Ekrem Örskıran

Mevlid

Ekrem Örskıran

 “Ben, adil bir sultan zamanında dünyaya geldim”  Hz.Muhammed(a.s.v)

Zamana iz düşüren bu adil hüküm dar, saltanat süresi 531-579 yılları arası olan, XX. İran Sasani kisrası” “Nuşirevan”dır. Asıl adı Hüsrevdir. Tarihi kaynaklarda, Nuşirevan’ın adaletiyle ilgili pek çok kayıtlar bulunmaktadır. Bunlardan birisi şudur: Hz.Ömer ile Amr ibn-ı As müslüman olmada önce gençlik dönemlerinde, satmak amacıyla İran’a beraberlerinde arap atları götürürler. Medayin şehrine girdiklerinde, etrafı muhafızlarla çevrili bir alanda bir grup gencin cirit oynadığını görürler. Onlar da seyretmeğe dalarlar. Bir müddet sonra o gençlerden biri gelip bunların atlarını gasp ederek, muhafızlarla birlikte alıp götürür, bunlar bir şey yapamazlar. Kaldıkları han’a döndüklerinde, hancı bunları üzüntülü görür ve ne olduğunu sorar? Onlarda durumu anlatırlar. Hancı, o Nuşirevan’ın oğludur. Nuşirevan her gün tahtını falan meydanda kurar, halkını dinler, siz de yarın gidip derdinizi anlatın mutlaka bir çözüm bulur, der. Ertesi günü Nuşirevan’ın taht kurduğu yere giderek mütercim aracılığı ile durumu anlatırlar. Nuşirevan da bunlara biraz para vererek savuşturur. Hana geldiklerinde hancıya olayı anlatırlar. Arabaya da bilen hancı, demek kendi oğluna iltimas geçiyor, ben yarın gider kendim anlatırım der.

Hancı ertesi gün gider ve olanları olduğu gibi Nuşirevan’a anlatır. Nuşirevan, derhal atları buldurarak teslim eder ve ciddi bir para da verir. Ancak; hancıya derki, bunlara söyle şehrin iki kapısı var çıkarken biri bir kapıdan diğeri de öbür kapıdan çıksınlar. Hz.Ömer ile Amr ibn-i As işlerini bitirip ayrı ayrı kapılardan çıkarlarken bakarlar ki, bir kapıda Nuşirevan’ın oğlu, diğer kapıda da yanlış tercüme yapan mütercim asılmış. Bu ve benzeri çokca olaylardan sonra kendisine “Anuşirevan-ı Adil” denilmiştir. Nuşirevan, Göktürk Hakanı’nın kızıyla evlenir, ondan 3 kızı olur. İran, Hz.Ömer zamanında fethedildiğinde bu kızlar esir düşerler, Hz.Ömer bu kızlardan Şehr-i Banu Gazele yi, Hz.İmam-ı Hüseyin’e verir. İmam-ı Zeynel Abidin bu hanımdan olur. Başta 12 İmam olmak üzere, tüm Seyyidler bu soydandır. Vakta ki, Hz.Ömer Halife, Amr İbn-i As da Mısır Valisidir. Amr İbn-i As bir yahudi nin arsasını, rızası hilafına gasp eder. Yahudi Halife Hz.Ömer’e şikâyette bulunur. Hz. Ömer, bir kemik parçasına bir şey yazar bunu valiye götür der. Kemik parçasına şunu yazmıştır.”Ya Amr şunu bil ki,ben Nuşirevan’dan daha adilim”Amr İbn-i As bu yazıyı okuyunca sapsarı kesilir ve derhal araziyi iade eder.

Rebiu’l evvel ayının onikinci gecesiydi, İran şiddetle sallandı. Nuşirevan’ın sarayı ikiye ayrıldı,14 çıkma balkonu yıkıldı. Bu arada Nuşirevan da rüyasında, bir alay serkeş Arap develerinin yanlarında bir bölük Arap atlarıyla Dicle nehrini geçip İran topraklarına girdiğini görür. Sabah uyandığında, Sava  gölünün battığını, İstahr-abad’da bin seneden beri hiç sönmeden yanan mecusilerin ateşinin söndü ğünü,Semave vadisinde suların taşıdığını da duydu. Aynı gece, Mekke’de tüm doğu ve batıyı kuşatan bir ışık görülmüş, Kâbe’de putlar devrilmiş, gök yüzünden sağanak halinde meteor taşları, Kur’an’ın inzaline perde olmasın diye, yağarak kahinlere haberler getiren casus şeytanlar imha edilmişti.(Araplar yıldız yağdığı gece demişlerdir) Nuşirevan, bunların tesadüf olmadığın, çok iyi anlamıştı. Hemen başdanışmanı bilge kişi ”Mube zan’ı” çağırarak bu olayların ve gördüğü rüyanın yorumunu sordu? Mubezan bu olanları, rüyayı ancak Şam’da bulunan kahin “Satıh’ın” yorumlayabileceğini, söyledi. O tarihlerde Şam, Sasani devletine bağlıydı. Nuşirevan, Mubezan’a Şam’a gitmesini emretti. Mubezan Şam’a gidip Satıh’ı buldu. Satıh, vücudunda kemik olmayan, yüzü göğsünde, devamlı sırt üstü yatan, uzun yaşamış, gelecekle ilgili kehanetleri olan meşhur bir kâhindi. Mubezan yanına vardığında gözleri kapalı ölmek üzereydi, ona tesirli sözler söyleyince, gözlerini açar ve daha kendisine bir şey sorulmadan şunları söyler: Ey Mubezan,”O dem ki, tilavet çoğala ve Sahib-i Hirave zahir ola (Kılınç sahibi belli ola)Nar-o Faris söne, Semave vadisi taşa ve Save gölü bata, on dört şehinşsh gele devlet yıkıla, der ve vefat eder. Mubezan süratle Medayin’e gide-tek Nuşirevan’a yorumu anlatır. Nuşirevan 14 hükümdar çok zaman diyerek teselli olur. Oysaki, Sasani de taht kavgaları olur, 4 yıl da 10 melik ve melike değişir. Sasani devleti de, Hz. Ömer zamanında fethedilerek Müslümanların eline geçer. Alemler’e rahmet olarak gönderilen” Muhammed (a.s.v.)teşrifiyle, nuruyla Kainattaki karanlıklar aydınlanmış, varlık alemini saran sır perdeleri aralanmış, eşyanın mahiyeti, hakikatı ortaya çıkmış, ezeli sırların şifreleri çözülmeye başlanmış ve alemde yeni bir sayfa açılmıştır.

Zaman ihtiyarlandıkça Kur’an gençleşmiş, geçen 14 asır Muhammed(a.s.v.)tasdik ve te’yid etmiştir. Diğer peygamberler bir iki ismin azamına mazhar iken, Adem (a.s.)a ’çekirdekler halinde verilen binbir ismin açılımı, ağaçlar halinde Muhammed(a.s.v.)verilmiş ve meyveleri Dünya ve Ahiret pazarlarına dökülmüştür. Onun varlığı, Dünya’nın açılmasına sebep olduğu gibi, duası da Ebedi alemin açılmasına vesile olmuştur.

Kalplerin sevgilisi, akılların hocası, nefislerin terbiyecisi ve ruhların sultanı olan, Muhammed(a.s.v.) a onun Al ve Ashabına, tüm zamanlarda yağan yağmur katreleri, deniz dalgaları sayısınca Salatü Selam olsun.

Yazarın Diğer Yazıları