Erdal Şahin

BİR KIŞ İSTERİM

Erdal Şahin

Her mevsimin kendine has özellikleri ve güzellikleri vardır. Bahar denince doğanın kabuk atması, dünyanın çehresinin yeşille ve sayısız renklerle neşv-u nema bulması ve toprağın canlıların dirilişi akla gelir. Yaz sıcaklığıyla ve her bir ürünün yeşerip vücuda gelmesi bereketi ve hasadıyla bilinir. Sonbahar ise bir yılın ihtiyarlık çağını ifade eder. Dünyanın rengi artık ölüm rengindedir. Sonbaharda her yer sararmış ve adeta bir göçe hazırlanmış gibidir. Mevsimler içerisinde kışın da ayrı bir güzelliği vardır. Kış mevsimi doğa için ölümü ifade eder. Kar yağınca yeryüzü adeta bir sükuta bürünür. Doğa ve canlılar baharda yeniden bir diriliş için kış uykusuna yatarlar. Yeryüzündeki yaşamın ve hayatın devamlılığı için her bir mevsim muazzam bir denge üzerine hareket eder. Tıkır tıkır işleyen bu muhteşem sistem yaşama nice güzellikler ve en önemlisi de bir anlam katar.

Şimdiki kışlara bakınca insanın “ ah nerede o eski kışlar” diyesi geliyor. Kış mevsiminin güzelliklerini yaşama, onları en güzel şekilde hissetme anlamında eski kış mevsimlerinin ayrı bir yeri vardı. İnsanlar modern zamanlarda her şeyde olduğu gibi mevsimlerin ve onlardaki güzelliklerin tadına varmadan onları doya doya yaşamadan ömür tüketiyorlar. Kuşkusuz teknolojinin şehirleşmenin ve ulaşım imkânlarının bu kadar olmadığı, gelişmediği eski zamanlardaki kış mevsimlerinin tadı bir başkaydı. Karlar düşmeye başlayınca yere, ilkbaharda kalkana kadar hayat adeta durulurdu. İnsanlar üç mevsim çalışır kışında bir nevi dinlenmeye çekilirdi. Özellikle köylerde insanlar kendilerine daha çok zaman ayıracak fırsatı yakalarlardı. Çocuklar en güzel oyunlarını kış mevsiminde kar ile oynarlardı. Hangimizin hafızasında en güzel çocukluk anıları, oyunları bir kış mevsimine ve kar ile olanlarına değil ki. Örneğin karda kayma, kardan adam yapma ve kartopu fırlatma, yâda üstümüzü başımızı ıslattığımız için annelerimizden azar işitme zihnimizde kalmış en tatlı hatıralar anılar değil mi?

Şimdi kendi ellerimizle yaşanmaz kıldığımız bir dünyada, bir hayatta artık kışın güzelliklerini, karın sıcaklığını göremez his edemez olduk. Güzelliklerle yaşamayı, güzelliklerin tadına varmayı, eşya, zaman ve mekân ile olan gerçek diyaloğumuzu ve hikmet nazarımızı yitirdik zira. Şimdi de kış gelir kar yağar yeryüzü beyaz rahmet ile donanır, ancak bunun zevkini tatmayı bundan keyif almayı unuttuk. Kışın kaloriferli doğalgazlı, konforlu lüks evlerimizde yaşıyoruz, fakat sobayla ısıtılan evlerin sıcaklığını vermiyor. Elbette bu durumun suçlusu ne kış mevsimidir ne kardır ne konforlu evlerimiz nede hayatımızı kolaylaştıran son teknoloji ürünü eşyalarımız. Galiba suçlu bizleriz, hayata eşyaya nesnelere ve doğaya ondaki ayetlere olan yanlış bakış açımızdır.

Bir kış isterim, karın bol bol yağdığı ancak kimsenin bundan dert yanmadığı, aksine insanı güzelliğiyle ısıttığı ona huzur ve mutluluk verdiği bir kış. Bir kış isterim çocukların en güzel oyunlarını onda oynadığı ardından güzel baharlara umutla yol alıp beklediği bir kış. Bir kış düşünüyorum uzun kış gecelerinde annelerin çocuklarına en güzel masalları anlattığı, onları sıcacık yürekleriyle ısıtıp sarmaladığı şefkat ve merhameti öğütlediği bir kış. Bir kış isterim insanın sadece kendini değil doğada yaşayan yabani hayvanları bile düşündüğü özellikle bu mevsimde yiyecek bir şeyler bulma noktasında zorluk çektikleri için insanların onları da düşünüp yaşadıkları yerlere yiyecek bir şeyler bıraktığı ve onlarında zarar görmediği bir kış. Bir kış isterim yağan beyaz rahmetin tıpkı dünyanın çehresini değiştirip ak kıldığı gibi kirlenen yüreklerimizi, duygu ve düşüncelerimizi de pak ve temiz kılacağı bir kış. Bir kış isterim, her kar yağışında insanların sevdikleriyle birlikte romantik duygular ile bunun tadını çıkarttığı ondan hoşnut olduğu mutluluğunu çoğalttığı bir kış. Bir kış isterim, insanların onu güzel bir baharın muştucusu olarak gördüğü ve bütün zorluklarına rağmen sabrettiği, her zorluktan sonra mutlaka bir kolaylığın bir güzelliğin geldiğini anladığı böyle okuduğu bir kış. Sizler de böylesi güzel yaşanacak ve yaşatılacak bir kışı kışları istemez misiniz? Öyleyse ne duruyorsunuz/duruyoruz bu sizin bizim elimizde. Haydi, hep birlikte kışa/kara karşı olan eksik yâda yanlış bakışımızı değiştirelim ve kışın/karın güzelliklerini fark edip onları doyasıya yaşayalım. Böylece güzel bir bahar mevsimini dört gözle ve heyecanla bekleyip ona mutlulukla girelim.

Yazarın Diğer Yazıları