Emine Aktaş

Hayatımdır fani, dostumdur baki

Emine Aktaş

Değerli okurlar bundan böyle Van'ın sesi özgür, bağımsız, tarafsız, 81 yıllık gazetesi Vansesi'nde sizlerle birlikte olacağım. Fani dünya üzerinde her birimiz belli başlı isteklerle yaşıyoruz. Belki de ancak bu şekilde sürdürebiliyoruz hayatı. Oğlum öğretmen olsun, kızım iyi bir kısmet bulsun, iyi bir eğitim göreyim, zengin olup mal mülk içinde yüzeyim gibi nice isteklerimiz vardır. İşte hayat bu isteklerimizi amaç edinip uğruna soğuk terler dökünce anlam kazanıyor. Biz bu istek ve hayallerin peşinden koşarken, sonra ne mi oluyor? Günler günleri, yıllar yılları kovalıyor. Bir bakmışız gün gelmiş kimimiz zafer bayrağı dikiyoruz elde ettiklerimizin tepesine, kimimiz usul usul boğuluyoruz hayallerimizin battığı suda. Velhasıl hayat böyle iniş çıkışlardan ibaretken en büyük ihtiyacımız çıkıyor ortaya. Bir dost eli... Çok uzak bir o kadar yakın dostun, kardeşin... Yeri geldi mi anne, baba şefkatiyle sımsıkı saracak bir el…

 

İyi bir dost hakikatli bir hayat arkadaşıdır bir nevi. Dostunla muhabbetini sual etmeyeceksin, kalbinden kalbine yol olacak çünkü. Mutluluğunda herkes gibi acında üzüntünde hiç kimse gibi olacak. İyi seçeceksin dostunu. Çünkü zor gününde o olacak yanında. Gecenin bir vakti kapısını vurduğunda ne oldu demeden sana, başını omzuna koyup ağlayacaksın. Hadi gidiyoruz dediğinde 'Nereye?' diye sormadan tereddütsüz senle gelecek. İncinmişliğin ve incitmişliğin çok olduğu bu dünya da kapısında huzur içinde dinlendiğindir, soluklandığındır dost. Dünyanın boğucu dalgaları içinde sığındığın limandır, huzurdur dost. Hiç beklemediğin anda özlemini yüreğinde hissedecek, duanı anlamlandıracak. Seni, sen olduğun için hatalarınla kabul edecek, sıkıntında, mutluluğunda engellere rağmen sana gelecek. Elinin sıcaklığı, yüreğinin merhameti, sözlerinin yumuşaklığı ile yüreğine dokunacak. Tüm farklılığınıza rağmen aynı rengi yaşayacaksınız onunla. Kendine bile söyleyemediklerini hissedecek dostun. Dostluğunda zaman olmayacak, mekan olmayacak. Dostluğun zamana meydan okuyacak. Zamansız olacak dostluğun. Hatta gün gelecek yüksek dozda mutluluklar yaşatacak sana hayat. Onun yanında alacaksın soluğu, onunla paylaşacaksın. Bir mucize ya katbekat artacak mutluluğun. Öyle çok anlam yüklemelisin ki dostuna, kimi zaman yalnızlığın, kimi zaman hüznün, kimi zaman mutluluğun olacak. Onlarca keşkenin arasında kocaman iyi kin olacak dostun.

 

Ve vefa...

 

Hasların vasfı...

 

Dostunla ağladığın, dostunla güldüğün, dostunla saçmaladığın anın tohumudur vefa. Vefa, dostun en güzel süsü, yüzüne yansıyan nurudur. Dostu dost yapandır. Mesafeler girsin aranıza, uzunca bir zaman geçsin, iletişim kopsun bi haber kalın birbirinizden. Sonra kader ya, tekrar bir araya geldiniz. İlk günki gibi, hatta ondan öte olacaksınız. Bilirsin can parçandır o, dostun, vefalın... Ya da kötü bir dönem geçirmeniz sebebiyle tartışacak kırgınlıklar yaşayacaksınız. Onsuzluk senin derdin olmaya başlayacak. Yediğiniz içtiğiniz ayrı olduğu zaman hüzün kaplayacak içini ama tatsızlık hayali bir bulut gibi geçip gidecektir aklından, unutulacak kötü günler. Dalmaya başlayacak en mutlu günlerinize en hoş sohbetlerinize. Geçmişin sokaklarında gezdirecek seni. Dostundur o, benzemez kimseye.

 

Paylaşmak ne hoş ne güzel ama hak edenle, gerçekten hissedenle. Ekmeğini paylaşırsın, elbiseni paylaşırsın, geçicidir bunlar. Asıl kıymetli olan duygu paylaşımıdır. Acını, tatlını, sevgini, öfkeni paylaşacaksın hiç çekinmeden, tereddütsüz. Dostun var orda dipsiz kuyu gibi. Ona verdiğin onda kalır. Tartar ölçer seni. Doğrunu da görür yanlışını da ve bunları en uygun şekilde bizzat sana söyler. Hatanı herkes gibi değil, herkesten farklı söyler sana. Çünkü seni senden iyi tanır. Tabi her hatanı söyleyene, yanlışını düzeltene dost demeyeceksin. Ne demiş Mevlana ' Dost acı söyleyen değil, acıyı tatlı söyleyebilendir.

 

Tek geldik, tek gideceğiz dünyadan. Ne kefenimizin cebi var bir şey götürelim ne bir mesaj aracı öteki dünyadan buraya. Bunca yeniliğin arasında etrafı çitlerle çevrili bir bahçe misali hayatımıza ne kadar ağaç dikersek o kadar iyi. Hele bir de meyvesini alırsak tadından yenmez. Öyle ki diktiğimiz her ağaç hayatımıza anlam katan bir insan, karşılığında aldığımız her meyve onlardan gelen bir avuç sevgi, sadakat, aşk, dostluk ve vefa.

 

Sahi vefa olmadan dostluk olur mu?

Yazarın Diğer Yazıları