruz. Bu yetmiyormuş  gibi bir de  "particilik hastalığı" ortalığa bulaşınca varın gerisini siz tarif ediniz…  Siyasetin özünde bulunmaması gereken bir tür ayrımcılık/particilik düşüncesi son yıllarda daha bir sırıtır oldu. Toplumsal huzuru bir kene gibi kemiren bu ayırım/particilik hastalığının önünün kesileceği konusunda pek de olumlu bir manzara/tablo yok ne yazık ki…

Yerel yönetimlerin başına  -hangi partiden olursa olsun- geçen muhteremlerin siyasal bir bağı/bağlantısı  bulunmasını ister misiniz?

" - Olmasın isteriz!..  Başkanlık makamında ona oy vereni de, vermeyeni de  temsil ediyor çünkü…"  diyorsunuz.  Doğru düşünüyor/söylüyorsunuz. Yerel yönetimlerin başı olan Belediye Başkanları ve de muhtarlar  üstlendikleri görevlerden ötürü  -hele de muhtarlar-  her tür siyasal hareketlere  "tarafsız gözlük"le bakmak durumunda ve konumunda olduklarını artık öğrenmeleri gerekiyor.

Bu olgun demokratik  anlayışı  - maalesef-  göremiyoruz ortalıkta…

Muhterem,  Belediye Başkanıdır, yapılacak milletvekili  seçimi için kasabasına gelen  daha önce mensubu olup seçildiği partinin  adayı ile  propaganda gezilerine katılıyor. Beşüş bir çehre ile  seçmenlerin arasında dolaşıp, milletle öpüşme yarışı  yaparak  "siyasal rol"  kesiyor her gün… Sorsanız;  "Başkanım bu ne hal?.."  diye,  alacağınız yanıttan o değil, siz utanırsınız:

"-Bizim partinin adayı da!.."

Muhtarların durumu daha da kritik… Hiçbir partinin  seçilmeleri  için liste yapamadığı muhtarlar bulundukları konum itibariyle ve de   demokrasi adına daha bilinçli olmak durumundalar.

Adam ne demiş?,  "Nerede öyle enişte?.."   Muhtarların köylerine/mahallelerine hizmet almak  için dün de, bugün de iktidardaki partinin  yanında durdurulmak istendiğini  hepimiz biliyoruz. Böyle bir manzaranın  tartışılır pek çok yanı var elbet. Muhtar köyde ya da mahallede devleti temsil eder ve karşılığında maaş alır.

Devletin köydeki maaşlı/aylıklı, tabancalı temsilcisi/memurudur  muhtarlar başka bir ifadeyle…

Ama bu  güzel rengi demokrasi tablosunda niçin göremiyoruz?

Kimi siyasetçiler yoğun seçmen topluluğuna ulaşıp mesaj verebilmek  için öncelikli çıkar yolu  "şirinlik muskası" takıp muhtarlara yakın durmayı yeğliyor kendilerine. Muhtar ne yapsın? Siyasetçi köyüne  gelmiş, bir çay içecek, derdini anlatacak. Anlatsın anlatmasına sorun değil de,  zor pozisyondaki muhtarı da azıcık düşünse… 

Geçen yerel  seçimler  öncesindeydi.  Büyükşehir Belediye Başkan adaylarından biri  muhtarları yemekli toplantıya çağırdı.  "-Çağırır… Ne var bunda ki?" derseniz. Ben de  "Herhalde  aralarında  elâ gözlü birini arıyordur" desem gülersiniz elbette.  Büyükşehir Belediye  Başkan adayı değil de;   bir Bakan, Vali, Kaymakam, devletin bir  daire müdürü köye gelecek hizmetler için muhtarlarla toplantı düzenlese buna katılmakta ne beis/sakınca olur ki?..

Ama, seçim öncesi bir siyasi parti başkan adayının muhtarlarla toplantı yapmak istemesi çok "su kaldırır" dersem  yanlış olmaz herhalde.

Şimdilerde de kimi siyasetçilerin muhtarlar üzerinden siyasal çıkar sağlamak istediklerine ilişkin haberleri gazetelerden okuyoruz ne yazık ki… Devletin köydeki/mahalelerdeki temsilcileri üzerinden siyaset yapmanın çirkinliğini görüyorsunuz.

 " Siyasal etik"  diye bir şey kalmadı ortalıkta… Böyle olunca da siyasetin/demokrasinin seviyesi bir türlü yükselemiyor bu ülkede.

Yazarın Diğer Yazıları