Hikmet Aksoy

Cumhuriyet ve onu koruyup kollamak...

Hikmet Aksoy

Son dönem siyasetinde dillere pelesenk olan " değişim ve dönüşüm", sözcükleri üzerinde hiç durmadan ahkam kesip kendilerine yontanları, dışarıdan acıyarak/üzülerek  izliyorum.

Neyin değişimi?

Neyin dönüşümü?

Niçin/neden değişim ve dönüşüm?

Ortada sergilenen eylemlere, dahası taktiklere bakıyorum, samimiyetten uzak; keser gibi hep kendine yontan bir bir anlayış ve onun yarattığı natürmort ortam/manzara...

Hep yerleşik değerlere yönelik eylemler.

Sanki bu düzen; bu Cumhuriyet yönetimi, bu yerleşik değerler manzumesiyle bugünlere gelmedi...

Yıllar önce örülmüş, yerleşmiş, oturmuş/sağlam duvardan, Cumhuriyet'in temel ilkelerinden zorla taş söküp almak ve atmak şaşkınlığı...

Yerleşik sistemi/programı kaldırıp ortamı kargaşaya, belirsizliğe dönüştürme bilmemezliği...

İlkokullarda çocuklarımızın göğüslerini gere gere, gururla söylediği "Andımız"ı böyle bir şaşkınlıkla kaldırmadık mı?

Eğitim sistemiyle oynamayı; ülke birliği açısından değil, yerleşik değerler açısından değil, sırf siyasal amaçlar için değişime tabi tutmadık mı?

Kimlerden aferin aldık?

Ulus olma heyecanını aşılayan "Andımız"ı kaldırarak ne  kazandık?

***

Taşıt sürememek kabahat değil, ayıp değil, suç hiç değil...

Ama "Ben şoförüm!.." deyip taşıtı sürmeye kalkmak/heveslenmek ve onu yuvarlamak, bir suçtur sonuçta...

Nedendir bilinmez; bilisiz oldukları halde kimilerin "Ben bilirim, ben yaparım..."  aşırı hevesliliğinden  kaynaklanan ahmaklık/akılsızlık  durumlarıyla sık sık karşılaşır olduk.

Birbirini tutmayan söylemler...

Birbirine ters düşen eylemler... Ve de çok bilmişlik... Ama sonuçta çuvallama...

***

 Cumhuriyet'in kuran kadroların hangi söylem ve eyleminde birbirini tutmayan bir husus var söyler misiniz?

Ev inşaa etmek/kurmak zordur...

Hele içinin düzenini kurmak, donatmak uzgörü işidir, beceri ister, us/akıl ister.

Başta Mustafa Kemal Atatürk ve Arkadaşlarının bu ulus için "Hayat-memat meselesi" görüp; gece ve gündüz hiç durmaksızın çalışıp bizlere armağan ettiği bu yurdu ve O'nun Cumhuriyet rejimini öteden beri yıkmak isteyen iç ve dış odaklı alçak güçlerin önünde durmayı ve onları "tar-u mar" etmeyi hepimiz bir yurtseverlik borcu bilmeliyiz.

 Bugün böyle alçakça/sinsi bir saldırıya maruz kalmışız.

Hepimiz uyanık olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları